LOKMAN (LUKMAN) HEKIM Bir nebî veya velî oldugu ihtilâfli; ancak çogunlugun tercihine göre hakim bir sahsiyet. Kur'ân-i Kerîm'de Lokman adi iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13). Kelime, ayni zamanda Mekkî bir surenin adidir. Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyslilerin Lokman'i Hz. Peygamber (s.a.s)'e sormalaridir.

Lokman'in adı geçen iki ayetin meâli söyledir: "Andolsun Biz Lokman'a Allah'a sükretmesi için hikmet verdik. sükreden kimse ancak kendisi için sükretmis olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her seyden müstagnîdir, övülmeye lâyik olandir. Lokman, ogluna ögüt vererek. "Yavrum, Allah'a es kosma, dogrusu es kosmak büyük zulümdür" demisti " (Lokman, 31/12,13). Lokman'in adi içinde geçmese de onun ogluna ögütleri devam etmektedir. Ancak arada iki ayet içinde Yüce Allah, Lokman'in ögüdündeki es kosmayi(sirk) tekit için ana-babaya iyi davranmak; yaradana sükür, ana-babaya tesekkür etmesini bilmekle beraber; eger ana-baba Allah'a es kosmak üzere çocugunu körü körüne zorlarlarsa o çocugun onlara itaat etmemesi, dünya islerinde onlarla güzelce geçinip Allah'a yönelen kimselerin yoluna uymasi gerektigini bildirmektedir (Lokman, 31/14,15). Lokman'in ögütleri söyle devam etmektedir: "Yavrum, isledigin sey bir hardal tanesi agirliginca olsa da, bir kayanin içinde, göklerde veya yerde bulunsa da, Allah onu getirip meydana kor. Dogrusu Allah Lâtif'dir, haberdar'dir. Yavrum, namazi kil, iyiligi emret, kötülükten vazgeçir ve basina gelene sabret; dogrusu bunlar azmedilmeye deger islerdir. Insanlari küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Allah, kendini begenip böbürlenen kimseyi hiç süphesiz ki sevmez. Yürüyüsünde ölçülü ol, sesini de kis! Seslerin en çirkini süphesiz merkeplerin sesidir" (Lokman, 31/16-19).

Lokman suresinde geçen meâli verilen ayetlerden anlasilmaktadir ki, bu zat bir hakimdir. Çünkü ona hikmet verilmistir. Böyle bir hikmete ulasan kimseye gereken, o hikmete sükürdür. Aslinda Yüce Allah'in, sükür de dahil hiç bir seye ihtiyaci yoktur. Ancak sükre ihtiyaci olan Insandir. Çünkü Allah, sükredince nimetleri artirma vadinde bulunmustur (ibrâhim, 14/7). Lokman, üç kere "yavrum" veya "oglum" diye hitap ederek ogluna ögüt vermistir. Bunlardan ilkinde Allah'a es, ortak kosmamasini ögütlemistir. Çünkü bu, Allah'in hakkini baskasina vermek, kullarin ve bütün varliklarin yaratanina olan bu haksizlikla onlarin haklarini çignemek, basta Yüce Allah'in ikram ettigi, serefli kildigi Insan olmak üzere bu varliklari esas yaratanindan baska fâni, âciz, güçsüz seylere yönelterek onlari tahkîr etmektir. Lokman, ikinci "yavrum" hitabiyle baslayan ögüdünde, Yüce Allah'in hardal tanesi kadar da olsa yapilan bütün iyilik ve kötülükleri gördügünü, bildigini ve onlari ahirette degerlendirecegini anlatmistir. Nitekim Yüce Allah, zerre miktar hayir-ser isleyenin karsiligini görecegini bildirmektedir (ez-Zilzâl, 99/7-8). Lokman, yine ogluna hitaben üçüncü ögüdünde onun namazi kilmasini, iyiligi emredip kötülükten vazgeçirmesini, basina gelene sabretmesini, Insanlara böbürlenip kibirlenmemesini, çalim satip ögünmemesini, yürümesinde, konusurken sesinde ölçülü olmasini tavsiye etmistir.

Lokman hakkinda hadislerde de bazi bilgiler bulunmaktadir. En'âm suresi'nin 82. ayetinin nüzulünde sahabeler: "Ey Allah'in Resulü! Bizim hangimiz nefsine zulmetmez ki...?" dediklerinde, Peygamberimiz. Bu ayetteki zulüm sizin sandiginiz gibi degildir. O zulüm, sirk demektir. Lokman'in ogluna nasihat ederken, yavrum, Allah'a sirk kosma. Zira sirk en büyük zulümdür dedigini isitmediniz mi?" cevabini vermistir (Sahîh-i Buhârî, Tecrîd-i Sarîh, Tercemesi, IX, 163). Lokman söyle derdi: "Yavrum, ilmi âlimlere karsi böbürlenmek, sefihlerle münazarada bulunmak ve meclislerde gösteris yapmak için ögrenme!" (Ahmed b. Hanbel, I,190). Bu anlatim ve devami baska bir rivayette söyle yer almaktadir: "...Ginâ göstererek ve cehalete düserek ilmi terketme! Yavrum, meclisleri ihmal etme! Allah'i anan bir topluluk gördügünde onlarla otur. Eger âlimsen ilmin isine yarar; cahilsen onlar sana ögretirler. Umulur ki Allah onlara rahmetini lütfeder, onlarla beraber sana da ulasir. Allah'i anmayan bir lopluluk gördügünde onlarla oturma. Eger âlimsen ilminin sana bir yarari olmaz; cahilsen onlar seni saptirirlar. Allah onlari azabina düçar kilar, sana da onlarla beraber isabet eder" (Dârimî, Mukaddime, 34). Yine bir hadis-i serifde ilim-hikmet hakkinda söyle denilmektedir: "Hakîm Lokman ogluna su tavsiyede bulunmustur. Yavrum âlimlerin yaninda otur ve dizlerinle onlara çok yaklas. Çünkü Allah, gökten indirdigi yagmurla ölü topragi dirilttigi gibi, kalbleri hikmet nûruyla diriltir"(Muvatta, ilim, 1). Lokman hakkinda baska bir hadis de söyledir: "Hakim Lokman, söyle derdi: süphesiz Allah bir seyi emânet aldigi zaman onu korur" (Ahmed b. Hanbel, II, 87).

