ERMENİ KOMİTELERİNİN EMELLERİ ve İHTİLAL HAREKETLERİ. Sadeleştiren : ENVER YAŞARBAŞ
Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi

Bu eserin içinde insan kafasını dipçikle ezen, uzuvlarını keserekağzına koyan, vücudunu ikiye bölen, ayaklarını tandıra sokarak yakan, 6 aylık bebekleri ateşe atıp yakarak pişirip anasının ağzına zorla so­kan ve yemediği için hunharca öldüren 5, 6, 7, 8, 9 aylık bebekleri ha­vaya atarak kasaturasının üzerine geçirmek için yarış eden, Hamilekadınların karnına süngüyü sokarak öldüren, insanları diri diri ahır, merek, ev ve camiye doldurup yakan genç kızların ırzına tecavüzeden, kendini teslim etmeyen Müslüman Türk kızlarının parmaklarını kesen, tüfenk şişlerini kızdırıp insan sırtlarını dağlayan, insanları can­lı hedef olarak dikip şehid eden, koyun boğazlar gibi yatırıp kesen ken­dilerine Dünya Milletleri içinde azınlık olarak yaşayan hiçbir kimseyeverilmem'ş olan haklan veren Osmanlı devletini, bir zamanlar devlet kurmak için harekete geçtikleri Rusya'da, Rus Çarı'nın emriyle yaka­lanan, öldürülen, esir kamplarına sürülen, hapse atılan ve hiç bir se­çim hakkı olmayan ve kurtuluşu Osmanlı ülkesinde arayan ve bulan, sonra kendisini kandırıp devlet kurma vaadeden acımasız düşmanınınkucağına kendini tekrar atıp onunla b'rlikte huzur içinde olduğu ül­keyi ve halkını çeteler kurup katletmeye kalkışan ve ona ihanet eden bu adi, acımasız, hain, utanmaz ve üzerinde hak iddia ettiai bu mübârek topraklarda hukuki hiç bir hakkı olmayan, yetiştirdiği 3 - 5 ele­manla kendini yeryüzünün en necib ırkı sayan bu millet ki aslında Fransız, İngiliz, Rus milletine uşaklık yapmayı şeref saymış ve sonraavucunu yalamıştır. Acaba nasıl unutulur... Geçmiş devirlerde ecdâd kanına susayan Canavarlar ona yer yü­zünde hiç bir millete nasib olmamış vahşetin, şenaetin envai türlüsü­nü yapmaktan zevk alanlar bugün unutulmuş görünüyor.
Sizlere aşağıda kitabın pdf özetini sunuyoruz. ÖZETtir mümkünse kitabı bulup okumanızı tavsiye ederiz.
Ermeni terörünün tarihçesi. Arménien terreur historique
 Ermeni Terörünün Tarihçesi kibandan bazı alıntılar sunuyoruz, kibatın içeriği hakkında bilgi sahibi olmanız açısından faydalı olacağı kanatindeyim.
BİRİNCİ KISIM
Türkiye'de sakin Ermeniler 14. Yüzyıldan beri Osmanlı Devletinin tabiyeti altmda ve idaresinde bulunuyorlar. Hükümet bu unsura daima iyi muamele etmiş, din ve milliyetlerine karşı hürmet göstermiştir.En mühim hizmetleri vermek suretiyle itimad ve emniyet göstermekle beraber sosyal ve fikri seviyelerinin yükselmelerine ve terfi etmelerine hal ve mevkilerine aid sebebleri hazırlama ve müsadelerde bulunmayı özellikle bahşetmiştir.
Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin îstanbulun zabtını mü­teakip Anadolu'dan payitahta nakl ettirdiği Ermenilere 1461'de sırf bir lütuf eseri ve ihsan olmak üzere bir patriklik tesis etmiştir. Büyük ıs­lâhat fermanıyla Ermenilerin de esas hukuka mazhariyetleri sağlan­mıştır. Yine bu unsura karşı bir itimad nişanesi ve teveccüh olmaküzere 1760 da Dini, Milli, îçtimai meseleleri için Ermeni Umumi Milli Meclisi» nâmı altmda bir meclis tesisine müsaade olunması hükümetin kendileri hakkındaki dikkatli görüşünü gösterir. Bu itimadın tabii ne­ticesi olarak sair memleketlerde, özellikle Rusya'da Ermeniler RusMüstebid idâresinin en müthiş mezâlim ve insafsızlığı altmda kıvranır. Katagikosluğa aid Mekteplerin vakıfları, din müesseseleri ele geçirilir ve el konur. Ermenice eğitim için ilk mekteb'.erin bile tesis ve açılmasıengellenir, serbest gidiş geliş, toplanma hakkı, neşriyat bin türlü kayıdlarla sınırlanır ve bağlanır. Hatta Kaîogikaslann tard ve uzak1 aş­tırılmadı yapılırken biraz hayat eseri gösteren Ermeniler aileleriyle beraber Sibirya'da, Kafkasya'da siyasi suçlu diye mahv ve yok edilir­ken Türkiye'dekiler hükümetin gözü önünde açıkça Milli Meclislerin­de serbest düşünceyle Milliyet Mesellerini münakaşa ve müzakere, edebiliyor, patrikhanelerini, mekteblerini, muallimlerini, ruhâni reis­lerini istedikleri gibi tâyin ediyorlardı. Aynı zamanda Osmanlı hüküme­ti de en mühim siyasi memuriyetleri bu unsura mensub zevatın eline emin düşünceyle ve itimadla tevdi eyliyordu.
Van işgali sırasında ermeni topçular
Ermeni ahali askere alınmadığı için bütün gayretlerini ticaret, ziraat ve sanayiye yönelterek tam bir huzûr ve refah ile çalışarak kül- fetsiz nimete mazhar olmuşlardır. Memleketin her cihetinde haiz ol­dukları iktisâdi mevkileri ancak bu sayede muhafaza etmişlerdir. Ec­nebi memleketlerinde bilhassa Rusya'da mezâlime ve tak.be uğrayan­lar da saf ve temiz Osmanlı hükümetinin merhametli kanadının altına ve hamiyetine iltica üe kendilerini kurtarmaya muvaffak olmuşlar, memleketimize yerleşerek geçimlerini temin edebilmişlerdir.
Bu karşılıklı emnyet ve itimad 19. asrın dördüncü çeyreğine kadar devam etmiştir. Fakat bilhassa bu tarihden sonra Osmanlı hüküme­tinin mevki ve siyâsi vaziyetinden istifâde etmek isteyen diğer dev­letlerin aleti olan Ermeni Komitecüeriyle, istiklâl meıkuresiyle dimağ­ları doymuş bazı Ermenilerin telkinatıyla ortaya bir Ermeni meselesi çıkarıldı.
İstanbul Patrikliğinin kuruluşundan başlayarak 1861 tarihine ka­dar Patrik ve Patrikhaneler Osmanlı saltanatına karşı bile açık olsun sadakat gösteriyorlardı.
Rusya'da ise Katagikaslar Rus siyâsetine âlet olmağa başlamış­lar bunlardan bilhassa (Nerses Aşdaragesi) ismindeki Katog'kos Va­tan Muhafızları namıyla kurduğu 60 bin kişilik bir kuvvetin başında Rus, İran muharebelerine iştirak etmişti. Rusların emellerine âlet olan Katogikoslar bilahare Türkiye Ermenileri üzerinde de manevi nüfuz kurmak için İstanbul Ermeni Patrikliğine görünüşte ruhâni bir ma­kam vermiştir. Hakikatte ise bu sıfatla Türkiye Ermenilerinin de mu­kadderatını istedikleri gibi idareye çalışmışlar ve Rus siyasi memurla­rının da delâletiyle patriklerin bazılarını elde ederek yavaş yavaş buna muvaffak olmağa başlamışlardı.
