Tüm geçit ve kuytu yerlerde Jandarma kontrolleri var.Hepsinde bagajımızı açıp gösteriyoruz.

Güzeldere geçidinde 6.defa kontrol için durdurulduk.Uzman çavuş ile aramızdaki diyalog şöyle:

_where are you from?
-Türkiye!
-What's your name?
-mustafa!

(Uzaktan Komutan)
-Lang oolum adam mustafa diyo,Türkiye diyo,görmüyon mu TR yazısını.
-Ne bilim komutanım bizimkileri ilk defa burdan motorla geçerken gördüm. Laughing

Burası benim motosikletle yükseklik rekorum.Sanki dünyayı google earthtan izliyor gibiyiz.

Üsküdarlı er "Abi benden kız kulesine selam söyle"diyor.

















Restorasyon Çalışması yüzünden meşhur HOŞAP kalesini gezemiyoruz.









Ve Van'dayız.Şehir turu ve nihayet günler sonra yaşasın yemek











Hedefimiz Feribotla Tatvan'a geçmek.Gece 24 00 gibi feribota aldılar.Düzenli bir feribot değil.Sadece vagon yükü varken gidip geliyor.

Toplam sivil 4 aracız.Kaptan bizden araç başına 2.5 tl alıyor.Uzun yıllardır motorsiklet taşımadım diyor.














Yol 5 saat sürdü.Sabaha karşı tatvana yanaştık.
Güneşin göl üstünde doğuşunu seyretmek çok güzel bir tecrübe idi.







Abicim buldun püfür püfür güverteyi.Sabah güneşine karşı yap şekerlemeni Very Happy












Kalkışdan 1 saat önce Tatvan tren istasyonundayız.Yataklı vagon biletlerimizi daha önce internetten almıştık.

Kötü surpriz.Görevliler Motor başına 500 tl istiyorlar.OHAA deyince 250 ye indirdiler. Anladığımız kadarı ile fiili bir durum var ama uğraşamayacak kadar yorgun ve açız.


hızlı karar verdik.İstanbul'a sürerek gideceğiz.
Çarşıya devam ve süper bi "van kahvaltısı"






Hedefimiz bu gün Tatvan'dan Kayseri'ye varmak.Çok yavaş ilerliyoruz.Doğu Anadolu'nun hemen hemen tüm yollarında çalışma var.öyle çukurlar var ki içine düşsek AKUT bizi 6 ayda zor bulur.









Bingölün bu köyü gururlu








Hava kararırken malatya'dayız.Orduzu belediyesinin mesire alanında çadır kurduk.






Tam da kayısı festivali varmış.Popçular gece yarısına kadar bangır bangır.....







Kahvaltıda yine muhabbeti fazla kaçırdık.saat 10 00 gibi ancak Malatya'dan çıkıyoruz.

Şekerleme molası bu sefer kendini erken hatırlattı.









Darende'de bu ingiliz marangoza rastladık.Bize İran'ı sordu.Vize alamamaktan endişe ediyordu.
62 yaşındaymış.8 ay çalışıp,4 ay bisikletle dünyayı geziyormuş.Birbuçuk aydır yoldayım,Bu yıl hedefim Hindistan diyor.

Bu akşam "İstanbulda olmayı hedefliyoruz " deyince çok güldü.









Gece gerede otobanında şarzımız bitiyor ve yarı uyur halde bir dinlenme tesisine çadır kuruyoruz.

Sabah sağnak yağmur suyunda yüzerken uyandık.







Bekliyoruz fakat yağmur dinmiyor.Çadırın içinde yağmurluklarımızı giyiyor ve yola çıkıyoruz.Düzce dolaylarında hava açtı.




Günün erken saatlerinde İstanbuldayız.Vedalaşmadan önce Hasan Abi zafer nişanesi olarak isfahanlı kızdan "yadigar" aldığı eşarbı gösteriyor.











ÇOK ŞÜKÜR EVİMİZDEYİZ.





GENEL DEĞERLENDİRMELER
(Bu dahil bütün genellemeler eksiktir)



Güzergah:Toplam 7500 km.3500 ü Türkiye'de
4000 km si İran'da geçti.Eğer doğaçlama değilde titiz
bir planlama yapıp sınıra binmeden gitseydik daha çok
vaktimiz kalır ve
İranda daha fazla km yapardık.