Bu hadislerin, meselâ zulüm, hikmet, ilim gibi konularda Kur'ân-i Kerîm'deki Lokman ile ilgili ayetlerle rabitali oldugu görülmektedir.

Lokman'in kim oldugu konusunda çesitli görüsler vardir. ibn ishak'a göre Lokman'in nesebi [Lokman b. Bâur b. Nahor b. Tarih (Terah: Âzer)] Dördüncü. Kusakda Hz ibrahim (a.s)'in babasi Âzer'e ulasir. Vâkidî, Lokman'in isrâilogullari kadisi, Eyle ve Medyen taraflarinda yasayan, Eyle'de ölen bir kimse oldugunu zikreder. ikrime'ye göre Lokman bir nebîdir. Ancak onun bir hakim oldugunda âlimlerin ittifaki vardir (Sahih-i Buharî Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 163). Vehb b. Münebbih'e göre; Lokman ibn Bâûra, Âzer neslindendir. Mukâtil'e göre ise, Hz. Eyyub (a.s)'in kizkardesinin veya teyzesinin oglu idi. Uzun müddet yasadi. Hz. Davud'a yetisti ve ondan ilim aldi. Sanat sahibi idi. Bir nebî oldugunu söyleyenler de oldu. ibn Rüsd, Tehâfüt'ünde söyledigi gibi, her nebî hakîmdir, fakat her hakim nebî degildir. Bakara sûresi'nin 269. ayetine göre Yüce Allah hikmeti istedigine verir. Kime de hikmet verilmisse ona büyük hayir lütfedilmistir. Dolayisiyle o kimsenin ilmen, amelen bunun sükrünü yerine getirmesi gerekir. Lokman için de Kur'ân'da böyle söylenmistir (Elmalili Hamdi Yazir, Hak Dini Kur'an Dili, IX, 3842-3843).

Lokman, Islâm'dan önceki Araplarda kendisinden çok bahsedilen bir sahsiyet idi. Yahudi ve Hristiyan kutsal kitaplarinda adi geçmez. Onun Âd kabilesinden veya Habesli bir köle oldugu da belirtilmistir (S.G.F. Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London 1970, s. 414).

Eski Arap geleneginde cahiliyye devri Insanlari bu zata Lukmânü'l-Muammer diyorlardi. Onun yedi kartalin ömrü kadar uzun yasadigina inanilirdi. Ebû Hâtim es-Sicistâni'nin "Kitâbül-Muammarîn" adli eserinde Lokman, Hizir'dan sonra uzun yasayan ikinci sahsiyet olarak yer alir. Yedi kartal ömrü bes yüz altmis yil yapsa da çesitli rivayetlerde onun bin, hatta üç bin-üç bin bes yüz yil yasadigi bile ileri sürülmüstür. Lokman'a, Nâbiga'nin siirlerinde bile rastlanir. Cahiliyye geleneginde Lokman ayni zamanda bir kahraman ve hakim bir kimse olarak da görülürdü. Bir çok macera ona isnat edilmisti. Bütün bunlar arasinda Lokman, Âd kabilesinden olmakla bu kabîleye Sodom gibi günahkârligi dolayisiyla kuraklik cezasi verildiginde, onun da dahil oldugu bazi kimseler yagmur için dua etmek üzere Mekke'ye giderler. Ancak Âdlilar orada zevk ve safâya dalip esas vazifelerini unuturlar. Hatirlatildiginda da birisi siyah bir bulut isteyiverir. Âd kabilesinin mahvi bu bulutla olur. Aslinda onlarin cezalandirilmalari Hz. Hûd'a itaatsizlikleri dolayisiyladir. Âd kavmi ile ilgili ayetlerde ve Hûd suresinde Lokman'in adi geçmez (Bernhard Heller, iA., "Lokman ", maddesi).

Lokman, Kur'ân-i Kerîm'de yer aldiktan sonra, Arapça darb-i mesel ve hikmet kitaplarindan Kasasul-Enbiyalara kadar bir çok eserlerde yer aldi. Sa'lebî (ö. 427/1035) Ârâisul-Mecâlis"inde ondan bahsederken Kur'ân'daki anlatimi baska rivayetlerle genisletir. O, Lokman'in kim oldugu konusunda yukaridaki bütün bilgileri verdikten sonra Mücâhid'in onun uzun dudakli siyahî bir köle oldugu yolundaki rivayetlerini de bunlara ekler. Ancak bu rivayeti takviye sadedinde Insanlardan Sudan'dan çikmis üç hayirli kimse arasinda, Bilâl (Habesli ?), Hz. Ömer (r.a)'in kölesi Mühecca' ve Lokman'a (Sudan'in Misir'a yakin Nubya tarafindan) yer veren rivayeti de almaktadir. O, Lokman'in Habes'li bir marangoz, bir terzi oldugu konusundaki iddialari da aktardiktan sonra, âlimlerin onun hakim olup nebî olmadiginda ittifak ettiklerini, bu konuda ikrime'nin farkli görüse sahip oldugunu (bazilarina göre Lokman'in nebîlik ile hakimlikten birini tercihte serbest birakildigi, onun hikmeti seçtigini) belirtmektedir. O, ayrica Lokman'in nebî olmadigi; Allah'in çok tefekkür, iyi yakin ile takvâ ehli kildigi bir kul oldugu; onun Allah'i, Allah'in da onu sevdigi, ona hikmet lütfettigini açiklayan bir hadis de nakleder (Sa'lebi, Arâisul-Mecâlis, 312). 