Özetle İstanbul ve sair Osmanlı şehirlerindeki Ermeni Kiliselerin­de ayin esnasmda Katogikaslann büyük vaazlar etmeleri alışılmış de­ğil iken, 1844 de Patrik (Mateos) Rus Sefirinin telkinatma uyarak Kategikos Nerses Aşdaragesi'nin ismini Galata Ermeni Kilisesinde Rus- ya'daki isminden başka Ermenilikle alâkası sınırlı bir Rus siyaset mer­kezi olan Katog'koslukla birleşmesinden meydana gelecek vaziyeti daha o zaman takdir eden uzak görüşlü Ermenilerden bazıları buna mani olmak istemişlerdi.
Diğer cihetden Rus Ermenileri arasında da Türkiye aleyhtarı ce­reyanlar geliştirilmesine gayret ediliyordu.
Ülkede müslüman teba vatan uğrunda canını fedâ etmekde ve bu sebeble memleketin iktisâdiyatında esaslı bir mevki temin edeme­mekte iken Osmanlı Ermenileri memleketin ikt'sâdiyatında yüksek -evMer tutmakta, kendilerine balış olunan müsaadeler dolayısıyla ~estetler açarak, cemiyetler şirketler teşkil ederek servet ve refâh 'j»""" rm aİlh ıpç^ft idiler.
Buna ilaveten hükümetin teşviki ve yardımları da vardı. 24 Ma­yıs 1860 da (Ermeni Millet Meclisi Umûmisi) nin meydana getirilmesi Yodikule Ermeni Hastahanesine ve Hasköy Yemekhanesine, diğer milli müesseselere verilen resmi tahsisat, Patrikhanenin yıllık bütçe açığına mukabil verilen meblağlar bunlara misallerdir.
. Rusya'daki Ermeni düşünürleri ve muharirleri çok eskiden beri yayınladıkları gazete kitap ve broşürlerle Rus ve Osmanlı Ermenilerini Türkler aleyhine tahrik ve şiirlerle İslâmları tahkir ve tezyif ve «Ya- rab! Sen Ermeni Milletine Himmet et, Düşman Türkü kahr ve helâk et gibi ilâhiler tertib ediyorlardı.
Bu cereyan tabiatıyla Türkiye'deki Ermenilere de sirâyet etdi. Ve zaten İstiklâl fikirleriyle doymuş olan dimağlarda, ecnebi memleket­lerinde tahsil görmüş, yaşamış gençlerde bu cereyan pek güzel ve mü­sait bir zemin buldu.
Bilâhare Patrik Katogikos olan Mığırdiç Hrımyan ki, Berlin Kon­feransına aşağıda toplanacak notayı vermişdir. Van'da ve Irak Manas­tırı dahilinde 1857 tarihinde bir matbaa tesis etdi.
Ermeni İstiklâli mksadmı takip etmek üzere (Arziv - Vaspurağan/ Van Kartalı) ismindeki Gazeteyi neşre başladı. Buna diğer vilâyetde de müstâkil Ermenistan şiirlerini terennüm edenler iltihâk etdi. Mı­ğırdiç, Hrımyan 1869 da Ermeni Patrikliğine seçilmesini müteakip Mil­li Ermeni Meclisinde tam: bir şiddet ve hararetle faaliyete başladı. Er­meni çetelerinin mezâlimini kapatmak için vilâyette zülm ve insaf­sızlık vukuuna dair mütemadiyen raporlar neşrettiler.
Bu cereyan ve harekâtın bilhassa Hrımyan'm tahrik edici vaiz­lerinin ilerde doğuracağı neticeleri takdir eden Ermenilerin gayretiy­le Hrımyan 1873 de istifa etti. Fakat adı geçenin arkadaşları mekteb- lerde Ermeni tarihini, Ermeni Coğrafyasını, Ermeni Edebiyatını ser­bestçe okutarak Ermenistan İstiklâl manzümeleri söylettirerek faali­yetlerini sürdürdüler.
