İnsanlar Güneşin gökyüzündeki hareketlerine bakmışlar, toprağa yerleştirdikleri bir cismin gölgesinin ne kadar yer değiştirdiğini ölçerek günü bölümlere ayırmışlar, gölgeleri izlemişler, üzerinde işaretler olan ve yandıkça işaretleri silinen mumlar denemişler, yağı bittikçe zamanın geçtiğini anlatan gaz lambaları ve kum saatleri, su saatleri yapmışlar.
Zaman kavramı doğuştandır, sonradan edinilmez. Dünya ve hayat "zaman içinde" algılanır. Zamansız duyum ve düşünce, dolayısı ile de insan olamaz. Saat, zamanı ölçmek için sabit hızlı fiziksel olaylardan faydalanılarak oluşturulmuş bir zaman birimidir. Bunun için başvurulmuş en temel fiziksel olay, güneşin gün içindeki hareketidir. Zamanı güneşin yardımıyla ölçmek için güneş saatleri yapılmış, böylelikle "saat" kavramına ulaşılmıştır.
Günümüzde kullanıldığımız saatlerde 60 dakika 1 saat eder, 24 saat ise bir gün eder.
Kısaca saat zamanı ölçmeye yarayan bir alettir. İnsanlık tarih boyunca zamanı ölçmek için çeşitli saatler icat etmişlerdir.
Güneş Saati
Güneş ışınlarının bir cisimde meydana getirdiği gölgelerden faydalanarak günün kısımlarını bulan düzen. İlk defa düşey olarak düzenlenen bir çubuk şeklinde kullanılmış ve gölge uzunluğuna göre günün zamanı tespit edilmiştir.
Su Saati
Su saatlerinin ilk örnekleri (MÖ 1400) Mısır'da bulunmuştur. Bu saatler dibi delik olan ve üzerinde yatay derecelendirilmiş on iki seviye bulunan bir kovanın boşalmasıyla zamanın belirlenmesi esasına dayanır. Su saatleri zamana yeni bir bakış açısı getirmiştir. Çünkü güneş saatleri belirli bir zamanı gösterirken, su saatleri ne kadar zaman geçtiğini gösteriyordu.
Kum Saati
Zaman genel olarak kum saati ile sembolize edilmiştir. İlkçağ'dan bu yana teknik özellikleri hiç değişmeyen, basit bir zaman-ölçer olan kum saatinin ilk olarak Ortadoğu'da kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklara göre ilk kum saatleri, İyonyalılar (bugünkü Türkiye ve Yunanistan'ın Ege kıyılarında yaşayanlar) tarafından yapılmış; daha sonra Yunanlılara, Endülüs Emevileri döneminde İspanya'ya, oradan da Avrupa'ya geçmiş; 15. yüzyıldan itibaren de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Su saatlerinden ilham alınarak yapılmış kum saatlerinde dar bir boru ile birleştirilmiş eşit büyüklükte iki çanak bulunuyordu. Kumun üstteki çanaktan alttaki çanağa boşalmasına bakılarak zaman belirleniyordu. Kullanımı kolay olan kum saatini kurmak için, baş aşağı çevirmek yeterliydi. Kum saatlerinde kumun su gibi akıcı olması arzu edilen bir özelliktir. En iyi saat kumu, mermer tozundan elde edilmiştir. Bu teknikte, kullanılan kumların benzer tane büyüklüğüne ve yuvarlanma derecesine sahip olması, ayrıca saatin içinde nem bulunmaması önemli hususlardı.
Mekanik Kurmalı Saatler
İlk mekanik saatlerde bırakın saniyeyi, dakika bile yoktu. 12 saatte bir başa alınmaları ve kurulmaları gerekiyordu. Saatlerin taşınmasının sebebi zamanı göstermeleri değil, şık kabul edilmeleriydi ve ilk mekanik saatler, saati pek de doğru düzgün gösteremiyordu. Duvar ve masa saatlerinde başarı sağlanmıştı ama o devasa mekaniği taşınabilir hale getirmek için güvenilirlikten feragat ediliyordu.
Avrupa'da ilk mekanik saatler, zamanı duyurmak üzere yapılmıştı. Bu yüzden belirli aralıklarla bir çekiç aracılığıyla ses çıkarılıyordu. Öyle ki, Hristiyanlığın sembollerinden olan çan, saat mekânizmasının bir parçası hâline getirilmiş ve belirli aralıklarla çan sesiyle zamanın insanlara duyurulması sağlanmıştır. İngilizcede 'saat' mânâsına gelen 'clock' kelimesi, Lâtince 'clocca'dan gelmektedir ve 'çan' mânâsındadır. Ancak, daha sonra bu kelimeyle bütün saatler için tarif edilir olmuştur.
