tag:blogger.com,1999:blog-36172743231159690732024-03-05T22:05:06.485-08:00TavizsizTavizsizAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/07484464811053917868noreply@blogger.comBlogger1283125tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-48960210653793282952015-06-12T18:13:00.001-07:002015-06-12T18:13:08.796-07:00Pakistanlı mühendis suyla çalışan motosiklet yaptı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLvfZAxNDMIiiaodAQnUXJmN2p3FIGoD0lYaCr4gArQfcq9LgcW7g4GKkhS6Zxkn8GM6R1QUsFmD9vkFcv672aiOhJpk9Fi97UuUEziQT87Pqh0XFrMC4x0cHbcnJvl9mTT86hmiqc-j4/s1600/Agha-Waqar-Pakistani-Car-Kit1-300x202.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLvfZAxNDMIiiaodAQnUXJmN2p3FIGoD0lYaCr4gArQfcq9LgcW7g4GKkhS6Zxkn8GM6R1QUsFmD9vkFcv672aiOhJpk9Fi97UuUEziQT87Pqh0XFrMC4x0cHbcnJvl9mTT86hmiqc-j4/s1600/Agha-Waqar-Pakistani-Car-Kit1-300x202.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Pakistanlı Mühendisi Ağa Waqar ahmed araba Motor Bike için su, yakıt kiti icat iddia etti. <br />
<br />
<iframe allowfullscreen="true" allowtransparency="true" frameborder="0" height="360" mozallowfullscreen="true" scrolling="no" src="https://screen.yahoo.com/pakistani-water-kit-fuel-vehicle-144505415.html?format=embed" webkitallowfullscreen="true" width="640"></iframe><br />
<br />romeohttp://www.blogger.com/profile/16512277449460623084noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-78021519660314544462015-06-10T09:12:00.003-07:002015-06-11T10:27:59.733-07:00Kaybolan çocuk 6 gün sonra bulundu.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjALDJejqGj493RgNJypivKLkyYGcYfHuW19ryCfUuucO0N9WqAebuOP8EcGEeQetaivHoGiQ0mr1FWz7J8gHQ5-iVTebYtoccF09Wk-jV-w7akkPkXZOChgWHu10vuw9skwoTtPIY4uiM/s1600/kayip-cocuk-6gun-snra-bulundu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="177" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjALDJejqGj493RgNJypivKLkyYGcYfHuW19ryCfUuucO0N9WqAebuOP8EcGEeQetaivHoGiQ0mr1FWz7J8gHQ5-iVTebYtoccF09Wk-jV-w7akkPkXZOChgWHu10vuw9skwoTtPIY4uiM/s320/kayip-cocuk-6gun-snra-bulundu.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Tokat'ta ormanda kaybolan çocuk 6 gün sonra bitkin halde bulundu.<br />
<br />
Tokat’ın Erbaa ilçesinde 6 gün önce odun toplamak için<br />
ailesiyle gittiği ormanda kaybolan 6 yaşındaki Mustafa Can Yaşar, jandarma<br />
ekiplerince bir kaya oyuğunda bulundu.<br />
<br />
Sütlüce köyü Başyatak mezrasında kaybolduğu belirlenen Mustafa Can’ı<br />
bulmak için seferber olan jandarma ekipleri, küçük çocuğu Sütlüce köyü Toğkaya<br />
mevkisinde bir kaya oyuğunda çıplak halde buldu.<br />
<br />
Jandarma ekipleri, ağzındaki toprak parçalarını temizledikleri Mustafa<br />
Can Yaşar’a su ve yiyecek verdi. AA muhabirleri çocuğun kurtarılma anını<br />
görüntüledi.<br />
<br />
Jandarma aracıyla Gökal Sağlık Ocağına götürülen Mustafa Can’ın şokta<br />
olduğu gözlendi. Çocuğun konuşmakta güçlük çektiği öğrenildi.<br />
<br />
Yaşar’a muayenesinin ardından sağlık ocağında serum takıldı ve yiyecek<br />
verildi. A.A<br />
<br />
Oğlunun hayatta olduğunu öğrenen baba İsa Yaşar, sağlık ocağında<br />
oğluna sarılarak gözyaşı döktü.<br />
<br />
- “Canlı bulunduğuna inanamadım”<br />
<br />
Duygularını kelimelere dökmekte zorlanan baba İsa Yaşar, “Böyle bir<br />
duygu yok. Bu dünyada başka bir şey göremem. Böyle bir duygu yok yani.<br />
Askerlerimiz buldu. Biz artık ümidi kesmiştik. Çıkar yolumuz kalmamıştı.<br />
Çocuğumun canlı bulunduğuna inanamadım. Mustafa bizim için bugün yeniden doğdu”<br />
dedi.<br />
<br />
Anne Ümran Yaşar da oğlunu bulan jandarma görevlilerine teşekkür<br />
ederek, “Allah herkesten razı olsun. Alem aradı çocuğumuzu buldu. Ümidimizin son<br />
durağına gelmiştik. Hiç ümidimiz yoktu. Bir sarılsam diye hissettim. Devletimiz<br />
ve askerlerimizden memnunuz” diye konuştu.<br />
<br />
Bu arada, sağlık ocağına gelen Erbaa İlçe Jandarma Komutanı Jandarma<br />
Yüzbaşı Hüseyin Selin, arama faaliyetlerine katılan ve çocuğu bulan jandarma<br />
görevlilerini alnından öperek, tebrik etti.<br />
<br />
İlk müdahalesi sağlık ocağında yapılan Mustafa Can, ambulansla Erbaa<br />
Devlet Hastanesine sevk edildi.<br />
<br />
kaynak: sözcü<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY1g7btktkKWuuS5dVErawncbHusM4t_fuxNhUo2b0QD22zrhww7Sd-wF904lW638hQTE1ixL_KLMHw8XGS61KdFOFRE-mLLL9flSyycP7qavBlUwoecQe4HDt0MK5HOtgDxvueboJj3A/s1600/tavzsiz.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY1g7btktkKWuuS5dVErawncbHusM4t_fuxNhUo2b0QD22zrhww7Sd-wF904lW638hQTE1ixL_KLMHw8XGS61KdFOFRE-mLLL9flSyycP7qavBlUwoecQe4HDt0MK5HOtgDxvueboJj3A/s1600/tavzsiz.png" /></a></div>
romeohttp://www.blogger.com/profile/16512277449460623084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-24814202970231589552013-11-20T04:27:00.000-08:002013-11-20T04:27:11.886-08:00Ahmet Kaya' yı sevmek zorundamıyım..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv4eSEkiG_c4uz6ol4DtX2mNbQZqEThnj0dHBmtFnGW9YqTx_ED9j197h3AnMcrcn09rM-xLgVuNNjFsnblHE2YdkqnSvnBhgck3XGgnm5Wqimm5IpXjQvPrZAdmQ1D1bVdT7sLleVhww/s1600/ahmet-kaya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv4eSEkiG_c4uz6ol4DtX2mNbQZqEThnj0dHBmtFnGW9YqTx_ED9j197h3AnMcrcn09rM-xLgVuNNjFsnblHE2YdkqnSvnBhgck3XGgnm5Wqimm5IpXjQvPrZAdmQ1D1bVdT7sLleVhww/s320/ahmet-kaya.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Ahmet Kaya kimdir yahu bir hayır severmi, ne yapmış insanlık için, kaç garibanı sevindirmiş, köprülermi yapmış, çeşmelermi yapmış, okulmu yapmış hayrına? Bir şarkıcı bir sanatçı, peki sevmek zorundamıyım, sevmemek suçmu? Vay sen böyle yaptın sen şöyle yaptın, lafı arkasından anlayanlar linç ettiniz diyenler, yeni linçler peşinde. Lafı arkasından anlayıp sapıttıranlar maksadını aşanlar olaylara o günün gözüyle değilde şimdiki durumun gözünden bakanlar piyasayı kapladı.<br />
<br />