1874 senesinde Nerses Varjabetyan, Hrımyanı halef tayin etti. Bu sırada Osmanlı-Rus Muharebesi son bulmuş ve Rus ordusu Ayaste- fenos önlerinde tutularak Ayastefenos muahedenâmesi kabul edilmişti. Patrik Nerses, Rusların İstanbul kapılarında bulunmasından yararla­narak bizzat Grandük Nikclay'ı ziyaret etti. Mığırdiç Hrımyan, Horen, Narbey, İstepan Papazyan ve Masdiciyan'dan meydana gelen bir mu­rahhas heyeti vasıtasıyla Nikola'ya gönderdiği Muhtırada Osmanlı Dev­leti aleyhinde sert şikâyetden sonra «Ermeni meskûn şark vilâyetle­rinin Ermenistan namıyla İstiklâlinin ilânına müsade olunmasını ve hiç omassa adıgeçen vilâyetlerin Rus Kontrolü altına alınmasını» rica etti. Yine maksadım kolaylaştırmak ve büyük devletlerin korumasını teinin için Hnmyan ve Nar bey ile diğer iki ruhani memurdan meyda­na gelen bir heyeti de Avrupa'ya gönderdi.
Hnmyan Roma, Viyana, Paris ve Londra'yı, Narbey'de Rusya'yı ziyaret ettiler. Sonra Berlin'de Mınas Çeraz ve îstepan Papazyan ile birleşerek Berlin Kongresine bir muhtıra takdim ettiler. Bunun neti­cesi olarak Berlin muahedenâmesine 61. madde dahil edildi. Avrupa'ya karşı br Ermeni meselesi ihdas olunurken dahildekiler de Osmanlı Dev.etinin itimadından istifâde ederek teşkilâtı en ufak yerlere kadar hararetli bir çalışma ile genişletmeye çalışıyorlardı. Nerses zamanın­da ve ondan evvel teşekkül eden Ararat, Şark, Okul - Sevenler, Kilikya Cemiyetleri 1880 de (Müttehit Ermeni Cemiyeti) namı altmda birleş­tirildi. Bu Cemiyetin maksadı da şark vilâyetlerinde mektebler açarak yeni nesli aydmlatmak idi. Bu da hükümetin Ermenilere karşı hayırlı emeller beslediğini pek bariz bir suretde gösterir.
Kânûn-i Esâsinin ilk defa ilânı münasebetiyle İcra edilen mera­sim meyamnda Ermeni vaziyeti daha unutulmamışdır. Mekteblerde Ermenilerin terennüm ettikleri manzumeler milli ihtüâl ve istiklâl is­yanları manzumeleriydi. Gedikpaşa'daki Tiyatroda sahnelenen piyes­lerde Ermenilerin Dara (1) ordusuna karşı savaşan, Ermenistan'ı kur­tardığı için bu gün aziz meyamnda sayılan, hatırası için ayin gününe ismi verilen milli kahramanlardan (Vartan Mamikonya) piyesiyle Er­meni Krallarından (İkinci Arşak) ve emsali istiklâl ve muhtariyet fikir­lerini ihtiva eden, halkı heyecanlandıran piyesler idi. Halbuki bu za­manda Rusya'daki Ermeniler bu p'yesleri oynatmak değil, isimlerini ağızlarına almağa bile cesaret edemiyorlardı.
Nerses'in ölümünden sonra Erzurum episkopusu Harutyun Vaha- bedyan 1885 de patrik seçilerek tayin olundu. Bu adam Türk sempa­tizanı tanındığı için ne Ermenistancılann ve nede ruhban reislerinin mazhanna nail olamadı.
Hnmyan ve arkadaşlan ile bühassa Mateos İzmirliyanki sonra patrik ve katogikos olmuşdur ve diğerleri programlarına ve fesad ve­ren yayınlara şiddetle devam ediyorlardı.