Sa'lebî, Lokman'in, dünyada sikinti çekenin refahtakinden hayirli oldugunu; dünyayi ahirete tercih edenin dünyada da, ahirette de kaybedecegini; malin sihhat, nimetin nefis temizligi gibi olmadigini; dogru söz, emaneti yerine teslim ve bos yere konusmayi terkin hikmeti dogurdugunu söyledigini nakleder.

Lokman'la ilgili olarak sadece ogluna ögütler, hikmetli sözler, atasözleri (emsâl, durub-i emsâl) degil, kissalar da nakledildi. Bunlardan Lokman'in bir köle olarak birisine takdim edildiginde. o, diger kölelerin incirleri onun yedigini ileri sürerek efendilerini kandirmak istedikleri zaman, hep beraber sicak su içmelerini tavsiye eder. Efendileri öyle yapar, sonunda Lokman yalniz su kusarken, digerleri incir artiklarini su ile çikarmaya baslarlar. Bir gün efendisi, gelen misafiri için, Lokman'a en iyi ne varsa onu ikram etmesini söyler. O da koyun dili ve yüregi getirir. Bir baska gün yine misafir için bu defa en kötü ne varsa onu çikarmasini söylediginde ayni seyleri verdigini görünce, sebebini sorar. Lokman, iyi bir dil ve yürekten daha iyi bir sey olmadigi gibi, kötü bir dil ve yürekten de daha kötü bir sey bulunmadigi cevabini verir (Sa'lebî, ayni yer).

Lokman'a bu kissalar dolayisiyla Araplar'in Ezop'u (Aesopos) denilmis, Avrupa'da Ezop'a atfedilen bir çok nükteler Lokman'a isnat olunmustur. Batili yazarlar Lokman'la ilgili kissalarin sonraki devirlerde Ezop'unkilerden kopya edildigini ileri sürerler. Bu konuda karsilastirmalar ve örneklere de yer verip eski gelenekte Lokman, hakîm, hatta peygamber bir kimse olarak taninirken; sonraki devrede artik köle, marangoz haline sokuldugunu eklerler. Onlara göre Lokman; Bileam, Ahikar, Ezopla ayni görülmüstür. Bileam, Kitab-i Mukaddes'te geçer. Müfessirler, seceresi Lokman b. Bâûr b. Nahor b. Tarih seklinde geçen bu zatin ibrani dilinde "bala", Arapça "Lakama" kökleri ayni yutmak anlamina geldigi için, Kitab-i Mukaddes'teki karsiliginin Bileam oldugu kanaatine ulasmislardir (Bileam için bk. Sa'lebî, 209 vd.). Lokman, Bileam midir tartismasinda buna olumlu bakanlar yaninda karsi çikanlar; Lokman, Kur'ân ve önceki gelenekte saygi duyulan; Bileâm, Kitab-i Mukaddes ve Aggada'da nefret edilen bir kimsedir, demektedirler (bk. Belâm). Lokman'i, Roma'li Ahikar veya Yunan'in Ezop'una benzetenler, onlarin sözlerinin veya onlarla ilgili anlatimlarin benzerliklerine dayanmaktadirlar (Bernhard-N.A. Stillman,"Lokman", Encyclopedia of islam, Leiden 1978, IV, 813).
Günay TÜMERKaynak:www.enfal.de

Lokman Hekim'den Nasihat Sözleri

Lokman Hekim'in oğluna nasihatlerinin bir kısmı şöyledir:
«Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Gemin takvâ, yükün îmân, hâlin tevekkül olsun, umulur ki kurtulursun.

Ey oğlum! Âlimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyâcım yok diyerek de ilmi terk etme.

Ey oğlum! Allah-u teâlâyı anan (hâtırlayan) insanlar görürsen onlarla otur. Âlim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen sana öğretirler. Allah-u teâlâ onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allah-u teâlâyı zikretmeyenleri görürsen onlardan uzak dur.

Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın!O, her sabah zikir ve tesbih ediyor, sen ise uyuyorsun.

Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma.

Ey oğlum! İnsanlara iyilikleri emir ve nasîhat edip kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat kendini yakıp eritir.

Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dînini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.

Ey oğlum! Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol.

Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamâ etmekten sakın. Kazâya râzı ol ve Allah-u teâlânın sana verdiği rızka kanâat et.

Ey oğlum! Dünyâ geçici ve kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir.

Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.

Ey oğlum! Sükût etmekle pişmân olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.

Ey oğlum! Helâl lokma ye ve işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor.

Ey oğlum! Âlimler meclisine devâm et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü yeşillendiren Allah-u teâlâ, âlimlerin meclisindeki hikmet nûru ile de müminlerin kalbini aydınlatır.

Ey oğlum! Amel ancak yakîn (Allah-u teâlâya olan ilim ve mârifet) ile yapılır. Herkes yakîni nispetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakîn noksanlığından gelir.

Ey oğlum! Bir hatâ işlediğinde hemen tövbe et ve sadaka ver.

Ey oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak mecbûriyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.

Ey oğlum! Helâl kazanç ile yoksulluktan korun. Yoksul kimse şu üç musîbetle karşılaşır: Din zayıflığı, akıl zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması.

Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günahkâr olur, diline hâkim olmayan pişmân olur.

Ey oğlum! Dünyâ malından yetecek kadarını al, fazlasını âhiret için hayra sarf et, Sıkıntıya düşecek ve başkasının sırtına yük olacak şekilde de tembellik etme.

Ey oğlum! Sakın kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.»