O gün Ahmet Kayaya tepki gösterenler Almanya münihte pkk için verdiği konsere tepki gösterdi, bu milletin sayesinde şöhret ol, bu insanlar o zaman kasetlerini alsın, burdan ekmeğini ye git pkkya konser ver. Tepki bunun tepkisiydi. Üstelik "arabamı şerefsizlerin memleketinde bıraktım diyen" kimdi. Bu ülkede yaşayanlara şerefsiz diyenin hiçmi suçu yok?<br />
<br />
<br />
DİYELİMKİ KOMPLO...<br />
<br />
Diyelimki Ahmet Kayaya komplo kuruldu ve bu kötü olaylar başına geldi, bu ülkede tek yargılanan o değilki, nice insanlar yargılandı, Fransa gidip kendine farklı bir statü kazanmanın içine girdi, Bülent Ersoy bile yasaklıydı bir ara, Milliyetçi Ozanlardan Ozan Arifte ve bunun gibi niceleri, aralarında kan davası olanlar bile barışıyorken millete neler oluyor suni gündemler çıkartıp ortalığı karıştırmanın anlamı ne?<br />
<br />
İyi anlamalı iyi dinlemeli tepki neyin tepkisiydi ve onların linç girişiminden dolayı ölmedi, kalp krizinden dolayı öldü, Ahmet kayayı sevmediler tepki gösterdiler diye feryat figan edenler kendileri yaptıkları linçin farkındamı öylese senin eleştirdiğin insandan farkın ne, sen karşındakini beğenmiyor sevmiyorsun, karşındaki kişidende seni sevmesini beklemen yanlış değilmi?<br />
<br />
Sevmek zorundamıyım.. HAYIR<br />
<br />
<br />
Türk’e söven baş tacı ediliyor!<br />
<br />
“Şerefsizlerin ülkesi” dedi<br />
“Yenİ aldığım arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım” diyerek Türkiye’de yaşayan herkesi ’şerefsiz’ ilan eden şarkıcı Ahmet Kaya, ölüm yıl dönümünde adeta bir devlet töreniyle anılacak.<br />
<br />
Başbakan saygıyla anacak<br />
Türkİye’yi terk ettikten sonra Fransa’da kalp krizi geçirerek ölen Kaya için Lütfi Kırdar’da düzenlenecek geceye Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra çok sayıda bakan ve siyasi de katılacak.<br />
<br />
Paris’te öldü<br />
Türklüğe hakaret, PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuksuz yargılandığı 1999 yılında yurt dışına kaçan Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000’de firarda olduğu Paris’te kalp krizi sonucu öldü.<br />
<br />
Başkalarını bilmem ben bu lafı yutamam<br />
Fatİh Altaylı: Bana ve bu ülkenin şerefli insanlarına şerefsiz diyene “Şerefsiz sensin” derim!<br />
<br />
Özkök, yaptığı haberi sonuna dek savundu<br />
Ertuğrul Özkök: Sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti ama bana hiçbir zaman aksi bir bilgi gelmedi.<br />
<br />
Türklere küfreden şarkıcı yere göğe sığdırılamıyor<br />
’Arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım’ sözleriyle Türkiye’de yaşayanları ‘şerefsiz’ ilan eden Ahmet Kaya, Başbakan Erdoğan ve bakanların da katılacağı geceyle anılacak<br />
<br />
Haber: Salim YAVAŞOĞLU<br />
Türkiye’yi terk ettikten sonra Fransa’da kalp krizi geçirerek ölen şarkıcı Ahmet Kaya için bugün anma töreni düzenlenecek. Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda Türklere küfür eden Ahmet Kaya için düzenlenecek etkinliğe, Başbakan Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katılacak. Geceye davet edilen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise bu anma törenine katılmayacağını açıkladı.<br />
<br />
Ağır hakarette bulundu<br />
Ahmet Kaya, Almanya’da 1999 yılında verdiği bir konser sırasında “Arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım” diyerek Türk Milletine hakaret etmişti. Kaya’nın büyük tepki gören bu sözleri Hürriyet Gazetesi’nin 20 Temmuz 1999 tarihli nüshasının manşetinde “Vay Şerefsiz” haberiyle verilmişti. “Vay şerefsiz” manşetiyle çıkan gazetede yazar Fatih Altaylı, “Ahmet Kaya demiş ki: ”Otomobilimi şerefsizlerin ülkesinde bırakıp geldim.’Para için PKK’lılara konser verince onlara yaranmak için böyle diyecek tabii. Yarın parasını verin, oğlunuzun sünnetinde söylesin, oğlunuzun erkekliğini över. Öyle haysiyetsizdir “ ifadelerine yer vermişti. Sık sık PKK lehine sloganların atıldığı konserde Kaya Türkiye’de vergi sıralamasında 42. olduğunu söylemiş ve ” Arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım “ demişti. Bu haber üzerine İstanbul DGM Başsavcılığı Kaya’nın Türklüğe ve Türkiye Cumhuriyeti’nin şahsiyetine hakaret ettiği gerekçesiyle Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığının, Ahmet Kaya hakkında TCK’nın 159. maddesi gereği, ’Türklüğü, Cumhuriyeti, Meclis’i, hükümetin manevi şahsiyetini, bakanlıkları, devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya Adliye’nin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif ettiği’iddiasıyla dava açılmasını istedi.<br />
PKK sloganları atıldı<br />
Münih’te yaklaşık bin kişinin izlediği konserde Ahmet Kaya, sahneye zafe işaretiyle çıkmıştı. Konser boyunca PKK yanlısı sloganlar atıldı. Konseri izlemek isteyen Türk gazetecilerin fotoğraf makinelerine el konuldu. Ahmet Kaya, acı, hüzün, zindan, ölüm ve kavga içerikli türkülerinin arasında yaptığı konuşmalarda şöyle dedi: ’Magazin gazetelerinde boy göstermek, bir Kürt insanının haysiyetini taşımaktan daha önemli değildir. Yeni aldığım arabamı Türkiye’de, şerefsizlerin memleketinde bıraktım. Benim hesabım Türk halkıyla, Türkiye Cumhuriyetiyle değil, benim sorunum kendim gibi ağlayan Kürt ulusuyladır. Şöhreti buldum, iyi para kazandım, vergide 42. oldum. Böyle bir vatan hainliğini çok seviyorum.”<br />
<br />
Özkök, o haberi savundu<br />
Ertuğrul Özkök, 16 Kasım 2010’da Hürriyet gazetesindeki köşesinde gazetesinde 20 Temmuz 1999’da ‘Vay şerefsiz’ başlıklı manşetini değerlendirdi. Özkök yazısında şunlara yer verdi: “Hürriyet’te yayınlanan habere göre Kaya, ‘Yeni aldığım arabamı Türkiye’de, şerefsizlerin memleketinde bıraktım’ demişti. Ahmet Kaya ise ‘Üç tane şerefsiz yüzünden ülkemde arabama binemedim’ dediğini söylüyor. Tabii ki ikisi arasında fark var. Haber önüme o şekliyle gelmişti. Hâlâ da aksini ispat eden bir bilgiye sahip değilim. Neticede Ahmet Kaya da başka bazı insanlar hakkında ‘Şerefsiz’ sıfatını kullanma hakkını kendinde görüyormuş. Ama bakın Eyüp Can’ın o mülakatının yayınlandığı sayfadan üç sayfa sonra bir yazar, Magazin Gazetecileri Derneği’nin gecesinde Ahmet Kaya’ya tepki gösterenler için ne diyor: ‘Çatal bıçak fırlatırken köpüklü ağızlarıyla hamasi marşlar söyleyen herkes, Hazreti İsa’yı öldürmeye gelen askerlere öperek işaret eden Yehuda’dır.’<br />