Aynı zamanda marhasalarada kendilerine verilen programa bağlı olarak şark vilâyetlerinde faali yetde bulunmakta ve Avrupa müdaha­lesini celb için ne yapmak mümkünse hepsine tevessülden çekinme­mekte idiler.  ;
Kafkasya'da ise Ruslar Ermeni müteffekkirlerini muharrirlerini elde ederek Osmanlılara karşı eserler yazdırıyorlardı. Ermenistan İs­tiklâli, Milliyet mefkûrelerinin ihyâsı için destanlar neşretme, çevirme ve komiteler teşkil ettiriyor ve her türlü vasıtayla kendilerini teş­vik ve gayrete getirmeye çalışıyorlardı.
Ermeniler Kiliselerin özelliğini bir din maksadından daha ziyade Milleti temsil ettiği için muhafazaya itimad etmişlerdir. Milli muhar­rirlerden Kafkaslı (Haçadur), (Apovyan), (Nalbandyan), (Kamar Kâtiba) eser ve şiirleriyle milli fikirleri İstiklâle, Türk'lük aleyhine teş­vik ederlerken Fransa'da terbiye gören ve Büyük Fransız İnkilâbı ha- tıralarıyla dimağları doymuş olan gençlerde milliyet meselelerine ka­rışmaya başlamışlar ve bilhassa Ermeni Milli Cemaat ve Meclislileri Teşkilâtında büyük tesirler yapmışlardır. Nihayet 1865 de sarf edilen gayret ve ayaklandırma semeresiyle bu meclislerin umûmi reylere mü­racaatla seçilmesine muvaffak olmuşlardır.
• Asıl dikkat edilecek yan Devleti Aliye'nin bu teşkilâta izin ver- mekden ziyâde bunları tasvib etmesi idi. Bunda da mazurdu. Çünkü hükümet Ermenileri Hristiyan tebasınm en sadıkı olarak tanıyordu. Yine bu sıralarda İngiltere hükümetinin Ermeni sakini olan vilâyete tayin etdiği konsolosların geleni bırakması ile vilâyette İstiklâl, muh­tariyet fikirleri daha ziyâde yol almağa başladı.
Rus - Türk muharebesinden sonra Rusya'da ve bilhassa Kafkasya'­da hüküm süren ihtilâl fikirleri yavaş yavaş Ermeniler üzerinde de tesir meydana getirmeye başladı.
Ermenilerin memnunsuzluklan Rus Çar'ının istibdâd ve şiddetini ve şiddetin artmasında Ermenilerin hoşnudsuzluğunu bir kat daha arttınyordu.
1882 de Tiflis'de neşrolunan (MEŞAK) gazetesi kapattırıldı. İki sene sonra Katogikosluğa (Markar) isminde bir Papaz, ahalinin ar­zusuna muhâlif olarak zorla seçtirildi. Birçok Ermeni mekteblerinin kapanışı bunu takip eyledi. Tiflis'teki Cemiyetleri Rusların pek çabukkeşfettiklerini ve .onları terbiye için hareketlerin şiddetini gören va­tanperverlerin bir kısmı kendini kurtarmak için Avrupa'ya, diğer kısmı da Türkiye'ye iltica etdi.

Bütün bu harekâtın Türkiye Ermenileri üzerinde tesir yapması tabiiki gayrı kabil idi. Dışardaki Ermeniler içeriye ihtilâl evraklarıgöndermeğe, neşrettikleri gazeteleri şevke başladılar. Dahildekiler de zaten mevcud olan cereyanı idareye ve malümâtlandırmaya çalışıyor­lardı. Şark vilâytlerinde açılan mektebler bilhassa misyoner mektebleri de yeni neslin fikirlerini bu zemine daha esaslı bir surette hazırlamak için büyük çalışmalar yaptı.

Üç sene patriklikte kalan (Vahabedyan)dan sonra yerine 1888 de Horen Aşkıyan patrik seçildi. Bu zatı faal olan Hizipler Türk dostluğuyla itham ediyor, yerine ismi geçen ve hırsıyla şöhretli menfaatpe­rest, riyakâr bir şahıs olan (Narbey)i geçirmek istiyordu.
