Aşkın ömrü kaç yıl ? Aşk olmadan seks olur mu? Seks olmadan aşk olur mu?

Kupürün Metniaşkın ömrü-kaç yılAşk sadece 3 yıl mı sürer? İki insana aynı anda aşık olunur mu? Ya da aşkta ideal yaş farkı diye bir şey var mı?

İşte, uzmanının ağzından aşkla ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar, yanlış bildiğimiz doğrular. Hani herkes ayıla bayıla anlatıyor ya köşe yazılarında, orada burada; nedir bu aşk, nedir bu müthiş seks uyumu diye sorgulamak istedik... 
Bir ilişkide aşkın, seksin durduğu yeri bilmek ve gerçekçi olup, nerede olduğumuzu görmek için Cinsel İşlev Bozuklukları Uzmanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Doğan Şahinin kapısını çaldık...
Halis Toprak'ın kendinden 50 yaş küçük bir genç kızla evlenmesine nasıl bakıyorsunuz?
İnsanların başkala rının ilişkisinde eksikler bulup, yargılamaya hakları yoktur. İncelenirse her ilişkide ideal olmayan bir sürü şeye rastlanabilir. Bu durumdan bağımsız olarak, eşler arası ideal yaş farkı var mıdır diye sorarsanız yanıtım şudur: İdeal yaş farkı diye bir şey yoktur. Ancak daha yaşlı bir erkeğe duyulan ilgide, her zaman olmamakla beraber babaya duyulan çocukluk aşkının rolü olabilir.

Sağlıklı bir ilişki nedir peki ve nasıl olmalı?


Bir insanın hayatında en zor ulaşabileceği şey, sağlıklı, mutlu ve doyumlu bir ilişkidir. Çünkü bunun için olmazsa olmaz iki temel şey: Sağlıklı iki insandır. Kendisini gerçekçi olarak tanıyan, kendisini sevebilen, bağımsız ve bireyselleşmiş, hayata, insanlara sevgiyle bağlanabilen bir insan o kadar az rastlanan bir şey ki, iki tane sağlıklı insanın bir araya gelmesi daha da zor bir olasılıktır. Çağımız insanının en temel sorunlarından biri, sevmekle ve sevilmekle ilgili zorluklarıdır. Sağlıklı ve mutlu bir ilişki insanın kendisini tanıması, kusurlarıyla yüzleşebilmesi ve bunları kabullenmesi ile başlayabilir.
Ancak bitmeyen, uzun bir emek ve çaba gerektirir. Gerçek bir aşk ve sevgi, özenli bir emeğin sonucu oluşur.
Âşkın ömrü 3 yıl mı gerçekten?
Öyle sanıldığı gibi aşkın ömrü 3 yıl filan değildir. Hatta gerçek aşk ancak 3 yıldan sonra başlayabilir. O, 3 yılda biten şey aşk değil, cinsel heyecan ve tutkudur.

Aşk ve sevgide seks ne kadar önemli? 

Elbette olgun bir cinsel aşkta seksin önemi çok fazladır. Cinselliğin eksik ya da iyi olmadığı bir aşk da, aşkın olmadığı bir cinsellik de noksan bir şeydir. Ancak yine de cinsellik olmadan insanlar aşık olmuş hissedebilirler ya da aşık olmadan cinsel heyecan duyabilirler.
Her birliktelikte her şeyin mükemmel olması gerekmediği gibi imkansızdır da. İnsanlar hayatın birçok alanında birçok şeyi mükemmel yaşamazlar, yaşayamazlar.
Mutlu ve cinsel açıdan da doyumlu ilişkinin gerekleri neler?
Şöyle sıralanabilir; ilki çift birbirinde erken dönemdeki ilk ilişkilerini bulabilmiştir. Yani insanın en temel duygusal gereksinimlerinden biri, ilk bir yaşta anne-bebek ilişkisinde oluşan ama zamanla gelişerek olgunlaşan sevilme, şefkat görme, önemsenme, ilgilenilmekle ilgili ihtiyacıdır. Her insanının sevgi ve şefkatle sahiplenildiği, esirgendiği, korunduğu ve ne olursa olsun bunun değişmeyeceğini hissetmeye ihtiyacı vardır. Olgun bir sevgi ilişkisinde çiftler karşılıklı olarak birbirinin bu gereksinimlerini karşılama kapasitesine sahiptirler ve bunu gerçekleştirirler.
İkincisi, temel iki dürtü olan sevgi ve saldırganlık arasındaki ilişki, saldırganlığın sevginin emrinde olması biçiminde şekillenmiştir.
Her insanda var olan sevgi ve saldırganlık dürtülerinden, saldırganlık sevginin hizmetindedir. Sevdiğini incitmek, yaralamak, zarar verme arzulan sevgi tarafından engellenebilmektedir. Saldırganlık dürtüsünün ortaya çıkış biçimleri, sevgiye yönelik eylemlerdir.

Kupürün MetniBir ilişki yaşarken, başkasından etkilenmek, o ilişkinin sorunlu olduğunu gösterir... Cinsel heyecanın bitmesi, ba§kalarına duyulan ilgi, aşkın söndüğünün değil, olmadığının göstergesi!