Peki o manşeti atan Hürriyet’in yöneticileri için ne diyor: ‘Kinlerini kusan kalleşler...’<br />
Söyler misin Süreyya kardeş; senin eline biraz daha medya gücü verselerdi, bizler için acaba daha ne manşetler atardın?”<br />
<br />
Altaylı: Ahmet Kaya şerefsiz<br />
Fatih Altaylı, 20 Kasım’da Habertürk gazetesindeki köşesinde “Şerefsiz misiniz!” başlığı altında Ahmet Kaya’ya yer vermişti. Altaylı yazısında, “Bir Ahmet Kaya’cılıktır aldı başını gidiyor” diyerek gelişmelere tepki göstermişti. Fatih Altaylı yazısında şunlara yer vermişti: “Ahmet Kaya, Türkiye’yi terk edip gitmişti. Ve gittiği yerde, yanlış hatırlamıyorsam bir PKK toplantısında, ‘Şerefsizlerin memleketini terk edip geldim’ diye bir konuşma yapmış, konuşma gazete ve televizyonlara haber olmuştu. Ve ben de Ahmet Kaya için, ‘Şerefsiz sensin’ diye bir yazı yazmıştım. Çünkü ben, “şerefsizlerin ülkesinde” yaşamıyorum. Şerefsiz değilim. Elbette benim ülkemde de her ülkede olduğu kadar, bazen daha fazla, bazen daha az şerefsiz var ama burası asla ve asla şerefsizlerin ülkesi değil. Başkalarını bilmem ama ben bu lafı yalayıp yutamazdım.<br />
<br />
Pişman değilim<br />
Yutkunup oturamazdım. O yüzden de ‘o şerefsizliği’ çok da ağır bir yazıyla kendisine iade ettim.<br />
Pişman mıyım?<br />
Ahmet Kaya bugün yaşasa ve ’Bu ülkenin insanlarına şerefsiz dediğim için pişmanım’ deseydi, ben de ‘Pişmanım’ derdim.<br />
Ama şu anda asla pişman değilim.<br />
Bana ve bu ülkenin şerefli insanlarına şerefsiz diyen birine yine aynı yanıtı veririm. Çünkü ben ‘yavşak’ değilim.<br />
Üstelik bilen bilir.<br />
Biz asla zor günlerde ’sipere yatanlardan’olmadık.<br />
Hiçbir şeyin hesabını 10 yıl sonra ‘arkamızı sağlama alınca’ sormadık.<br />
<br />
Otomobil kaçakçısı<br />
Yılmaz Güney’i ‘fikir suçlusu’ zannedenlere, ‘Ne fikri be. O adam katildi. Adam öldürdüğü için hapse girdi, fikirlerinden dolayı değil. Pavyon kavgasında, kadın meselesinden adam öldürdü. İyi sinemacı olabilir ama iyi adam değildi. Şimdi adını vermeyeyim, eşini döverdi. Adam öldürürdü. Bu mu kahraman’ dedim o günlerde. Ahmet Kaya’nın da aynen Tanju Çolak gibi fikir suçundan değil otomobil kaçakçılığından yargılandığını söyledim. Yalan mı bunlar?”<br />
<a href="http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=43263">http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=43263</a><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Twitter'da 'Ahmet Kaya' isyanı<br />
<br />
<br />
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında Ahmet Kaya'nın MGD gecesinde yaşadıklarını hatırlatıp " ‘Kimler saldırdı? Gezi Parkı’nda bize saldıranlar saldırdı. Şimdi diyorlar ki ben o sırada tuvaletteydim ben o sırada dışarıdaydım ulan hepiniz oradaydınız. Kamera kayıtlarında hepinizi görüyoruz.” demesi yine Serdar Ortaç'ı gündeme getirdi.<br />
<br />
<br />
Ünlü şarkıcının Twitter hesabından o gece sahneye çıkıp hep birlikte 10. Yıl Marşı söyleyenlerin bulunduğu bir fotoğraf paylaşması dikkat çekti.<br />
<br />
<br />
Ortaç, sürekli bu olayla gündeme gelmesinden duyduğu rahatsızlığı da bu mesajlarla anlattı:<br />
<br />
-Gezi eylemlerine katılmadım, Ahmet Kaya'ya çatal atmadım. Daha ne kadar sürecek bu yazılar.<br />
<br />
-Bir sürü hayranım benden yeni şarkılar beklerken,bunlarla uğraşmaktan nasıl şarkı yazacağım, ben de bilemedim.<br />
<br />
ÖZCAN DENİZ : AHMET KAYA'YI ARAYIP ÜZÜNTÜMÜ DİLE GETİRDİM<br />
<br />
Olaylı MGD gecesinde olduğu iddia edilen isimlerden Özcan Deniz de yaşadıklarına isyan etti.<br />
Twitter üzerinde açıklama yapan Deniz, sayfasına "Ahmet Kaya'nın linç edildiği utanç gecesinde olmadığımı 15 yıldır ifade etmeye çalıştım. Sonrasında da Ahmet Kaya'yı arayıp üzüntümü dile getirdim. Üzgünüm ki her yıl benim de orada olduğuma dair yazılar yazılmakta. Bu yüzden açıklama gereği duydum. Kınanmam bu güne ait bir kınanma değil. Diyarbakır'da yıllar önce verdiğim dev nevruz konserinde de, Yusuf Hayaloğlu'nun albümüne verdiğim destek zamanında da bunu hep dile getirdim. İnşallah bu son olur ve bir daha bunu açıklama gereği duymam" notunu düştü.<br />
<br />
İBRAHİM TATLISES: BEN ADAMIM ADAM<br />
Ahmet Kaya'ya saldırı anında salonda olmadığını söyleyen İbrahim Tatlıses de MGD gecesine ait fotoğrafı Twitter sayfasında paylaştı ve altına "Alın bakayım ben nerdeyim? Ben orada yoktum demedim. Ben gittiğimde söylediler bana. El insaf ya! Ben adamım adam" notunu düştü.<br />
<br />
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/25157034.asp<br />
<br />
<br />
<br />
<br />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-32159926427848101882013-07-24T07:12:00.003-07:002013-07-24T07:32:35.700-07:00Siyah png şekilli resimler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOohLTDNF5DkOjNLyIvQOeMqQA2Ub7319MJA9xjg20195z2gvNy_aTk_XNR34okhes8dJ6zkmYWrFbrrwKrtj6lyhdtThKkV9o5wOq4IPaCglg0Q-t7RZKBLPoi3ArO7U0-W3uc82hHOA/s1600/Dark_Purplej6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOohLTDNF5DkOjNLyIvQOeMqQA2Ub7319MJA9xjg20195z2gvNy_aTk_XNR34okhes8dJ6zkmYWrFbrrwKrtj6lyhdtThKkV9o5wOq4IPaCglg0Q-t7RZKBLPoi3ArO7U0-W3uc82hHOA/s320/Dark_Purplej6.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhH38Dm3t1ATsp9qVYYGOQNJ8RzOeqyWQAjJ4yuBhRBZhfgDQQZDKVfl2GccDU-lKWDphAJAhxGB2716UNoL2cWhEq5jRocJ_raekN3QIK6BYmGTgF-jNImj2XvZ8OhjfRXKaxpe-pUfPk/s1600/expectations.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhH38Dm3t1ATsp9qVYYGOQNJ8RzOeqyWQAjJ4yuBhRBZhfgDQQZDKVfl2GccDU-lKWDphAJAhxGB2716UNoL2cWhEq5jRocJ_raekN3QIK6BYmGTgF-jNImj2XvZ8OhjfRXKaxpe-pUfPk/s320/expectations.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNP1JtuwoWZUwTw-gio8IjMNswbUxh3EVVFyXY5Pvhquc6gtdzcEercgUHF63y8zp9qIoVOM98T-TczwpKiNAxVhiHinz48qJZVHmMLKSNvYgVGJINY58RqA4JrkO0reIpu5upNNgw0dQ/s1600/familybusiness.