Bu müddet zarfında vilâyette çıkan en basit olay oradaki Marha- salar, Konsoloslar marifetiyle fevkalede büyütülüp, istenilen şekil ve­rilerek Avrupa'ya Türk zülm ve insafsızlığı şeklinde aksettiriliyor ve her vesileyle müdahale isteniyordu. Bu gibi ufak vakaları dışarıda neşr ve tamimle Avrupa'nın dikkatini çekmek amacıyla Van Ermeni Mek­tebi muallimlerinden Mığırdiç Portakalyan Avrupa'ya firar ederek Marsüya'da 1885 de (Armemya) ismiyle, (Minas Çerez) da Paris'de yine (Armeniya) namıyla birer gazete neşrine başladılar.
(Minas Çeraz) ayni zamanda Gazetesinden başka nutuklarıyla, Konferanslarıyla Ermeni milliyeti davasının ve 21. maddenin tatbiki için icap eden teşebbüslerde bulunmayı deruhte etti. Bütün Avrupa ve Amerika'nın nazari dikkatini çekmek için her türlü vasıtalara mü­racaat edildi.
 HINÇAK KOMİTESİNİN TEŞKİLİ
Asıl, ihtilâl komitelerinin Türkiye'de ortaya çıkışı 1880 senesinden başlar. 1882 de ilk defa Erzurum'da (Silâhlılar) Cemiyeti teşekkül etti. Bu cemiyeti teşkil eden gençler yardımda kullanılmak üzere süâh ta­şıyacaklardı. Adı geçen cemiyet 1883 senesine kadar devam etmiş ve üyelerinden bir kısmının tevkif edilmesi üzerine dağılmışdır.
Bir kaç sene sonra Van'da isyân hareketleri zuhur etdi. 1885 de bir marhasa seçilmesi meselesinden dolayı yine bir ihtilâl çıktı. Bu suretle ihtilâl ruhu etrafa sızmaya ve yayılmaya başladı. İstanbul'da vergi verilmemesi, Muş'da, Eleşgird'de diğer sebeplerden dolayı isyan­lar meydana geldi.
Asıl Hınçak cemiyeti 1886 da Kafkasyalı (Nazarbey) isminde bir şahıs üe karısı (MARA) tarafından Sosyal Demokrat olmak üzere İs­viçre'de kuruldu. Hergün neşrolunmak da olan Hınçak - Gazetesi bu komitenin fikirlerinin, yayımcısı olarak basılmaya ve Osmanlı memle­ketine gönderilmeye başlandı.                                                          ,
Hınçak Komitesinin düşüncesi Ermenilere yeni muhtar bir idare tesis etmekti. Sonunda İzmir, İstanbul, Haleb gibi mahallerde şubeler açıldı. Bir çok Ermeniler bu cemiyete girdi. Hinçak programında Er­meni davasının Avrupa kabinelerinin tavassud ve müdahalesiyle istih­sali fikri kabul olunmuyordu. Siyasi menfaatlerin çarpışması bu emelin meydana gelmesini temin edemiyeceği için bu vasıtaya müracaat ve ümid bağlamak beyhude telakki ediliyordu.
Her şeyden evvel komitenin, Ermeni bulunan vilâyetlerde teşki­lâtının genişlemesi, hükmetmesi, güçlenerek münasib zamanda ihtilâl­ler ile milli emellerin yine kuvvetle üretilmesine çalışılmıştır. İhtilâl vasıtalarının meydana getirilmesi ve (terör) suikasdler için para top­lanması, içte çeteler teşkili ile Osmanlı hükümetinin mütemadiyen
meşgul bulundurularak zayıf ve kuvvetsiz düşürülmesi esasları takib olunuyordu.
