İNSAN KONTROL ETMEYİ VE EDİLMEYİ NE KADAR İSTER?
Dürbünümsü tipler.
İnsanlar birbirlerini hangi amaçla gözetler? Kişi ilgi duyduğu insanı her an kontrol etme ihtiyacı neden hisseder? Teknolojik gelişmelere paralel toplumda kontrol etme kaygısı artıyor mu?
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Psikolog Yıldız Burkovik, üzerinde hiç düşünülmeyen, konuşulmayan ve yazılmayan bu konuyu ele aldı.
İNSAN KONTROL ETMEYİ VE EDİLMEYİ NE KADAR İSTER?
Son dönemlerde insanların birbirlerini kontrol etmeleri Kontrol edilmeyi ne kadar istiyoruz ya da kontrol etmeyi? En büyük sıkıntı dürbünümsü erkekler ve kadınlar. Bu kişiler çoğunlukla uzakta da olsalar birlikte oldukları kişilerin kılık kıyafet giyim tarzına bakıyorlar. Artık dürbün yerini malum cep telefonlarının görüntülü olmasıyla özelliğini neredeyse kaybetmiş halde çünkü başka şehirde bile olmak cep telefonu ile bir görüntüyü rahatlıkla saniyesinde iletebiliyor. Böylece dürbünler dama atılma noktasındalar.
Kim bilir belki de eskiye dönmek lazım. Kişiler her güzelliğe dürbünle bakarlardı ama şimdi röntgenciler de çoğaldı ki onlarda dürbün yerine vücutlarının herhangi bir yerine monte edilmiş küçük kameralarla çevreyi gizli bir şekilde izliyorlar. Anlaşılamayan ise neden yeterli gelmiyor insana gördükleri neden daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor ve neden bunun legal olmadığı bile bile yapılıyor.
Bir operayı izlerken dürbün doğal bir araç ki eski İstanbul hanımefendilerinin ellerindeki küçük dürbünler onların daha kaliteli olduğunu gösterirdi. Bir denizcinin elindeki dürbün uzakları görebilmesi için önemliydi, bir gök bilimci için yıldızlara bakmak artık daha büyük olan teleskoplarla mümkündü, ancak neden insanlar bunları farklı amaçlar için kullanıyorlar. Bunların altında ne yatıyor. Merak mı yoksa bir yerde başka şeyleri yadsımak mı? Tartışılır.
Yerlerini alan yeni teknolojiyle cep telefonları kameralı olanları inanılmaz bir iş için de kullanılıyor. Kıskanç bir erkeğin eğer uzaktaysa “bugün ne giydiğini bana çek ve gönder bakayım uygun mu?” sözleriyle bu hale gelmiş halde. Kendileri olamayan kadınlar ya da erkekler sürekli kontrol altında olmaya alışmış insanlar, hayat bu kadar mı kontrolü gerektiriyor. Biz mi izin veriyoruz yoksa izin alınmadan yapılsa da hemen mi kabul ediyoruz. Bir nevi kontrol zincirden çıkmış halde artık.
Günde 10 veya daha fazla cep telefonuyla arayıp kiminle ve nerede olduğunu soran kişiler ki bunların arasında anneler de var. Babalar çok fazla yok çünkü nasılsa fazlasıyla anneler bu rolü üstleniyorlar bilgiyi de babalara geçiyorlar ve belki de istemeden çocuklarını çileden çıkartıyorlar. Aynı şekilde davranan eşler de var. Neden teknolojiyi bir türlü doğal olarak hakkını vererek kullanamıyoruz. Nerede olduğunu yazarak bulunduğu yeri öğrenip “yalan söylüyorsun şimdi buradasın” diyenler mi istersiniz,” görüntünü aç etrafına bakacağım” diyen kişiler mi, ister cep ister görüntülü msnler hepsi sanki aynı amaca hizmet eder gibi.
Hizmet şekillerini nasıl bir anda kıskançlık ya da merak etme pozuna girerek hemen değiştirebiliyoruz ve nasıl buna izin verebiliyoruz. Durup biraz düşünmek lazım. Önce kontrol edilmekten memnun olmak ki beni seviyor ondan kontrol ediyor bu kadar sık arıyor diye kendini kandırmalar ama sonra bunun dozu geçince iş işten geçtiği için artık karşı tarafın hakkı haline gelen aramalara dur diyebilmek için ne yapacağını bilememek. En büyük sorun durup bir düşünmek; nasıl bir hayat istiyorum, neyi bekliyorum, ne umdum ne buldum sorularına cevap verebilmekte yatıyor.
Kontrol edilenlerden mi olmak istiyorsunuz ya da sürekli kontrol edenlerden mi veya hayatı doğal hali içinde yaşayanlardan mı olmak istiyorsunuz? “Mutluluk vereceğiniz kararda gizli” unutmayın. Teknolojiyi hangi amaçla kullanmak istediğiniz, size karşı kullanılan teknoloji ve buna karşı sizin cevabınız her şey bunda gizli ve gizliliğinizi korumalı, kendi özelinizi kendinizde tutmalısınız ve buna layık, bunu anlayan kaliteli bir kişi ile birlikte olmalısınız ve her ne şartta olursa olsun hakkınızı korumalısınız. Hak sınırı çok ince bir çizgidir bazen çok sevenler ama bunu nasıl ifade edeceğini bilemeyenler de bu sınırı istemeden ihlal de edebilirler, uygun bir dille bunu anlatmak ve sevdiklerinize hislerinizi anlatmak çözüm olabilir.
Eğer ne yaparsanız yapın o çözümü sağlayamıyorsanız profesyonel bir yardım zamanı gelmiştir. Hiçbir şey için geç değildir. Sadece gerçekten ne istediğinizi ve ne istemediğinizi bilmelisiniz…
Şaban Özdemir (NPGRUP)
e-psikiyatri.com
etiketler: Erişkin Ruh Sağlığı, Kaygı Bozuklukları, Kişilik Bozuklukları, Psikiyatri Haberleri, merak, yıldız burkovik, gözetleme, kişilik
Yorum Gönder Blogger Facebook
DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(