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNP1JtuwoWZUwTw-gio8IjMNswbUxh3EVVFyXY5Pvhquc6gtdzcEercgUHF63y8zp9qIoVOM98T-TczwpKiNAxVhiHinz48qJZVHmMLKSNvYgVGJINY58RqA4JrkO0reIpu5upNNgw0dQ/s320/familybusiness.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjARpxOkTpB8p2uf_xGgpY_EVbHK03BJOEDh-E20CkOh0Lkua_Vdpr1FExcL4NQ6rR5zbVx7yGvY0WYICcI2C3sPNDSOA9cI32yvIC1qVSPLSbVHLOrqdKRiDIoAOgtMaoh8BrODFSlXRw/s1600/marrow.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjARpxOkTpB8p2uf_xGgpY_EVbHK03BJOEDh-E20CkOh0Lkua_Vdpr1FExcL4NQ6rR5zbVx7yGvY0WYICcI2C3sPNDSOA9cI32yvIC1qVSPLSbVHLOrqdKRiDIoAOgtMaoh8BrODFSlXRw/s320/marrow.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf5Bwus0gvyWMhJ3UG2QbqCbZ534VE5la1NcT-Hx8p-BVphcUbgSkhfE7n_RvJWUAdcebW8efwbYVuJ1CP7XXvf2tmzeRHtPviKi-KM4M0sAN1Y7lKlEUOJJte6nOanRbcJ7Zh1mr92IA/s1600/momentum.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf5Bwus0gvyWMhJ3UG2QbqCbZ534VE5la1NcT-Hx8p-BVphcUbgSkhfE7n_RvJWUAdcebW8efwbYVuJ1CP7XXvf2tmzeRHtPviKi-KM4M0sAN1Y7lKlEUOJJte6nOanRbcJ7Zh1mr92IA/s320/momentum.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1oa82SD2QPi4Hnlz_iCwZk2l_b5pFEXeTdqeP1Mac_P0af8DUACxrLNHVMXAaMic0atWLsNW4Ck34AdchF5Gs4daRiGL4XVJyVWe8rLj7l3NjMMCZI8FoXqgaPsQ97Y82A3PqOGkEwgU/s1600/png_by_inspyretash_stock-d4n76ig.png.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1oa82SD2QPi4Hnlz_iCwZk2l_b5pFEXeTdqeP1Mac_P0af8DUACxrLNHVMXAaMic0atWLsNW4Ck34AdchF5Gs4daRiGL4XVJyVWe8rLj7l3NjMMCZI8FoXqgaPsQ97Y82A3PqOGkEwgU/s320/png_by_inspyretash_stock-d4n76ig.png.jpg" width="248" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI47ySyhFCYoAvpWSatUXPfZfeYSNq6zhsHAadkk3p5nVRz-jnZc99EZ0HzyXoBoQ5uuF2tynadGm25E3FMjgdBXMRsAwHIKTJMTlm6p4X8hI7tUuR7MIflR96kp6mnZSACXRvw8PdVE8/s1600/purple-circles-black-star.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI47ySyhFCYoAvpWSatUXPfZfeYSNq6zhsHAadkk3p5nVRz-jnZc99EZ0HzyXoBoQ5uuF2tynadGm25E3FMjgdBXMRsAwHIKTJMTlm6p4X8hI7tUuR7MIflR96kp6mnZSACXRvw8PdVE8/s320/purple-circles-black-star.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbfpta2HqT29e0EwYon0QGFfBU-20ofkm8fFOM29b-7cUzpImNDf3i2u0dmkj9WnlE1997_DmEotKDgffkYSCvwnPDm8qk4pyXC4KHMqRpX61IpaH2KmIJQWcugbuT5WlBi03CG6JWwPo/s1600/stimulation1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbfpta2HqT29e0EwYon0QGFfBU-20ofkm8fFOM29b-7cUzpImNDf3i2u0dmkj9WnlE1997_DmEotKDgffkYSCvwnPDm8qk4pyXC4KHMqRpX61IpaH2KmIJQWcugbuT5WlBi03CG6JWwPo/s320/stimulation1.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhF8pwwc_EnH_EZ4HzCbxbzHcna3oZzul-Cde4_Q67BE2aKcYtF-5dgBRx-wsA9qN1BJrlK37FWZVY7rNDj7WU3Tivce6cWuWkXwpKMH_0uPD79uBHAuHbizMjlMO9JLL22JAY5oMP0cBM/s1600/terri.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhF8pwwc_EnH_EZ4HzCbxbzHcna3oZzul-Cde4_Q67BE2aKcYtF-5dgBRx-wsA9qN1BJrlK37FWZVY7rNDj7WU3Tivce6cWuWkXwpKMH_0uPD79uBHAuHbizMjlMO9JLL22JAY5oMP0cBM/s320/terri.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNqhb89psSOaqpZm07B4UmXxraJK_gNO4ArhraJELL-mtfX6WgSAzamMJS-EYB6N9oBAyOU8uWvL-PrVRU8lfR3SOfzs8t95g6XdA3mJeNA3lg1y35TuyDmvQqQgZNG6YBR-kozeZodRU/s1600/urlblack.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNqhb89psSOaqpZm07B4UmXxraJK_gNO4ArhraJELL-mtfX6WgSAzamMJS-EYB6N9oBAyOU8uWvL-PrVRU8lfR3SOfzs8t95g6XdA3mJeNA3lg1y35TuyDmvQqQgZNG6YBR-kozeZodRU/s320/urlblack.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEim_dkqqbPoI0IlJWJNCET5GyzoujeUIBmTi_BhwYEirtDR_dlYorSEB1msBPihspqT-1tdRAcNyZJzfpoQsROy0ZIrBE1uyZvRuezEByBpk63gl45259-bqPb-nnzzBzi9IFaQQ_4FRDU/s1600/Violet+by+Idea+go+ID-10011818.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEim_dkqqbPoI0IlJWJNCET5GyzoujeUIBmTi_BhwYEirtDR_dlYorSEB1msBPihspqT-1tdRAcNyZJzfpoQsROy0ZIrBE1uyZvRuezEByBpk63gl45259-bqPb-nnzzBzi9IFaQQ_4FRDU/s320/Violet+by+Idea+go+ID-10011818.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8u847owuVprGGfXV7KcuKe3FcqH46049HHugHTgAmElaTmpYkiUhcvz3_TN1AFG9tPwm93va5SakQ9Z1jTe0ZKQf36ZaJ4-h2oJF7kYd8ic982GadwMWeyrP4McyEPbSDpprbX-s_E-w/s1600/winona.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8u847owuVprGGfXV7KcuKe3FcqH46049HHugHTgAmElaTmpYkiUhcvz3_TN1AFG9tPwm93va5SakQ9Z1jTe0ZKQf36ZaJ4-h2oJF7kYd8ic982GadwMWeyrP4McyEPbSDpprbX-s_E-w/s320/winona.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjG9grNfvJqBCVVlvdbkQVG72xlkm-kzbCEPtlBf1yNpov4V-fzlhTRWwyPCvKN6jD1dYMo2NHHPnikIFtnw_Rd-OG5rKX7yvM629xu3sD2w7mvCn4cgOO-XOcGU2HixL9C-TCJQBK2UrU/s1600/z-black.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="75" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjG9grNfvJqBCVVlvdbkQVG72xlkm-kzbCEPtlBf1yNpov4V-fzlhTRWwyPCvKN6jD1dYMo2NHHPnikIFtnw_Rd-OG5rKX7yvM629xu3sD2w7mvCn4cgOO-XOcGU2HixL9C-TCJQBK2UrU/s320/z-black.png" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxxRwBDqt63MPDSKXJWADNzBn7b1vqVHsZN4cMvPbJTsbeC-Sra85Rff1_Uvg_fs27QMUEIi77yfDtil-rmzVuxN8jhIMYqzXsod2Fixefb9PKs806E2PsxQOz5TVjj1Hshyphenhyphen1xVL2jpxQ/s1600/flag-26399_640.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxxRwBDqt63MPDSKXJWADNzBn7b1vqVHsZN4cMvPbJTsbeC-Sra85Rff1_Uvg_fs27QMUEIi77yfDtil-rmzVuxN8jhIMYqzXsod2Fixefb9PKs806E2PsxQOz5TVjj1Hshyphenhyphen1xVL2jpxQ/s320/flag-26399_640.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_OZJVnxlTNbQjfgtW3KPYPoD2tKreeETFW8uUeuV5M2QZRpP0dZai0Gc4Tf_oIKQMDqKGEWAcoAfqTDo4ilLN5lBUOwHD5CIyptOqp_cQGGa-sZHcCvzYujQmpm2Glte5Kx4LQutFVBI/s1600/red-33815_640.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_OZJVnxlTNbQjfgtW3KPYPoD2tKreeETFW8uUeuV5M2QZRpP0dZai0Gc4Tf_oIKQMDqKGEWAcoAfqTDo4ilLN5lBUOwHD5CIyptOqp_cQGGa-sZHcCvzYujQmpm2Glte5Kx4LQutFVBI/s320/red-33815_640.png" width="320" /></a></div>
<br />