1889 tarihlerinde Hnçaklar teşkilâtım daha mükemmel bir hale getirmişlerdi. Bunların teşvikleri neticesi olarak 1890 da silâh ile ko­runmak,Ermeni Sanasaryan - Mektebine siyah bayrak asılması mese­lesinden dolayı Erzurum'da isyan meydana geldi. Bunu müteakib bir çok yerlerde de ufak büyük olaylar başladı. Hınçak - Komitesinin delâletiyle icra olunan gösteriş ve ihtilâllerin en büyüğü İstanbul'da mey­dana geldi. 1890 da Cangülyan, Kalciyan, Açıkbaşyan, Boyacıyan, Damadyan namlanndaki şahıslar Istnbul'da Kumkapı Kilisesinde verilen nutuklarda Osmanlı devletinin mühürlü kağıtlarını (fermanlarım) Cangülyan ayakları altına alarak parçalar sonra göstericiler önde pat­rik olduğu halde silâhlı olarak Bâb-ı Ali'ye şikâyet beyânında bulun­maya giderler.
Alınan tedbirler sayesinde göstericiler dağıldı. Bu teşebbüstenbeklenen neticede daha ortasında iken sonuçsuz kaldı. Esasen bu hare­kâtı makûl görmediği rivâyet olunan Patrik Aşıkyan istifa etti.
 Ma­mafih Hınçak Komitesi bundan sonra faaliyetini bir kat daha şiddet­lendirdi. İstanbul'da, vilâyetde yeni yeni gösteriler hazırladılar. Rus, ' İngiliz Sefaretleri şark vilâyetlerindeki konsolosları vasıtasıyla komi­teyi gizliden gizliye cesaretlendiriyorlar ve kendilerine maddi ve ma­nevi koruma ve yardımda bulunuyorlardı. Komiteler vilâyet ahalisin­den bir takım hayranları da çeşitli vaadlerle kandırarak bunlardan (Terörist) 1er teşekkül ettirdiler.
1894 de Komiteler ile aynı görüşte olan (MATYOS İZMÎRLİYAN) Milli Meclisin zor ve baskısıyla patrik seçüdi. İşaret olan patrikliğe oturmasına müteakip komitelerinde başkanlık görevini yaparak terti­batı bir kat daha genişleterek komitecileri doyurdu.
O sırada Muş mutasarrıfına hakaret ettiğinden dolayı azledilen ve İstanbul'a gönderüen (Kirkor Aletciyan) isminde bir Papaz'da Pat­rik İzmirliyan tarafından Ruhâni Meclis Başkanlığına ve daha sonra Kilikya Katoğikosluğuna tayin edildi.
İzmir'deki Taşnaksutyun kulübü üyesi Parsih Gulbenkiyan'ın evinin mutfağında gaz tenekelerinde saklanan bomba ve dinamitler.

TAŞNAKSUTYUN KOMİTESİ
Bu esnada, yani 1890 tarihinde Hınçâkların memnun edemediği bazı şaşkınlar (TRUŞAK) namı altmda daha sonra Taşnaksutyün is­miyle bir cemiyet teşkil ve Truşak Gazetesini tesis etdiler. (TRUŞAK Bayrak demekdi.)
Hmçaklar maksadlarmm gerçekleşmesi için zorla para toplamaya, tüccara tehdid mektubları göndermeye başladılar. Komiteye para ver­mediklerinden veya memleket için zararlı olduğunu takdir ederek Ko­mitenin menfaatlerine ve emellerine yoldaşlık etmeyen ve baş eğmeyen
Ermenileri de öldürmeye başladılar.
Papaz Mampre Üsküdar'da, dava vekillerinden Haçik Topkapı'da, Dikran Karagözyan köprü üstünde, tüccardan Apik Uncıyan Galata'da, dava vekillerinden Sebah Galata'da Havyar Hanı kapısında Hmçakla­rın bu uğurda öldürdükleri şahıslardır.

Bir tarafdan Rusların diğer taraftan İngiliz ve Fransızların siyasi teşebbüsleri için ellerinde güzel bir alet olan, yalancı vaadlere aldanan bu komiteler kendilerinin daha büyük işler yapacaklarına, Rus, İngiliz ve Fransız himayesine dayanarak milli emellerini gerçekleştirmeyemuvaffak olacaklarına kati bir itimad besliyordu. Avrupa'daki (HIN­ÇAK), (TRUŞAK) ve Amerika'da yayınlanan diğer Ermenice gazete­ler hergün baştan aşağıya Osmanlı hükümeti ve İslâm milleti aleyhin­de kabulü mümkün olmayan, düşünülemeyen alaylı ve küçük düşü­rücü yazılarla sütünlar dolduruyorlardı.
