Üzülme sebebim üst kimliğini muhafazakâr olarak kurmuş olan kişilerin mahremiyet konusunda hiç fikirlerini yormamış olmalarıydı.
Birkaç yaz önceydi sanıyorum. Son On Beş Dakika isimli romanımı henüz bitirmemiştim. Günlük hayatımızdaki melekler bahsini en yoğun düşündüğüm zamanlardı.
Seküler zihniyetin kodları altında yeniden yeniden meleklere iman bahsini tefekkür etmediğimizi, imanımızı günün şartları altında bir sınava tâbi tutamadığımızı düşünüyordum. İşte fikrimin endişesi bu yol üzere akarken İSAM'ın insanı başka bir âleme ait kılan kütüphanesinde Benjamin'in bir metnine rastladım. O metin bütün siyasi literatürümüze "kaset siyaseti" olarak giren süreçte hep benimle oldu. Bir tarafta Benjamin'in bu metni, diğer tarafta Hz. Ömer'in bacadan insanların evlerini gözlerken içine düştüğü durum.
Hz. Ömer bahsini yazmıştım. Kendimi tekrara düşmemek için Benjamin'in Moskova seyahati sırasında karşılaşmış olduğu bir anısını nakletmek istiyorum: "Moskova'da neredeyse bütün odaları Tibetli rahiplerle dolu bir otelde kaldım: Budist tapınaklarının kongresi için oraya gelmişlerdi. Odaların çoğunun kapısının hep aralık oluşu dikkatimi çekmişti. İlk başta rastlantı gibi görünen bu durumdan giderek tedirgin oldum. Sonunda odalarda asla kapalı bir mekanda kalmamaya yemin etmiş tarikat üyelerinin bulunduğunu öğrendim...Bir camekanda yaşamak kusursuz bir devrimci erdemdir."(Sanat ve Siyaset/s.55)
Bu bahsi tekrar hatırlama sebebim bu defa bir kına gecesi vesilesi ile oldu. 1980'li yıllarda tesettürlü genç kızlar kına gecelerinde en fazla başını açardı. Ne kadar değiştiğimizi ne kadar "muhazakarlaştığımızı" ve ne kadar "Arap tarzı"na teşne olduğumuzu anlamak için kına geceleri üzerinden yol almak gerekiyor.
Kına gecelerinde genç kızlar giderek kendilerini imha eden bir kostüm tercihinde bulunuyor. Sadece kına gecelerinde mi? Sadece kızların katıldığı mezuniyet gecelerinde de çıldırmış bir şekilde dekolte kıyafet giyiyorlar. Dekolte kıyafetler giymek için de sürekli bir seremoni uyduruyorlar. Mezunlar gecesi, doğum günü partisi, yaza merhaba, en sevdiğin arkadaşını getir. "Temasını" belirleyen "partisini" patlatıyor velhasıl.
Bir arkadaşımın kızı mezuniyet resimlerini gösterirken bak ne kadar kapalılar dedi. Arkadaşımın kızı tesettürlü ve ne kadar kapalılar diye gösterdiği arkadaşlarının hepsinin göğüs dekoltesi vardı. Sen buna kapalı mı diyorsun dedim şaşkınlıkla. Evet tabii dedi. Bunlar sınıfımızın en ulusalcı ve en modern kızları. Sonra diğer fotoğrafları gösterdi. Evet ulusalcı /modern kızların kıyafetinde bir asalet vardı. Diğerleri ise ne kadar dekolte o kadar moda anlayışının esiri et yığını olarak duruyordu.
Çiçeği burnunda yeni mezun genç kız; en bayağı kıyafeti giymiş olanı göstererek biliyor musun bu arkadaş daha önce tesettürlü imiş dedi.
Vücut dili tesettürlü olmadan giyilen çarşaf, ferace ve pardösünün bir anlamı olmuyor.
Vücut dilinin tesettürlü olması ise meleklere iman bahsini sürekli hatırda tutmak ile alakalı.
Edep bahsi önce mahrem alanda başlıyor.
Fakat acı olan şu ki kamusal alanda tesettür yasakları ile boğuşan genç kızlar özel alanda "aşırı" bir dekolte tutkusu içinde.
Bir kına gecesinde kim kapalı kim açık anlayabilir misiniz? Anlıyoruz dedi genç kız en dekolte giyinenler genellikle dışarıda tesettürlü olanlar arasından çıkıyor.
Lütfen bu yazı üzerinden kıyamet koparmayın. Sadece düşünün. Vücut dilinin tesettürlü olması üzerine fikrinizi yorun. Bu gidiş gidiş değil.
Fatma Barbarosoğlu
kaynak: moralfm.com.tr
Yorum Gönder Blogger Facebook
DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(