Bu png siyah şekilli resimler işinize yarayabilir, duvar kağıdı olabilir, nette kullanabilirsiniz, sosyal ağlarda üzerine yazı yazıp kullanabilirsiniz.romeohttp://www.blogger.com/profile/16512277449460623084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-34579807412345615152013-05-15T01:11:00.001-07:002013-05-15T01:12:34.507-07:00Kabahat Müslümanlardadır<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvYxGzl_Y-fhjETrOmiUPh6mvf72W2g-QDLYecA-cGjS0fe0KvZt16_Qkf5wajJ7K8ftk6dwC0RW_WSL0Cj-hBi5FWv9Kk4jLboFJsEFGN0coHAqMR6En-XGaFIO93sIyM8Xe6E5RaWaE/s1600/sevketeygi14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvYxGzl_Y-fhjETrOmiUPh6mvf72W2g-QDLYecA-cGjS0fe0KvZt16_Qkf5wajJ7K8ftk6dwC0RW_WSL0Cj-hBi5FWv9Kk4jLboFJsEFGN0coHAqMR6En-XGaFIO93sIyM8Xe6E5RaWaE/s1600/sevketeygi14.jpg" height="142" width="320" /></a></div>
<b>Mehmet Şevket Eygi</b><br />
<br />
EHL-İ Sünnet Müslümanları!.. Bu memleketteki bütün kötülüklerden öncelikle siz sorumlusunuz? Dinsizlerden, münafıklardan, kötülerden şikayet edip durmayınız. Siz bu memlekette yekûn olarak çoğunluktasınız ama ağırlığınız yok. Çünkü düşmanlarınızın istediği ve planladığı şekilde birbirinden kopuk bin parçaya kendi iradenizle ayrılmışsınız.<br />
<br />
Bir kafirin, bir münafığın kuyuya attığı bir taşı bin Müslüman çıkartamıyor.<br />
<br />
Efendim bu memleketi bu hale dinsizler, kafirler, İslam düşmanları getirmişmiş… Yok canım!..<br />
<br />
On milyonlarca Sünnî Müslüman var ama tek bir Ümmet teşkilatı yok. Müslümanların başında, kendisine biat ve itaat edilen bir İmam veya Emîr yok…<br />
<br />
Bu on milyonlarca Müslüman o kadar aciz ki, başörtülü kızlarının ve kadınlarının en temel haklarını bile koruyamıyor.<br />
<br />
Bendeniz çok iyi biliyor ve hatırlıyorum: 1960’larda, 70’lerde bozuk düzen ve sisteme verip veriştiren birtakım radikal İslamcılar, sahte mücahidler, daha sonra ellerine fırsat geçince o kötü düzenin haram rantlarına aç köpekler gibi saldırdılar.<br />
<br />
Sünnî Müslümanların büyük kısmı birleşmemekte ittihad etmişlerdir.<br />
<br />
Kafirler ve münafıklar Müslümanlar için kaç kuyu kazmışlarsa, Müslümanlar o kuyulara düşmüşlerdir.<br />
<br />
Müslüman bir delikten çıkan zararlı mahluk tarafından iki kere sokulmazmış. Bizimkiler bin kere sokuluyor, bin birinci sokulmaya hazır bekliyor.<br />
<br />
Elde fırsat varken bu Müslümanlar oğullarının ehliyetli, liyakatli, istidatlı bir kısmını subay yetiştirmemek suretiyle zaten intihar etmişlerdi.<br />
<br />
Soruyorum: Hangi Sünnî zengin, akıllı çocuğunu cami imamı olarak yetiştirmiştir? Hiç ciğerinin köşesini imam yapar mı? Doktorlukta ve mühendislikte çok para var, imamlıkta yok.<br />
<br />
Hazret-i Ömer ne demiş? Mü’minlerin emîri (devlet başkanı) olmasaydım, müezzinlik yapardım…<br />
<br />
Bizim çok bilmiş Müslüman seçkinler ve zenginler tabakası, en akıllı, en ahlaklı, en kabiliyetli, hizmete en müsait çocuklarını hiç hademe-i hayrat (din görevlisi) yapar mı?<br />
<br />
Sonra yalanın bini bir paraya: Efendim bizi dinsizler bu hale getirmiş, zillet ve esaret kuyularına atmış… Yalan yalan yalan!.. Bizi, biz bu hale getirdik.<br />
<br />
Hâlâ hıyanet içindeyiz.<br />
<br />
Sabah namazlarında İstanbul camilerine gidiniz, birkaç cami dışında hepsi boştur. Nerede o mangalda kül bırakmayan İslamcılar? Nerede o dindar liseli ve üniversiteli gençler?<br />
<br />
Şu hal-i perişanımıza bakınız… Bize, bizden büyük düşman olur mu?<br />
<br />
Şu hizip ve grup holiganlarına, fanatiklerine, militanlarına bakınız…<br />
<br />
Şu bozuk ve fâsık düzenin meddahlarına bakınız…<br />
<br />
Şu haram, kara, kirli, nârî rantlarla şişenlere bakınız…<br />
<br />
Şu harbî kafir ve münafıkları dost ve velî edinenlere bakınız…<br />
<br />
Şer’î tesettürün cılkını çıkartan bezirgânlara bakınız.<br />
<br />
Allahı bir Roma putuna benzeten zındığın peşine düşenlere bakınız…<br />
<br />
Bizi dinsizler mahv etmişmiş… Yok canım!.. Bizi dindar görünen birtakım gafiller bu hale getirmiştir.<br />
<br />
Kur’an “Onlar namazı terk ettiler, şehvetlerine uydular” buyuruyor. Bu uğursuz topluluk kimlerdir acaba?<br />
<br />
Riba/faiz darülislamda da, darülharbte de, Müslümanlar arasında haramdır. Kur’an ribacılar için onlar Allaha ve Resulüne savaş ilan etmişlerdir buyurmaktadır. Bu memlekette ribaya bulaşmayan kaç Müslüman kalmıştır?<br />
<br />
Türkiyenin Müslüman çoğunluğunun bugünkü esaretinden, zilletinden, zebunluğundan, parçalanmışlığından Müslümanlar sorumludur.<br />
<br />
Ucuz bahaneleri, mesnetsiz şikayetleri bırakalım da aynalara bakalım.<br />
<br />
Aynalara tükürelim.<br />
<br />
<br />
<br />
(İkinci yazı)<br />
<br />
İslam Nizamı Vasıflı Müslümanlarla Kurulur<br />
<br />
İslam dini ve nizamı hayata, realiteye kaliteli=vasıflı, güçlü ve üstün Müslümanlarla geçirilebilir. Vasıfsız Müslümanlarla geçirilemez.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman zaferi kazanmadan, amaca varmadan ganimet toplamaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman kendi ülkesinde, kendi halkından, Müslümanlardan ganimet toplamaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman, dün kötü dediği bir nizamın haram rantlarını devşirmez.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman gulül yapmaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman faydalı ilimlerle âlimdir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman gerçek, halis muhlis âbiddir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman yüksek ahlak ve karaktere sahiptir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman haramları işlemez, şüphelilerden kaçınır.<br />
<br />
İki vasıflı Müslüman beraber oldukları zaman farz namazları birlikte cemaatle kılar.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman riyasete ve hizmete talib olmaz. Matlub olursa, ehliyeti olduğunu sanıyorsa kabul eder. Ehliyetli olduğunu sanmıyorsa kabul etmez.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman, Resulullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona) kopuksuz ve sahih bir silsile ile bağlı ve icazetli bir bir mürşid-i kamile biatli ve irtibatlı olur, öğüt dinler, o öğütleri hayata geçirir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman hizip grup parça holiganlığı yapmaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman ruhbanları erbab haline getirmez, gizli şirke düşmez.<br />