İstanbul'da Patrik İzmirliyan her vesileden istifâde ile Sarâyı Hûmâyun'a ültümatom gönderiyordu. Vilâyetde marhasalar (1) Rus, İn­giliz, Fransız Konsoloslarına tavassut ve müdahale istirhamnameleri veriyorlardı. Ayni zamanda komitelerin çıkardığı fesatlıkların doğura­cağı neticeleri ile Zeytun ve Sasonlular ayaklanarak civarlarmdaki is­lâm halkına katliam yapıyorlardı.
Nihayet 1896 tarihinde dışarda tertib ve İzmirliyan'ın söyledikle­rini tasdik ederek, tatbik olunan Banka vakası çıkdı,
Komiteciler Ecnebi devletlerin müdahalesini daha esaslı bir su­rette temin için Osmanlı Bankasını basmağa ve burayı havaya uçura­caklarım öne sürerek maksatlarına nail olmağa karar vermişlerdi. Rus pasaportuyla Avrupa'dan gelen bir kaç komitecinin maiyetinde yerli bir takım ileri gelen kabadayılardan boş ve beyinsiz şahıslar bir gün ansızın silâh ve bombalarla bankaya girerek plânlarını tatbike yeltendiler. Hükümet tabiiki bunları dağıtarak süküneti sağladı.
 Asü olayı tertib edenler ise Fransız ve Rusların himayesiyle yakalanmaktan kurtarılarak, Fransa sefareti Baştercümanı (RUEH), Rusya sefareti Baştercümanı aslında ermeni olan (MAKSİMOF) un refakatıyla ve Fransız sefareti maiyetine memur su botu ile mesavri kumpanyasınm(Jirond) vapuruna götürülerek ve her türlü ihtiyaçları tatmin ve te­min olunarak İstanbul'dan sağ salim uzaklaştırıldılar.
Galata, Samatya Patrikhane kiliselerine kapanan Truşak fedaileri Osmanlı hükümetinin lütf ve affını istirham ediyor. Komite reislerin­den (Armen Aknûni) Samatya'da Sulumanastır tepesinde İngiliz do­nanmasının dönüşünü bir çok saatler gözetledikten sonra kendilerini gaflete düşürenlere karşı lânet ederek intihar ediyor. (İzmirliyan) isepatriklik koltuğunda müsterih ve kayıdsız oturuyor, banka kahraman­ları da Jirond'un salonunda birleşerek İstanbul'dan ayrılıyordu.
Fikrinde sebat eden fesad verici hareketlerden geri durmayan İz­mirliyan nihayet 1896 Eylülünde azledilip Kudüs'e sürüldü. Aynı ta­rihten itibaren Ermenilerin Avrupa ve Amerika'ya firarları başladı. Komitelerin gerek içerde ve gerek dışardaki teşebbüsleri ve hareket­leri meşrûtiyetin ilânına kadar devam etti. Açmiyazin (2) Katogiko- sunun müthiş Rus mezalimine karşı ses çıkarmadığı, komitecilerin ora­larda en ufak bir harekete bile cesaret edemedikleri sıralarda Kato- gikos Türkiye'deki Ermeni meselesi için Lahey Sulh Konferansına murahaslar gönderdi.
Komitelerin 1896 İhtilâlinden sonra Osmanlı devleti haricindeki on iki senelik işleri ve hareketleri hakkında özel aralıklarla izahat verileceği için burada en ziyade şayanı dikkat harekedden olan Zey- tun, Sason, Erzurum ihtilâllerinin incelenmesi uygun görülmüştür.

Yorum Gönder Blogger

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Tavizsiz © 2013. All Rights Reserved. Shared by WpCoderX
Top