Lokman Hekim'in oğlu:
«Babacığım, insanda hangi haslet daha iyidir?» diye sorunca, Lokman Hekim; «Temiz, hâlis din.» buyurdu.
Oğlu; «Eğer iki haslet olursa?» diye sorunca Lokman Hekim; «Din ve mal»; oğlu; «Üç haslet olursa?» deyince Lokman Hekim; «Din, mal ve hayâ.»«Dört haslet olursa?» dedi. Lokman Hekim; «Din, mal, hayâ ve güzel ahlâk.»«Beş haslet saymak icap ederse?» diye sorunca; Lokman Hekim; «Din, mal, haya, güzel huy ve cömertlik.» buyurdu. Oğlu; «Altı haslet sayarsak...» deyince Lokman Hekim; «Ey oğlum! Allah-u teâlâ her kime bu beş iyi hasleti verdiyse, o kimse mümin ve muttakîdir. Allah-u teâlâ katında velî ve sevgilidir. Şeytanın şerrinden uzaktır.» buyurdu. 

Oğlu: «Babacığım, insanda en kötü haslet hangisidir?» dedi. Lokman Hekim; «Allah-u teâlâyı inkârdır.» buyurdu. Oğlu; «İki olursa?» dedi. Lokman Hekim; «İnkâr ve kibirdir.» buyurdu. Oğlu; «Üç olursa?» dedi. Lokman Hekim; «İnkâr, kibir ve şükür azlığı.» buyurdu. Oğlu; «Dört olursa»«İnkâr, kibir, şükür azlığı ve cimrilik.» buyurdu. Oğlu; «Beş olursa diye» «İnkâr, kibir, şükür azlığı, cimrilik ve kötü ahlâk.» buyurdu. Oğlu; «Altı olursa» deyince; «Ey Oğlum! Bu beş kötü hasletin bulunduğu kimse münâfıktır, şakîdir ve Allah-u teâlâdan uzaktır.» buyurdu.
 

Lokman Hekim'e; «Hikmet'e nasıl kavuştun?» diye sorulduğunda; «Benden gizlenen şeyi araştırmadım. Vazîfem olmayan şeyin üzerinde durmadım.» buyurdu.

Hafs bin Ömer'den rivâyet edildi ki: Lokman Hekim, yanına bir hardal torbası koydu ve oğluna nasîhat etmeye başladı. Her bir nasîhatte bir hardal tânesini çıkardı. Nihâyet hardalları tükendi. Sonra da;
«Ey oğlum! Sana o kadar nasîhat ettim ki, şâyet bu nasîhatler bir dağa verilseydi, dağ yarılır, parça parça olurdu.» buyurdu. Oğlu da bu nasîhatleri tuttu.
Bu hadislerin, meselâ zulüm, hikmet, ilim gibi konularda Kurân-i Kerîm'deki Lokman ile ilgili ayetlerle rabıtalı olduğu görülmektedir.
Lokman Hekimden Öğütleri ve Çeşitli eserlerden derlenen tavsiyeleri
sizler için biraraya getirdik sizde bildiğiniz öğütleri veya sözleri
bizimle paylaşırsanız memnun oluruz...


*Lokman Hekim´den Tavsiyeler*


1- İbadet esnasında yahut günah işlemek arzusu anlarında kalbini
vesveseden koru, Müdaafasına kalkışma, hislerini hayra yönelt

2- Yemek, içmekte boğazına zarar verecek şeylerden koru

3- Başkalarının evlerinde olduğun zaman gözlerini evlerindeki eşyalardan
kapat, Kapı pencereden sakın Çünkü bu, kötü hisleri hane halkında veya sende
uyarır, önüne geçemezsin

4- Bir cemaatta bulunduğun zaman dilini faydasız söz söylemekten
sakındır Çünkü dil insanı ipe götürür

5- Zikir ve duadan bir an olsun bile gafil kalma Aksi takdirde
etrafımızda dolaşan habis ruhlara mahkum olursun

6- Ölümü hiçbir an unutma Ve ondan korkma Hayırlılar için ölüm üstün
mükafattır. Öyle ise ölüme hazırlan

7- Arkadaşlarına yapmış olduğun iyilikleri unut Onlardan teşekkür bekleme
Mükafatı Allah?tan bekle Emellerini O?nun ihsanına bağla

8- Başkalarının sana yaptıkları fenalıkları unut Amma senin onlara
yaptığın fenalıkları asla unutma Onu tekrar iyilik yapmakla bertaraf etmeye çalış
*Lokman Hekimin birbirinden güzel ,manalı ve örnek alınacak sözleri....*