Mekânik saatler için bulunan mekanizma, ağırlığın asılı olduğu ipi veya zinciri kısa aralıklarla tutan ve bırakan bir vargel düzenidir ve bu, bütün modern saatlerin de ortak özelliğidir.
19. yüzyıldan itibaren saat, sultanların çevresindekilere hediye olarak verilmekten, çeyiz sandıklarının vazgeçilmez bir parçası ve evlenen çiftlere verilen değerli bir hatıra olmaya kadar günlük hayata önemli bir eşya olarak girmiştir.
Kuvars Saatler
Enerjisini bir yıl ya da daha uzun ömürlü pilden sağlayan saat türüdür.
Atom Saatleri
Hidrojen veya sezyum atomunun potansiyel birer sarkaç olarak kullanıldığı saatlerdir.
Günümüzde saatler teknolojinin gelişmesiyle küçüldü, ceplerimize kader girdi. Artık elektronik, dijital saatler her yerde.
Aslında zamanın dilimlere ayrılarak ölçülmesi yönüyle saatlerin çalışma mantığı hep aynıdır.
Önemli olan bir günlük sürenin eşit süre birimlerine bölünmesidir.
SAAT OLMASAYDI NE GİBİ SORUNLARLA KARŞILAŞIRDIK
Saat olmasaydı zamanı ölçemezdik. Zamanı ölçemediğimiz içinde yapacak olan işlerimizi zamanında yapamazdık, bulunmamız gereken yerlerde zamanında olamazdık. Saat olmasaydı zamanı daha iyi kullanamazdık. Kullanamadığımız içinde okadar çok sorunla karşılaşırdıkki işimize geç kalırdık, okulumuza geç kalırdık yada vaktinden erken giderdik. Her acıktığımızda yemek yerdik, düzensiz beslenirdik. İlaç almamız gerekiyorsa hangi aralıklarla alacağımızı bilemezdik, bazen önceden bazen sonradan alacağımız için sağlımızı kötü etkilerdi.
Saat olmasaydı zamanı ne ile ölçerdik?
Saat kavramına sahip olmasaydık, en fazla sabah, öğle, akşam vb. kavramlara sahip olur, aradaki sürelerde yine güneşin gökyüzündeki konumuna, tahminlere, biyolojik tepkilerimize göre açlık, yorgunluk, uyku gibi , kimi hayvan davranışlarına göre mesela horoz ve bunlar gibi davranırdık.
Günümüzde zamanımı istediğimiz gibi ayarlamak, öğrenmek ve ayarlamak çok basittir. Çünkü neredeyse herkeste saat vardır. Saatin bize sunduğu yararları saymaya kalksak zamanımız yetmez sanırım.
Günümüzde kullandığımız dijital ve mekanik saatler geldiğimiz teknolojik noktanın eserleridir.
Saat olmasaydı insanlar nasıl yaşardı?
Yaşantımızda saat olmasaydı, insan bedenin alışkanlıklarına ve yaşam tarzına göre değişkenlik gösteren biyolojik saati vardır. Biyolojik saat insan bedeninde olan birçok olayın ritmini belirler. Sabah kalkıp öğlen yemek yiyen ve akşam uykusu geldiğinde uyuyan bir insanın günlük döngüsünü gösteriyor. Günlük beden ritmi, gece ve gündüzle paralellik göstermekte. Bedenin ihtiyaçlarına göre bir çizelge izlemekte susayınca su içmek gibi. Yada her gün sevdiği severek yaptığı işine gitmek için saati kuran her gün aynı saatte kalkmaya vücudunu alıştıran kişi daha sonraları kendiliğinden saat çalmadan kalkar, gerçek saat kadar dakik olamaz tabiki bazen geç bazen erken de kalkılabilir. Saat olmasaydı insan bugünkü gibi dakik olmazdı, her işlerini zamanında yapamazdı. Belki sabahları uyanmak için evimizde horoz beslerdik. Taşıma araçlarının ( uçak, otobüs, tren, gemi ) kalkış varış saatleri olmazdı, işçilerin işbaşı, paydos saatleri olmazdı, işlerimizi zamanında yapamazdık. Alacaklarımızı vereceklerimizi zamanında veremezdik. Bu örnekler dahada çoğaltılabilir, kısaca saat olmasaydı zamanı düzene sokamazdık, karmaşa içinde rastgele yaşardık.
Saati kullanmaya ihtiyaç duymadığımız işler var mı? Tabiki yok, demekki gönümüzde saat olmadan hiç bir şey yapamayız.
Yorum Gönder Blogger Facebook
aprieztmkrdezign
218168578325095
DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BURAYA KONUYLA İLGİLİ FİKİRLERİNİZİ YAZIN.
YanıtlaSil