Ortak bir ego idealleri vardır. İnsanların ne olduğu kadar, ne olmak istedikleri de önemlidir. Nasıl bir insan olmak istediğimiz, hayatımızda birçok dönüm noktasında nasıl karar vereceğimiz üzerinde etkili olur. Çiftlerin olmak istedikleri insan modeli birbirine ne kadar yakınsa; alacakları kararlar, yapacakları tercihler de o kadar uyumlu olur. Dördüncüsü, karşılıklı olarak narsisistik gereksinimler karşılanıyordun
Yani...
Her insanın beğenilmek, onaylanmak ve hayran olunmakla ilgili tam olarak doyurulmamış beklentileri, arzuları vardır. Bir ilişki ne ölçüde bu arzu ve beklentileri karşılayabilme kapasitesine sahipse o ölçüde mutluluk vericidir. Olduğu gibi sevilme ve hayranlık duyulma gereksinimi ancak bir aşk ilişkisinde karşılanabilir. Kişi beğenildiği ve hayranlık duyulduğu oranda kendisini de beğenecek ve sevebilecektir. Bazı kişilerin, sevilme, beğenilme ve arzulanma gereksinimleri o kadar fazladır ki, eşlerinin sevgisi, beğenisi ve arzusu onlara yetmez ve hep dışarıdan başkalarından da sevgi, hayranlık ve arzulanma alabilmek için uğraşır.

Neden fazla olur peki?    


Narsisistik sorunları bulunan kişilerde beğenilme ve hayranlık gereksinimi çok fazladır. Hatta hemen tüm davranışlarını bu gereksinimleri yönetir. Narsisistikler kendilerini beğenmezler ve sevmezler, kendilerini beğenebilmeleri ve sevebilmeleri için sürekli başkalarının kendisini beğendiğini hissetmeye ihtiyaçları vardır.
Son yıllarda bir ilişkiye başlayan bazı kişilerin "ilişkimize bir isim vermeyelim" dedikleri daha sık duyulur oldu. Bunun nedeni ne?
Bu aslında bağlanmak istemedikleri ve gerçek bir ilişkiden korktukları anlamına gelmektedir. Birini gerçekten seven biri, ona geleceğe ilişkin taahhütlerde bulunmaktan ve sözler vermekten çekinmez. Ve sözünde durur. Bazı kişiler ise duygularının çabuk değiştiğini fark etmezler ve sık sık söz verirler ama bir süre sonra söz verdikleri sıradaki duyguları değiştiğinden sözlerinde duramazlar. Aslında söz verdikleri sırada gerçekten söz verdikleri şeyi yapmak istiyorlardır, ancak bir süre sonra ilgileri, istekleri yön değiştirir ve daha önce söz vermiş olduklarını ya anımsamazlar ya da önemsemezler.

 Bir insanı gerçekten sevdiğimizi nasıl anlarız?   
En kolay anlama yollarından biri, sevdiğinizden başka biriyle daha mutlu olabileceğinizi düşünüp düşünmediğinizdir. Birini seven biri, başka biriyle daha mı iyi bir ilişkisinin olacağını düşünmez.

Bir ilişki sırasında başkasından etkilenmek normal değildir yani! Hemen herkesin yaşaması anlamında normaldir. Yani insani bir durumdur ve özel bir patolojiye tekabül etmez. Ancak ilişkisinin sorunlu olduğu anlamına gelir. Başta, bağlanmakla ilgili sorunlara, cinsel yaşamlarındaki sorunlara, beğenilme gereksinimi ile ilgili sorunlara olmak üzere birçok soruna bağlı olarak ortaya çıkabilir. Cinsel heyecanın bitmesi, başkalarına duyulan ilgiler, aşkın söndüğünün değil, olmadığının göstergeleridir. 

Bazıları aşk için, 'tarafların ihtiyaçlarının giderilmesi* diyor, siz ne dersiniz?


Bunun gerçek aşkla bir ilgisi yoktur, karşılıklı ihtiyaçların giderilmesine bağlı aşk, şükran duygusuna bağlıdır. Aşk bir insanı, çikolata sever gibi sevmek değildir. İnsan lezzetli ve güzel duygular verdiği için çikolatayı da, kendisini iyi hissettirdiği için güzel bir kıyafeti de, değerli hissettirdiği için prestijli bir arabayı sevebilir, ancak bunlar gerçek anlamda sevgi ya da aşk değildir. Sadece ihtiyaçları karşıladığı için hissedilen bu duygunun sevgi ya da aşkla bir ilgisi yoktur.
Ne kadar sayıda çift varsa o kadar sayıda aşk, sevgi ve ilişki biçimi vardır. Ancak gerçek bir aşk ve sevgi en az görünen şeydir. Aşk ve sevgi arasında sanıldığından daha az ayrım vardır. Aşktan yoksun bir sevgi de, sevgiden yoksun bir aşk da eksiktir ve gerçek anlamda aşk da sevgi de değildir. Aşk sanıldığı gibi bir ilişkinin başındaki heyecan değildir. Aşk bir insanı tanıdıkça yeşeren ve çok yavaş gelişen bir olgunlaşma ve kendisini başkasına verebilme yaşantısıdır.
Elele - Ekim 2009  YAZI: ASLI ÖKTENER KÖSE