 Ey oğulcağızım,ciğerparem!Allah?ı tanı,ona hiçbir şeyi ortak koşma
 Başkasına nasihat vermeden önce kendin o tavsiye edeceğin şeyi önce
kendin yap
1 Kendi ölçüne göre söz söyle2 Herkesin hakkına riayet et
3 Sırrını sakla 
4 Dostunu iyilik veya kötülük zamanında sına
5 Ahmak cahil kimseden uzak dur
6 Aklı başında bilgin dostu tercih et
7 Hayırlı işler uğrunda gayret sarf etmekten geri durma
8 Bir tedbir alacağın zaman ahlak ve bilgi sahibi kimseye akıl danış
9 Delil ve ispatını hazırladıktan sonra söz söyle
10 Gençlik zamanını ganimet bil
11 Gençlik zamanında iki cihana ait işlerin dürüst olsun
12 Dostlarına ve ahbaplarına saygı ile ikram göster
13 İyi bir üstadı baba yerinde tut
14 Masraflarını gelirlerine göre ayarla
15 Her işte ortalama davran
16 Cömertliği adet et
17 Misafire ne hizmet gerekirse yap
18 birinin evine misafir gittiğinde gözünü ve dilini sıkı tut,etrafa göz
gezdirmekten ve gevezelikten sakın
19 Herkesle hoş geçin
20 Çocuklarının talim ve terbiyesine dikkat et
21 Vücudunu ve üstünü başını temiz tut
22 Herkese kendi ölçüsüne göre muamelede bulun
23 Az yemeyi,az uykuyu ,az konuşmayı kendine adet et
24 Kendin için hoş görmediğin şeyi başkalarına reva görme
25 Yapacağın işleri bilerek ve düşünerek yap
26 Bilmediğin şeyde ustalık taslama
27 Kadına ve çocuğa sır söyleme
28 Başkalarının refah ve saadetlerine göz dikme
29 Hiçbir şeye karşı kayıtsız davranma
30 Yarım kalmış birisi olmuş say-ma
31 Senden büyüklerle şakalaşma
32 Sana ihtiyaç arz eden kimseyi kırma
33 Eski münakaşaları anma
34 Başkasının menfaatine ortaklık etme
35 Malını dosta düşmana teşhir etme(gösteriş yapma)
36 Akrabalarınla ilişkilerini kesme3,onlara yakınlık göster
37 İyi kimselerin aleyhinde söz söyleme
38 Halkın ittifakla üzerinde durduğu şeye sende uygunluk göster
39 Kendini beğenme
40 Parmaklarını ağzına burnuna sürüştürme
41 Herkesin yanında dişlerini ayıklama
42 Ağzını burnunu sessiz temizle
43 Bir kimseye karşı üstünlük taslayarak çalım satma
44 Konuşurken sözlerine alay ve şaka cinsinden güldürücü laflar karıştırma
45 Bir kimseyi başkasının yanında mahcup düşürme
46 Kaş göz işareti ile şunu bunu yere serecek veya küçük düşürecek
hareketlerde bulunma
47 Gülünç söz söylemekten çekin
48 Kendini kadınlar gibi süsleme
49 Başkasının yanında kendini veya ailenden birini methetme
50 Çocukların keyfine uyma
51 Diline sahip ol
52 Herkese karşı saygılı davran
53 Kötü kimselerle arkadaş olma
54 Kavga ve gürültüden uzak dur
55 Kuvvetini denemeye çalışma
56 İyiliği tecrübe edilmiş insanlar hakkında suizanda bulunma
57 Kendi ekmeğini başkaların sofrasında yeme
58 Acele iş görme
59 Dünya işleri için kendini fazla üzme
60 Seni tanımak istemeyen kişiyi sen tanı
61 Öfkelendiğin zaman sözünü tutarak söyle
62 Bir kimse konuşurken araya laf karıştırma
63 Güneş doğacağı vakitlerde uyuma
64 Sağa sola bakma daima önüne bak
65 Misafir yanında bir kimseyi azarla
66 Misafire iş buyurma
67 İşsiz güçsüz serseri adamların yanında oturma
68 Kar ve ziyan kaygısıyla kimseye yüz suyu dökme
69 Hem fodul,hem kibirli olmaktan sakın
70 Kendin küçük düşürüp horlatacak dereceye varmamak şartıyla herkese
karşı nezaketle muamele et
71 Tevazudan ayrılma(Alçak gönüllü ol)
72 Ömrün boyunca Allah?a ihlas ile yönel ve ona güven
73 Oğlum dostları bir şeyini reddetme
74 Sabrın başlangıcı zor , sonu tatlıdır
75 Adalet öyle bir binadır ki,asla viran olmaz
76 Doğru konuş fakat sert olmasın
77 Çok yeme, sıcak yeme ,çiğ yeme
78 Yemeğe tok, ilme aç ol
79 Halka yakın ol,doğru konuş
80 Şüphe seni kimse ile dost etmez
81 Düşman daima düşmandır
82 Mal biriktirenle ilmi saklayan bu dünyaya hasret gider
83 Ekmekle tuz ikram edenin bile iyiliğini unutma ,hakkında dua et
84 Sorulmadan hiçbir şeye karışma
85 Fesatçılarla yaşayanların huyları onlara da geçer
86 Acele etmek sabra mani olur;muradına erişemezsin
87 Nankörlere yakın durma,iyilik ve öğütlerin kaybolur
88 İyilikte dost düşman ayırma
89 Susmak selamet kapısını açan tek anahtardır
90 Güzellik,huy fenalığını ve cehaletini gidermez
91 Cömert ol ki,itibarın artsın
92 İnsanı yükselten akıldır
93 Şükür nimeti bereketlendirir
94 İdaresi az mal israf edilen maldan iyidir;çünkü idare edilen mal
çoğalır,israf edilen mal azalır
95 Başkasına akıl vereceğine kendi malını kaybetme
96 Küçüğünü hor görme;küçüklük ancak Allah huzurunda belli olur
97 Halk sende olmayanla seni överse aldanma
98 Doğru da olsa yemin etme
99 İyilik dost kazandırır
100 Sabır murada ,kanaat zenginliğe götürür
101 Olgun insanın miheng taşı akıl danışmak,güler yüz ,nefse hakimiyet
,acıya katlanmaktır
102 Yürüyüşün kararlı olsun
103 Bağırıp çağırma seslerin en kötüsüdür
104 Allah ile ölüm hatırdan çıkmamalı
105 Elde edilen hikmeti sözler,balın peteğine taşınan çiçek özleri
gibidirler Yüzlerce olsalar da süzüle süzüle ikiye inerler Bunlar
,çekilen cefa ve yapılan iyiliğin unutulmamasıdır
106 Hekimler ahmaklığa deva bulamazlar
107 Büyüğü olmayan kimse başını taşa vurur
108 Balta bedeni,acı söz canı yaralar
109 Servet düşmanlığı insana ıstırap verir
110 Sus ve düşün ;dil belasından kurtulmanın devası bunlardır
111 Büyüklere karşı ne diren ,ne de karşı gel
112 İnsanın vefakar malı ahiret için biriktirdiğidir El için toplanan
,miras bırakılan lakin ahirette hesabı verilen mal vefakar mal değildir
113 Seni anlamayanlara uğrama
114 Dost edineceğin insanı önce kızdır,yaptıklarını incele ve kararını
öyle ver
115 Gündüzleri hiç ,geceleri az uyu
116 Oburluk ve iştahsızlık bedenin baş düşmanıdır
117 Yemekten sonra yürümek gereklidir
118 Ayağını sıcak,başını serin tut
119 Devlet adamını ve hanımını sırdaş edinme
120 Alçak adama borçlanma
121 Sağlık için;çiğ yeme, sıcak yeme , çok yeme
122 Günahın zerresinden bile kaçGazaba uğrayacakmışsın gibi Allah?tan
kork Lakin ümidin korkundan fazla olsun
123 En iyi nimet iyi huylu olmaktır
124 Sözüne sadık ol
125 Akranınla sohbet et
126 Herkese yumuşak ol
127 Geçmişte seninle düşmanlığı olmuş kimseye güvenme
128 Dosdoğru ol
129 Başına gelene sabret
130 İyi kişilerle arkadaş ol
131 Dilini küfür sözlerden koru
132 Sadakayı terk etme,zekatı men etme
133 Kötülüğü terk edip Allah?tan af dile,tövbe edip bir daha tevbeni bozma
134 Sahtekarlık etme ,kimseyi aldatma
135 Sarımsak şifalıdır
136 Soğanın çiği zarar,pişmişi yarar
137 Duvarı nem,insanı gam yıkar
138 Ey oğlum!Cahili bir yere elçi olarak gönderme Eğer akıllı birini
bulamazsan kendin git