Türkiye Güzergahı





İran Güzergahı











HAZIRLIKLAR

1-bürokratik:Yanımıza sadece pasaport aldık.
İran Türk vatandaşlarından vize istemiyor.Diğer resmi
işlemler sınırda yapılıyor.
İran'a geçmek için triptik(Ruhsatınızın uluslararası hali)
gerekiyor.Kapıda yaptırabiliyorsunuz.Bunun karşılığında
200 $ teminat yatırıyorsunuz.Yatıracağınız banka
şubesini önceden öğrenmeniz gerekiyor.Çünkü kapıda
yatıramıyorsunuz.
Döndükten sonra başka bir ülkeye gitmeyecekseniz
teminatınızı geri alabilirsiniz.
170 tl araçla geçme ücreti,15 tl de yurt dışı geçiş harcı
olmak üzere toplam 185 tl yi geri almamak üzere
veriyorsunuz.
İran tarafı işlemler için herhangi bir
ücret talep etmiyor.


2-Para:Biz yanımıza çoğunluğu dolar ve avro
olmak üzere 2500 tl civarında para aldık.Genel olarak
az para harcamayı ilke edindik.Çok küçük bütçelere
büyük seyahatler yapılabileceğini kendimize ispat
etmek gibi bir iç hedefimiz de vardı.
Resmi masraflar hariç adam başı yaklaşık 1500 tl
harcadık.
1 TLye 635-655 arası tümen(riyal) veriyorlar.
Marlboro sigarası 1800,benzin 400 tümen
Kuzeyde her kasabada,güneyde ise sadece
tahran,isfahan gibi büyük şehirlerde sarraflarda para bozdurabilirsiniz.Bazı esnaflar TL ile de alışveriş
yapıyor dediler ama biz rastlamadık.
3-Kıyafet ve donanımlar:Günlük giysi olararak
20 gün boyunca yetecek kadar tişört,pantolon,çorap
iç çamaşırı,havlu ve terlik aldık.
Motosiklet kıyafeti olarak;Yazlık ve içi ile beraber
kışlık mont,mevsimlik pantolon,bot,dizlik,bellik,kışlık
ve yazlık eldiven ,yağmurluk aldık.

Seyahatin 4/3 ünde yazlık,4/1 inde kışlık kıyafetleri
kullandık.

Uzun tartışmalar sonunda Yan çanta almamaya karar
verdık.Çünkü 20 gün gibi kısa bir seyahatteydik.
Çok eşyamız yoktu.Sadece şahsi eşyalar ve çadırımız
vardı.Depo üstü ve arka çantalar bize yetti.Bu sayede
şehir içlerinde dahi motosikletle gezdik ve trafikte hiçbir
zorluk çekmedik.Ayrica yol boyunca yan rüzgarlardan
az etkilendik.


4-Motosikletler:Sadece lastikleri yeniledik.Seyahat
sonunda lastiklerimiz büyük oranda tükeneceği için
ucuz bir lastik olan Mitas’ E 70 aldık.
Yağmurda ve asfaltta herhangi bir sorun yaşamadık.
Makinelerin bakımları peryodik olarak yapıldığı için,yola
çıkarken ekstra bir şey yapmadık.seyahat ortasında
bakım aralığında kullanmak üzere yanımıza buji,yağ filtresi
ve havafiltresi temizleyicisi aldık.İranda 10/40 yağ
bulabileceğimizi daha önceden öğrenmiştik.

Motorsikletlerimiz sorunsuz bile olsa 12 şer yaşında
olduklarından yanımıza tedbir olarak,lokma takımı,
çok amaçlı bir tornevida,ayarlı pense,zaruri bir kaç
anahtar,buji nahtarı,sıcak lastik kaynağı,her iki motor
için bir takım yedek iç lastik,ve birer dış lastik aldık.
Dış lastiklere gerek olmadığını öğrenince İranda bıraktık.


İRAN DEĞERLENDİRMELERİ:
Polis ve devlet:Bize Karşi devlet memurlarını son
derece kibar,düzeyli ve yardımsever gördük.Örneğin leventte "eminönüne nasıl gidilir? "diye sorsanız,polis
takip et beni diyor ve sizi leventten eminönüne kadar
götürüyor.
Bunda "bakın dünya bizim için neler diyor ama görüyorsunuz
biz ne kadar iyi insanlarız?" mesajı kaygısının etkisi olabilir.
Yine de İstanbuldan geliyor oluşumuzun da ekstra bir
etkisi var kanaatindeyim.Devlet memurlarının yüksek
inisiyatif sahibi olduğunu hissettik.
Ama yine de genel olarak bizim kadar kurumsallaşmış
bir yapıları yok.