<br />
Vasıflı Müslümanın nazarında altının gümüşün, euronun doların, malın mülkün kıymeti yoktur.<br />
<br />
Vasıflı Müslümanda Peygamberimizin, Selef-i Sâlihînin, Ömer ibn Abdülazizlerin, Selahaddinlerin, Şeyh Şâmillerin ahlakı ve karakteri vardır.<br />
<br />
Hâlikın=Yaratanın rızası için yaptığı hizmetlerin ücretini mahlukattan=yaratıklardan isteyen kimse vasıflı Müslüman değildir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman dinini satmaz, din sömürüsü yapmaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman ihlaslıdır, mürüvvetlidir, muhsindir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman hasbelbeşeriye günah işlese, hatâ etse bile asla açıkta, küstahça, meydan okurcasına işlemez, o fasık-i mütecahir değildir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman israf yapmaz, geliri olsa da tevazudan, kanaatten ayrılmaz.<br />
<br />
Vasıflı Müslümanın faziletlerini düşmanları bile kabul ve teslim eder.<br />
<br />
Kendisi hakkında “Aaa bu ne biçim Müslüman!.. Çift hörgüçlü deveyi hamuduyla birlikte yutuyor…” denilen kişi vasıflı Müslüman değildir.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman şu veya bu cemaatin veya hizbin üyesi olmaktan önce Ümmet-i Muhammed’in bir ferdidir.<br />
<br />
Nefs-i emmare derekesinde olan bir kimse dıştan alim, hizmetkar gibi görünse bile vasıflı Müslüman değildir.<br />
<br />
Edille-i erbaayı (Kur’an, Sünnet, İcmâ, Kıyas) kabul etmeyen kimse vasıflı Müslüman olamaz.<br />
<br />
Efendimizin Sünnetini hafife alan Müslüman vasıflı değil, vasıfsızdır.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman Hâliq’a mâsiyette mahluka itaat etmez.<br />
<br />
Vasıflı Müslüman, Şeriata aykırı şekilde yemin etmez.<br />
<br />
Vasıflı Müslümanın Müslümanlığı kal ile değil hal ile anlaşılır.<br />
<br />
Vasıflı Müslümanın başına belalar ve sıkıntılar gelebilir, o bunlara sabr eder.<br />
<br />
Bir vasıflı Müslüman bin kafire bedeldir.<br />
<br />
Bin vasıfsız Müslüman bir vasıflı Müslümana denk olamaz.<br />
<br />
Vasfın kaynakları nelerdir?.. Tahkikî iman, sahih itikaddır… Faydalı ilimdir… Geniş ve derin kültürdür… Hükmettir=bilgeliktir… Ahlak ve fazilettir… Şecaattir… İhlastır… Hasbîliktir… Mürüvvettir… Garazsız ivazsız hizmettir… Sabır ve namazdır… Sebat ve azimdir… Büyük ve küçük cihaddır… Emr-i mâruf ve nehy-i münkerdir… İstikamettir (doğruluk dürüstlük)…<br />
<br />
14.05.2013<br />
<br />
<br />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-47248498601645372222013-05-14T02:09:00.000-07:002013-05-14T02:09:08.308-07:00Kanını içip cesedini yaktı VAHŞET!<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeuOZaK7-3PIxJsbxTPhMFqu0jb8lmZMjOLdAI5mCTJBFtI3p3HYc_SYSAbAcQfZ807lA-vxLnlbektCQxB7HgxvZPj7XgJgOmWdQ7SQCRpZq_-iNBYVGr7PqE8LO_gmajZLonuz9oPfA/s1600/kan-lekesi-nasil-cikar-2f.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="177" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeuOZaK7-3PIxJsbxTPhMFqu0jb8lmZMjOLdAI5mCTJBFtI3p3HYc_SYSAbAcQfZ807lA-vxLnlbektCQxB7HgxvZPj7XgJgOmWdQ7SQCRpZq_-iNBYVGr7PqE8LO_gmajZLonuz9oPfA/s320/kan-lekesi-nasil-cikar-2f.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Ankara'da yaşanan olaya siz de inanamayacaksınız. İşte 1 lira vermediği için canından olan kağıt toplayıcısının başına gelenler...<br />
<br />
Ankara'da, pet şişe toplayıcısını 1 lira vermediği için maket bıçağıyla öldürdükten sonra kanını içip cesedini yakan zanlının, "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.<br />
<br />
Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk tarafından hazırlanan ve Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 7 Nisan 2013'te, Emniyet Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal Hastanesi arkasındaki tren raylarında, kimliği tespit edilemeyen bir erkek cesedinin yanmış halde bulunması üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi.<br />
<br />
Olayın ardından çevrede araştırma yapan güvenlik güçlerinin gözaltına aldığı şüpheli Kürşat A'nın, suçunu itiraf ettiği ifade edilen iddianamede, şüphelinin beyanlarına yer verildi.<br />
<br />
'KANINI İÇTİM'<br />
<br />
"Kasten adam öldürme" suçundan hapis yatarken, "6352 Sayılı Denetimli Serbestlik Kanunu"ndan yararlanarak yakın zamanda cezaevinden çıktığını kaydeden Kürşat A, şunları anlattı:<br />
<br />
"Cezaevine girmeden önce bali çekiyordum, olay günü de aldım. Hastanenin arkasından tren yolunu takiben yürürken, pet şişe toplayan bir şahısla karşılaştım ve 1 lira istedim. Şahıs, parayı vermeyip küfür edince, ben de karşılık verdim. Bunun üzerine bana saldıran şahsı, yanımda bulunan maket bıçağıyla korkutmak istedim. Şahıs elime doğru hamle yapınca, ben de bıçağı vurdum. Kaç defa vurduğumu bilmiyorum, yere düşünce de emerek kanını içtim."<br />
<br />
Maktulün üzerinde bulunan eşofmanları çıkararak kendisinin giydiğini belirten Kürşat A, "Cebinden çıkan 3 lira ile çakmağı aldım. Sonra, topladığı pet şişeler ve çevreden bulduğum kağıtlarla cesedi yaktım ve olay yerinde ayrıldım"<br />
<br />
Olay yeri tespit tutanağı, görüntüler, otopsi raporu ve beyanlar incelendiğinde, şüpheli hakkında kamu davası açılacak yeterli delillere ulaşıldığı ifade edilen iddianamede, Kürşat A'nın, "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.<br />
<br />
"Yağma" suçundan da 10 yıla kadar hapsi talep edilen zanlının, üzerindeki eşyalar adli emanete alındı.<br />
<br />
Kürşat A, gelecek günlerde hakim karşısına çıkacak.<br />
<br />
<br />
Kaynak: internethaber.com<br />
<br />
gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-66936272369304218692013-04-09T00:30:00.000-07:002013-04-08T14:28:31.351-07:00Survivor' da hayal kırıklığı, izleyenler şok oldu !Bu güne kadar izlenen en kötü Survivor yarışması, Gönüllüler oyuncu kaybetmeye devam ediyor. Duygu terör estirmeye devam ediyor. Duygunun karşısında Mustafa' da tutunamadı ve elendi. Duygunun karşısına çıkan 3. kişi olan Mustafada elenerek oyundan çekildi. İlginçlikler devam ediyor, Emel, Seda, Mustafa ile birlikte Duygu 3. kişiyide elemiş oldu.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJuMQJCz58UFwI91L-SMNiMRSxyffOdghfnnS30hpUAOYBU0FRvYKCY3GIFRDTexkH4Fq6q1gxgzDINMXKM5GzIn4W3Il0Yzs6FYyT_SG4j7TvXLHUs5mHd0YWN869S3FqxULGsyiu0OI/s1600/2013-survivor_mustafa.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="189" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJuMQJCz58UFwI91L-SMNiMRSxyffOdghfnnS30hpUAOYBU0FRvYKCY3GIFRDTexkH4Fq6q1gxgzDINMXKM5GzIn4W3Il0Yzs6FYyT_SG4j7TvXLHUs5mHd0YWN869S3FqxULGsyiu0OI/s320/2013-survivor_mustafa.jpg" width="320" /></a></div>
Nasıl izleniyor nasıl oy veriliyor anlamış değilim, duygu nun yaptıkları ortayken duygunun hala elenememesi ne kadar garip, neler oluyor Survivor' da diyorum. En başta zaten evini ayırıp arkadaşlarına kazan kaldırdı, sözleri itici, kışkırtıcı herkesle kavga ediyor, sözleriyle tahrik ediyor adadaki en büyük huzursuzluk kaynağını kim niye destekliyor, gitmesini istemiyor anlamak zor.<br />
Birileri yardımmı ediyor acaba sorusu düşünüyorum, böyle birinin adad akalması normalde imkansız. Karekter analizi yapan uzmanların izleyip bize fikir vermesi daha doğru olur, bir bakıyorsun gülüyor, bir bakıyorsun atıp tutuyor, bazen şirinlikte yapıyor. Örneğin: Alp adaya Fener maçı için yarış yaptırırken Alp' e şirinlik gösterisi yapıyor, isteyince şirinde olunuyormuş demekki. Yalan' da söylüyor geçen haftaki konsey de bize yemek vermiyorlar dedi, oysa Bozok balığı getirdiğinde " siz yemiyeceksiniz, dün balıkları size verdik yediniz biz açız, biz yiyelim" demişti. Yani bayanlar aç kalmasın diye tuttukları balıkları bayanlara veriyorlar afiyetle yiyorlar, o gün erkekler aç kalıyor, Bozok " balığı biz yiyelim" dediğinde kıyameti kopartıyor, konseyde bize yemek vermiyorlar diyebiliyor.<br />
Duygu Mustafanın da başını yedi, tüm takımı bencilliğiyle mahvetmeye devam ediyor.<br />
<br />
Survivor 2013 te ilk elemeler izleyenleri şok etti, herkes Duygunun elenmesini beklerken, Emelin elenmesi şok etti. Neden böyle oldu? Gönüllüler içinde huzursuzluğu ve geçimsizliğiyle ön planda olan biri nasıl olduda sms lerde elenmedi? bu sorunun cevabını arıyalım hep birlikte.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXKAJncM1ALp4_aLWvP-erJi6XbJaCqMEZHsICdtlJXAx3kyTtFe2AoatTLdC0xCQiEb47WKgYX9bBEBHECJg_oPGlPOVb0ahZlrql8nPE5CQpfd-_lcwN1VF5_htgheqx65TgQpcTgZg/s1600/duygu-tile.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="156" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXKAJncM1ALp4_aLWvP-erJi6XbJaCqMEZHsICdtlJXAx3kyTtFe2AoatTLdC0xCQiEb47WKgYX9bBEBHECJg_oPGlPOVb0ahZlrql8nPE5CQpfd-_lcwN1VF5_htgheqx65TgQpcTgZg/s400/duygu-tile.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b>DUYGU HAFTAYI GARANTİLEDİ</b><br />
<br />
Duygu dokunulmazlık ödülünü kazandı haftaya da elenmeyecek. Hırslı yarışmacı Duygu sanki biliyordu ısrarla ada' da kalacam demişti ve dediği oldu, yarışmada kaldı.<br />
Duygu yarışmadaki varlığını en az 2 hafta daha sürdürecek.<br />
<br />
İzleyenler neden şok oldu?<br />
Adada sessiz sakin Duyguyla kıyaslanırsa çok uysal ve uyumlu biri olan Emel nasıl oluyorda sms lerde eleniyor hala anlamış değilim.<br />
<br />
Duygu' ya oy verenler çıldırmış olmalı yada sms lerde bir hata var. Büyük bir ihtimalle smsler de hata var, hata şöyle olabilir. Kim elensin dedikten sonra Emel kalsın diyorsanız şu numaraya sms atın, Duygu kalsın diyorsanız şu numaraya sms atın, bence kalsın kısmı yanlış onun yerine gitsin olmalı. Duygu gitsin diyorsanız şu namaraya Emel gitsin diyorsanız şu numaraya olmalıydı. Duygu gitsin diye oy atanların kalmasına vesile olmuş olabilir.<br />
Birde acaba ünlülerin yakınlarımı Duyguya oy verdi demek geliyor içimden çünkü Duygunun sürekli moral bozması Gönüllülerin kaybetmesine neden oluyor buda Ünlülerin işine yarıyor.<br />
<br />
Bir ihtimal daha var oda Duygu gibi düşünenlerki apresif tavırları olan Duygu adada kavga etmediği ters düşmediği kimse kalmadı böyle birini destekleyip oy verenlerinde aynı psikoloji de olmaları gerekiyor bulunduğu ortama asi uyumsuz gençler olması büyük bir ihtimal yoksa aklı başında biri neden herkesle kavga eden atışan huzursuzluk çıkartan birine oy versin?<br />
Sık sık ağlayıp duygu sömürüsü yapması olabilirmi?<br />
Bunun başka bir izahı olamaz huzursuzluk çıkartan, arkadaşlarının sürekli moralini bozup onlarla kavga eden birine kim ada' da kalsın diye oy veribilirki?<br />
<br />
Duygu' ya oy vermenin haklı bir nedeni varsa <span style="color: red;">yorumlar kısmına</span> yazıp bizide bilgilendirsin mümkense tabiiki mümkünse ve Emelin gitmesi için neden oy veril bana göre Emel kalmalıydı çünkü arkadaşlarına Duygu' ya göre daha uyumluydu, Emelin gitmesi için neden oy verilir bununda bir açıklaması varsa <span style="color: red;">alttaki</span> <span style="color: red;">yorumlar kısmına</span> mutlaka yazınki yanlış düşünüyor olabilirim benide aydınlatmış olursunuz.<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="color: red;"><b>ALTTAKİ VİDEOLARI İZLEYELİM İSTERSENİZ KARAR VERELİM</b></span></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<iframe frameborder="0" marginheight="0" marginwidth="0" scrolling="no" src="http://www.tvhaber.com/embed-medium/38990/survivorda-ilk-kavga.html" style="border: 0px; height: 368px; margin: 0px; width: 570px;"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe frameborder="0" marginheight="0" marginwidth="0" scrolling="no" src="http://www.tvhaber.com/embed-medium/39203/survivorda-kavga.html" style="border: 0px; height: 368px; margin: 0px; width: 570px;"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe frameborder="0" height="363" src="http://www.dailymotion.com/embed/video/xyfw7i" width="480"></iframe><br />