139 Ey oğlum!Dünya derin deniz gibidir Çok insan onda boğulmuştur Takva
gemin ,iman yükün ,tevekkül halin ,salih amel azığın olsun Kurtulursan
Allah?ın rahmetiyle,boğulursan günahın sebebiyledir
140 Ey oğlum! Ben nice ağır yükler taşıdım,fakat fakirlik gibi acı görmedim
141 Nice ağır yükler çektim ,kötü komşudan ağırını görmedim
142 Merhamet eden merhamet bulur
143 Hayır söyleyen kar eder;kötü konuşan günahkar olur Diline hakim
olmayan pişman olur
144 Ey oğlum! Kanaatkar olursan cihanda senden zengin kimse yoktur
145 Başkasına hased eden ıstıraptan kurtulamaz
146 Ey oğlum! Her halinde Allah?a sığın,her şeyi Allah?tan bil
147 Dünyanın sevinç ve neşelerini tecrübe ettim;ilimden lezzetlisini
görmedim
148 Ey oğlum! Sözü tatlı söyle,katı ,kaba, sert söyleme Çok zaman sus
Tefekkür et,o zaman dilin belasından emin olursun
149 Sende olmayan özelliklerle insanlar seni överlerse büyüklenme
Kendinden aşağısını hor görme
150 Müslümanlar hakkında kötü düşünme Suizan seni hiç kimseyle dost yapmaz
151 Ey oğlum! İnsanlara karşı güler yüzlü ve doğru sözlü ol
152 Ey oğlum! İnsan cimri olunca, onun hakkında kötü sözler çok söylenir
153 Kötü huylu, her ne kadar güzel olsa da, onun sohbetinden kaç Çünkü
onun güzelliği kötü huyunu örtmez
154 Ey oğlum! Ticaret olarak takvaya sarıl Bu mal olmadan kar getirir
155 Sıhhat gibi zenginlik, güzel ahlak gibi nimet yoktur
156 Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın O her sabah zikir ve
tesbih ederken sen uyuma
157 Dünya geçici ve kısadır Senin dünya hayatın ise azın azıdır Bunun da
azının azı kalmıştır, çoğu geçmiştir
158 İbadet ancak Allah?ı görüyormuş gibi yapılır Her kimse Allah?ı yakın
hissettiği derecede Allah?a ibadet eder
159 Altın ateşte denenip saflaştırıldığı gibi insan da bela ve
musibetlerle denenir
160 Ey oğlum! Kötü huydan ,gönül dağınıklığından sakın Sabırsız
olma,yoksa arkadaş bulamazsın İşini severek yap  Sıkıntılara katlan
Bütün insanlara karşı iyi huylu ol Çünkü insanlara karşı iyi huylu olan
onlara güler yüz göstereni herkes sever
161 Dünyadan yetecek kadar nasibini al yoksa insanlara muhtaç olur
ellerine bakarsın
162 Ey oğlum kötü kadından sakın Çünkü o vaktinden önce seni kocaltır
Kötü kadınların şerrinden kork, çünkü onlar iyiliğe çağırmaz
163 Yavrucuğum! Alimlerin meclislerinde devamlı bulun Davranışları
sözleriyle uyum gösteren alimlerin sözlerini dinle
164 Yavrucuğum! İlimden bilmediğini öğrenbildiğini bilmeyenlere öğret
165 Bir gün Davud (as) Hz Lokman?a ? Bir koyun boğazlayıp bütün
vücudunun en iyisi olan bir parça et getir?dedi o da gidip koyunun
diliyle yüreğini getirdi Yine başka bir zamanda ?Koyunun en kötüsünden
bir parça et getir?dedi yine diliyle yüreğini getirdi Sebebini
sorduğunda :? Dille yürek iyi olursa ,o kimse iyi olur; o kötü olunca
bütün kötülerin kötüsü olur?dedi
166 Ey oğlum ! Dostlarının bir şeyini reddetme Fakat Allah?ı
istediğinden başka türlü hareket edecek kadar da ileri gitme
167 Yalandan sakın O serçe eti gibi tatlıdır Ondan az kimse kurtulabilir
168 Oğlum ! Sana bir takım hasletler tavsiye edeceğim: bunları yerine
getirirsen mensup olduğun toplumun efendisi olursun Herkese tatlı davran
İyiden de kötüden de cehaletini gizle Dostlarını koru Yakınlarını
ziyaret et Gammazların sözüne kıymet vermeyeceğine, arayı bozacak
azgınların sözünü dinlemeyeceğine dair onlara teminat ver Öyle
arkadaşlar seç ki, ayrıldığınız zaman ne onları diline dola, ne de onlar
seni dillerine dolasınlar
169 Oğlum ! Dünyayı sat ahireti al Böylece alışverişinde her iki yönden
de kar edersin Sakın ahiretini satıp da dünyayı alma Çünkü, her iki
tarafta da zararlı çıkarsın
170 Oğlum! İlim meclislerine sokul,fakat alimlerle mücadele edip onları
üzme Dünyadan yetecek kadarını al,fazlasını ahiretin için infak et
Sıkıntıya düşerek başkasının sırtına yük olacak şekilde dünyayı tamamen
arkana atma Şehvetini kıracak şekilde oruç tut Adi kimselerin
meclislerine katılma
171 Ey oğlum ! ikram edici ol, saçıcı olma
172 Hasta olmadan önce tabib çağır Tabibe hasta olmadan önce hürmet göster
173 Ey olum! Bir insanda şu beş özellik toplanırsa o insan müttaki ,
veli , Allah?ın kendisine yakın kıldığı kullardan olup şeytandan
uzaklaşır Bunlar: din,mal,güzel ahlak,haya, ve cömertlik
174 Şu beş özellik de kimde bulunursa o kötü insandır,Allah ?tan uzaktır
Bunlar ; küfür, kibir, şükür azlığı ,cimrilik ve kötü ahlaktır
175 Oğlum ! Hayreti gerektirmeyen lüzumsuz şeylere gülme luzumsuz
yerlerdegezme,üstüne vazife olmayandan sorma
176 Başkasının servetini koruyacağın diye kendi servetini mahvetme Senin
malın kendin için harcayıp infak ettiğindir Başkasının malı , veresiye
terk ettiğindir
177 Sakın fakirdir diye kimseye hakaret etme
178 Bir işin sonunu gören pişmanlıktan emin olur
179 Bilmediği şeyi tam öğren
180 Borçlu olmaktan sakın Borç gündüz zillet,gece üzüntü içinde olursun
181 Ey oğlum! Alimlere karşı öcünmek,akılsızlarla inatlaşmak,
meclislerde ve toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme İhtiyacım
yok diye de ilmi terk etme
182 Ey oğlum ! Yalandan çok sakın Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında
şerefini düşürür Bununla birlikte hayanı,değerini ve makamını kaybedersin
183 Hep üzüntülü olma ,kalbini dertli kılma
184 Ey oğlum! ? Allah?ım beni affet,bağışla? duasını çok oku Çünkü öyle
anlar vardır ki, Allah o anda dua edenin duasını kabul eder
185 Yavrucuğum! Dünyaya gönül bağlama Ona güvenme Çünkü sen bunun için
yaratılmadın
186 İnsanlara muhtaç olduğunu gösterme Çünkü senin böyle yapman zenginliktir
187 Dünyada, dünyada kalacağın kadar çalış;ahirete, ahirette kalacağın
kadar çalış
188 Allah?a isyan edeceğin zaman, Allah?ın ve meleklerinin göremeyeceği
bir yer ara
189 Cehennemde Allah?ın azabına dayanacak kadar günah işlemeye cesaret
göster
190 Namazını dünyaya veda eder gibi kıl
191 Özür dilemeyi gerektirecek şeylerden sakın
192 Dostlarına da düşmanlarına da güler yüzlü ol Dostlarına saygılı ol
,onlara ikramda bulun
193 194 Büyüklerle konuşurken sözü uzatma
195 Kaş göz hareketleriyle hiç kimseyi küçük düşürecek hareketlerde bulunma!
196 Başkasının yanında kendini ve aileni övme
197 Gördüğünü gizlemen,şüphe ettiğini açıklamandan daha iyidir
198 Bir kimse konuşurken araya laf karıştırma
199 Ey oğlum! Allah kendisine emanet edilen şeyi korur Bende seni
,malını,dinini ve amelinin sonunu Allah?a emanet ediyorum
Nükte