Trafik:İranı görmeden once trafik hakkında son derece
olumsuz şeyler duymuştum.Ama tam olarak durumu açıklamıyor..Örneğin;Zifiri karanlık olmadan far
açmıyorlar,çok büyük kavşaklarda dahi ışık yok,yanınıza
direksiyon kırıp camdan "kaç para,kaç basıyo?" diye
sormaya çalışıyorlar(Tabi ki cevap vermeye çalışmadık Very Happy )
Bunun yanında tüm seyahat boyunca gördüğümüz toplam trafik magandası sayısı 3(ÜÇ) .ki istanbulda her 10 saniyede bir
onlar yüzünden canımızı malımızı kollama gereği duyuyoruz.
Tüm sürücüler kemer takıyor,kimse hız sınırlarını ihlal
etmiyor(biz hariç),habire şerit değiştirip makas atan
kimse yok,kimse diğerinin önüne geçmeye çalışmıyor,
motosiklete karşı değil düşmanlık,aksine son derece
ilgili ve saygılılar.
Benzin:İranda kurşunsuz benzin kullanılıyor.
( benzin-e biduni sorb).kurşunlu
benzin bulma ihtimali yok gibi. bir de bizdeki 97 oktan
yerine satılan "super benzin" var
Kurşunsuz benzinin fiyatı 400 tümen yani yaklaşık 75 kuruş.
Mazot ve LPG ise beleş.(bir deposu 2 tl).

Devlet vatandaşına aylık 90 lt benzini 100 tümenden satıyor.Hakkını doldurduğunda ise 400 tümenden alıyor.

Yemek ve hijyen:Ah ah aç kaldık aç.Kahvaltı kültürü
çok farklı.
Kelle paça yiyorlar.Bir Antepli olan Hasan abi için sorun
yok da ben aç kaldım,konserve balık ve bisküvi
yemekten kuruduk.Günlük yemekler de de sadece
kebap türleri var.Kısacası İran mutfağı ve yemek
kültürü benim gibi az et yiyen bir adam için çok
zayıf çok
Hijyene gelince en lüks lokanta ile bizdeki herhangi
bir sokak satıcısının titizliğiyle aynı düzeyde.
Motosiklet ve iran:Dünyada bu kadar çok motorsiklet
seven bir halk var mı bilmiyorum.7 yaşındaki
çoçuktan 77 yaşındaki nineye kadar,herkes
motosiklet hayranı.Hayır büyük motosikletlerin yasak
oluşu ile bir ilgisi yok.(Bizde hepsi serbest de amele
halkımız "iki teker şeytan işi" demekten vaz mı geçti?)
Her evde 3-4 tane motosiklet var, yöneticiler bile
işlerine motorsikletle gidiyor ki,irandaki trafik yoğunluğu
İstanbul kadar çok gözükmüyor. Bir üst düzey yetkili "ırak-iran savaşında zayiatı azaltan en büyük etken İran halkının
motorsiklet kullanma yeteneğidir.Çünkü bir motosiklete
maaile 4-5 kişi binebiliyorlar diyor.
İnanıyorum ki devlet bu anlamsız yasağı kısa bir sure
sonra kaldırmak zorunda kalacak ve iran dünya motosiklet
pazarının en büyük müşterisi olacaktır.


Allah herkese gönlündeki seyahati nasip etsin.


TEŞEKKÜR:Motosikletini bir yurtdışı seyahati için
bana emanet eden kardeşime,yokluğuma katlanan
iş ortaklarım ve aileme,yoldaşım Hasan DEMİRBAŞ'a sonsuz
şükranlarımı sunarım.
_________________
"Seyahat Ya Resulallah"


1150 GS/İstanbul


KAYNAK: http://www.endurocu.com/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=7394


Yorum Gönder Blogger

  1. abi yazılarını bir solukta okudum süper bi gezi ufkumu açtınız

    YanıtlaSil

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Tavizsiz © 2013. All Rights Reserved. Shared by WpCoderX
Top