Lokman Hekimin Bağırsak Ameliyatı

Derler ki Lokman Hekim'e bağırsaklarından şikayetçi bir adam gelir. Lokman, onu ameliyat etmeye karar verir. Bağırsaklarında bir kısım kurumuştur ve onun kesilmesi gerekmektedir.

Lokman adamın karnını açar, bağırsakları çıkarır, kuru kısmı keser, bağırsakları birbirine diker. Ameliyat böylece bitmiştir ama geriye işin en zor kısmı, bağırsakları düzgün bir şekilde yerine yerleştirme kalmıştır. Lokman eline ince bir sopa alır ve adamın bağırsaklarına vurmaya başlar. Aynı zamanda bağırsakların yerine yerleşmesi için her vuruşta "hadi oğlum, hadi yavrum, hadi canım" gibi sözler tekrarlamaktadır. Bu şekilde bağırsakları yerine yerleştirir.

Lokman'ın yanında çalışan, amacı Lokman'ın bildiklerini öğrenerek kendi iş yerini açmak olan çırak, bu ameliyattan sonra Lokman Hekim'in yanına gelir. "Efendim, zaten ben her şeyi öğrenmiştim, bir bilmediğim buydu bunu da şimdi öğrendim. Müsaadeniz olursa artık kendi hastanemi açmak istiyorum." Der. Lokman, "Sen daha öğrenemedin" der ama çırak ısrar eder. Lokman bakar ki kararlı "peki, sen bilirsin" diyerek çırağının gitmesine izin verir.

Çırak gidip kendi hastanesini açar. Aradan biraz zaman geçer. Bir gün bağırsaklarında şikayet eden biri gelir. Çırak onu ameliyata alır. Aynen Lokman Hekim'in yaptığı gibi kuru kısmı keser, başları birbirine diker. Bağırsakları yerine yerleştirmeye gelince alır eline Lokman'ınkine benzer bir sopa ve vurmaya başlar. Her vuruşta "hadi canım, hadi oğlum, hadi yavrum" gibi sözler tekrar eder. Eder etmesine ama o vurdukça bağırsaklar daha bir dağılır. Denedikçe işlerin kötüye gittiğini görür. Çareyi ustasına koşmakta bulur. Hekimi Lokman'a durumu anlatır.

Hekim Lokman gelir. Sopasını alır ve vurmaya başlar. Her darbede de şu sözleri tekrar etmektedir: "Hadi hayvan, hadi eşek oğlu eşek, hadi it oğlu it..."  

Lokman Hekim Ne Bulmuştur ?
Ölümsüzlüğün iksirini bulup ve sonra da kaybeden Lokman Hekim efsanesi
Lokman Hekim hakkında bilgi.
Lokman Hekim, inanışa göre bütün hekimlerin piri, üstadıdır. Her
çiçeğin, her otun özelliklerini tanıyan Lokman, ilaç yapar, derilere
deva bulunmuş. Bütün dünyayı dolaşmış. Çukurova’ya gelince ovanın
bereket ve güzelliğine hayran olarak Misis’e yerleşmiş. Çevredeki bütün
hastaları iyileştirmiş. Anık hastalığın ne olduğunu unutan
Çukurovalılar, ölümsüz hayatın peşine düşmüşler. Kendileri için
ölümsüzlük ilacını yapmasını istemişler.

Lokman Hekim Çukurova’yı adım adım dolaşmış, bütün bitkileri incelemiş.
Bir gece dolaşmaktan yorgun düşmüş ve ulu bir çınarın altında
uyuyakalmış. Bir ara bir ses duymuş:

“Ey Lokman, anık araman bitsin, ben ölümsüz hayatın devasıyım. Bundan
böyle insanlara ve hayvanlara ölüm yok”.

Lokman Hekim, sesin geldiği bitkiye doğru yürüyüp koparmış. Bu arada
Tanrı Cebrail’e: “Yetiş Cebrail, Lokman ölümsüzlüğe çare bulursa bu
insanların hali ne olur?” demiş.

Bunun üzerine Cebrail, pir-i fani kılığında Misis Havraniye tarafına bir
gelmiş. Misis Köprüsü’nün üstünde Lokman Hekimle karşılaşmış. Cebrail:
“Selamü-naleyküm” dedikten sonra. Lokman’ın elindeki kitaba bakmak
istemiş. Kitabı alıp coşkuyla akan Ceyhan Nehri’ne atmış. Kitabın
ardından Lokman da suya atlamış ama bulamamış. Yaz gelip sular
çekilince, ırmak boyunda aramaya devam etmiş. Sonunda kitabın sadece bir
yaprağını, arpa tarlasında bulmuş. Bugünkü tıp biliminin, o günkü
yapraktan geliştiğine inanılır. Yörede hâlâ, efsanenin izlerine
rastlanılmaktadır. Kitabın bulunduğu arpa tarlasının toprağı kutsal
sayılır. Çocukların karınları ağrıdığında bu toprağı ısıtıp beze sararak
çocuğun karnına koyarlar (K7, K8, K9, K10).

*LOKMAN HEKİM EFSANESİ II*   

Lokman Hekimle ilgili olarak anlatılan efsanelerden bir tanesi de şöyledir:

Lokman Hekim doktor ve eczacıymış. Dükkânında her türlü hastalığın
devası olan ilaçlar varmış. Hastalar içeri girdiklerinde, hastalıklarına
iyi gelecek olan ilaç şişesi sallanırmış. Bir gün içeri birisi girmiş.
Ancak hiçbir şişe sallanmamış. Lokman Hekim bunun üzerine:

“Senin hastalığının çaresi yok, öleceksin” demiş.

Adam ölümden kurtuluşun olmadığını öğrenince çok üzülmüş. Her şeyini
satmış. Yanına bir at tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış. Vurduğu
hayvanları yiyip, yörüklerden yoğurt, süt alarak yaşıyormuş. Bu arada
hastalığı da iyice artmış.

Bir ağacın altına gelmiş. Atını bağlayıp köskelmiş. O sırada bir yürük
kadını, bir tas sütü saylığa koymuş. Yılanların sütü sevdikleri bilinir.
Tasa yaklaşan bir yılan sütü içmiş, sonra da zehrini süte kusmuş. Tas
yemyeşil olmuş.

Ağrıları iyice azan adam:

“Gidip şu zehri içeyim de ölüp kurtulayım” diyerek zehirli sütü içmiş.
Bir süre sonra ishal olmuş ve kusmaya başlamış. Ancak oldukça
hafiflediğini hissediyormuş. Ölmek için içtiği zehirden sonra daha iyi
olduğunu görmüş. Gün geçtikçe iyileşmiş ve hastalığı tamamen geçmiş.
Lokman Hekim’e gidip: “Sen bana öleceğimi söylemiştin. Ama ölmedim” demiş.

Bunun üzerine Lokman: “Ben sana ala ineğin sütünü nereden bulayım, sütü
yılana içirip, nasıl tasa kusturayım. Hastalığının çaresi vardı ama bu
ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim” diye cevap vermiş.

O gün bu gündür tas ve yılanın eczacılık ve tıp biliminin simgesi
olması, halk tarafından Lokman Hekim’e dayandırılır.

Yorum Gönder Blogger

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Tavizsiz © 2013. All Rights Reserved. Shared by WpCoderX
Top