<a href="http://www.dailymotion.com/video/xyfw7i_survivor-da-duygu-kavgasy-suruyor_news" target="_blank">Survivor'da "Duygu" Kavgası Sürüyor</a> <i>ile <a href="http://www.dailymotion.com/Haberdesin" target="_blank">Haberdesin</a></i></div>
<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<br />
<br />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-3887761609131639232013-04-05T16:03:00.002-07:002013-04-08T15:55:02.896-07:00Lale Mansur 'Akil İnsan' mı ? <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYe7j0vaqhfUUmLYvyDd3GgpbK3bOWw3mL8loaczmAsUQ86nYHmAkE7Rw2a1_cdzWwzAI5dg2o9SwDx3spkDgO65JO5VoGasnc_1r2QgGPG9Q_lpxgFZbc9KCnCBr3WOvbiShf1sErBr0/s1600/turkler-kurtlerle-esit-olmak-istemiyormus.Jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="169" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYe7j0vaqhfUUmLYvyDd3GgpbK3bOWw3mL8loaczmAsUQ86nYHmAkE7Rw2a1_cdzWwzAI5dg2o9SwDx3spkDgO65JO5VoGasnc_1r2QgGPG9Q_lpxgFZbc9KCnCBr3WOvbiShf1sErBr0/s320/turkler-kurtlerle-esit-olmak-istemiyormus.Jpeg" width="320" /></a></div>
<b>'Türkler Kürtlerle eşit olmak istemiyor'</b><br />
Habertürk'te Ece Üner'in sorularını yanıtlayan 'Akil İnsan' Lale Mansur, çarpıcı açıklamalarda bulundu.<br />
<br />
Çözüm süreci kapsamında kurulan Akil İnsanlar Komisyonu üyesi ünlü oyuncu Lale Mansur, Habertürk ekranlarında Ece Üner'in sorularını yanıtladı. Mansur, çözüm süreci ile ilgili "Neden barışı istemiyorlar anlamıyorum. Türkler Kürtlerle eşit meşit olmak istemiyor" diye konuştu.<br />
<br />
Lale Mansur'un konuşmalarından bir bölüm:
<br />
<b><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/vDnXWnKwQNA?rel=0" width="480"></iframe></b><br />
<br />
<b>"BARIŞA VAR MISINIZ YOK MUSUNUZ?"</b><br />
<br />
"Sürece destek vermeyen kesimlerin kaygıları var. Ne vereceğiz diyorlar. Dillerini vereceğiz mesela. Buna karşı mı çıkacaklar? Demokratik haklarını vereceğiz. Çözüm olmayacak ve oğlunuz Şırnak'ta askere gidecek diye sorun kendinize? Başkasının oğlunun kocasının kanı üzerinden konuşmak kolay tabi ki.<br />
<br />
<b>"TÜRKLER KÜRTLERLE EŞİTLİK İSTEMİYOR"</b><br />
<br />
Bugüne kadar ayrıcalıklı olan hep Türkler'di. Bu ayrıcalığı paylaşmak veya Kürtlerle aynı statüye gelmek istemiyorlar. Geçenlerde CHP'li bir vekil (Birgül Ayman Güler) "ben kabul etmiyorum" diyor. Tabi ki bunu anlıyorum. Bütün ayrıcalıklar sizdeydi, bunu da paylaşmak istemiyorlar. Anlıyorum bunu. Türkler Kürtlerle eşit meşit olmak istemiyor."<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.sonkale.org/bu-da--h201207.html" target="_blank"><img border="0" height="173" src="http://www.sonkale.org/sabit/resim/musluman_degilim_akil_insan_seks_iscisi.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="color: blue;"><b>Tavizsizblog</b> <b>olarak soruyorum</b> bu satırları okuyanlara bu sözleri söyleyen biri akil insanmı?<br />Ne eşitliğinden bahsediyor; Türkiye kadar özgür bir ülke varmı acaba? Lale Mansur yoksa Orhan Yamukun aldığı Barış ödülüne adaymı olmak istiyor?<br />Bu ülkede herkes eşit değilmiymiş, yazık çok yazık bunlar akil insansa vayy ülkenin haline.<br />Barışı kim istemez Türk Milleti barışı değil, Terörü istemiyor. Oturduğu yerden konuşup mangalda kül bırakmayanlara bir yenisi daha eklendi.<br />Tutturmuş dilini verecekmiş zaten konuşmuyormu dilini? Neyi neye veriyorsun? <br />ABD nin iki tane resmi dilimi var? İngilterenin iki tane resmi dilimi var? Fransanın iki tane resmi dilimi var? Sömürge ülkelere bak bakalım kaç tane dilleri var?<br />Afrika ülkesi Kenyanın resmi diline bak yetmedimi, Doğu Afrika'daki Cibuti . Bu devletin resmi dillerinden biri Fransızca öbürü Arapça'dır. <br />Yetmedimi... <br /><b>Senegal Resmî dilleri</b> Fransızca ve Mongolfca. <br /><b>Angola Cumhuriyeti Resmi dili </b>Portekizce: República de Angola<br /><b>Benin Cumhuriyeti</b> Resmi dili Fransızca<br /><b>Botsvana Cumhuriyeti</b> Resmi dili İngilizce: Republic of Botswana ve Tswana dili: Lefatshe la Botswana<br /><b>Burkina Faso</b> Resmi dili Fransızca<br /><b>Mali </b>2013 yılı itibariyle Fransız askerlerinin işgalinde Resmi dili Fransızca<br /><b>Ekvator Ginesi </b>Cumhuriyeti Resmi diller İspanyolca, Fransızca ve Portekizce<br />Liste uzayıp gidiyor Sayın Lale Mansur artık bu sömürge ülkelerin arasına, 3. Dünya ülkeleri arasında Türkiyenin adınıda görmek istiyor olacakki böyle saçmalamış.</span><br />
<span style="color: blue;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.sacitaslan.com/magazin-lale-mansurdan-cok-cesur-sozler_19225.html" target="_blank"><img border="0" height="264" src="http://www.sacitaslan.com/f1/dad_d2fee.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<span style="color: blue;"><b>TÜRKLERMİ KÜRTLERLE EŞİT OLMAK İSTEMİYOR???</b><br />Türkiyenin en batısı Edirnede kaç tane Kürt var? Peki Şırnakta kaç tane Edirneli esnaf, iş adamı, vatandaş var?<br />Lale Mansur sen biraz halkın içinde dolaş, çarşıya pazara çık, işçilerin arasına katıl, sabah erken kalk onlarla servis bekle fabrikaya gidip çalış bak bakalım kimler var?<br />İn pazara bak bakalım kimler var, çık bir ana caddeye son model geçen cip' lere bak bakalım içinde kimler?<br />Halk ekmeği büfesinin önünde, halkla birlikte kuyruğa gir bakalım kimler var o kuyrukta?<br />Okullara git o miniklerin sıralarına bak kimler var o sıralarda bir bak bakalım.<br />Eşitliği görürsen...<br />Türk' te orda; Kürt' de orda, Arap' ta orda, Laz' da orda şunuda bilki Türkiye sınırları içinde yaşayan İster Roman, İstar Türk; ister Çerkez, İster Arap, İster Kürt olsun <br />hepsine TÜRK milleti denir işte bu eşitliktir.<br />Ayrım yok gayrım yok kanun önünde hepsi eşittir yazar, sen şimdi nerde yazar onuda bilmezsin belki araştır biraz bul.<br />Öyle geçim derdi olmadan, yarınım ne olcak diye düşünmeyen senin gibiler, rahatı yerinde çayları önünde keyifler gıcır atar tutar, bizim insanımızda dinler, dinler ya sende anlatırsın.<br /><b>Senin bu sözlerini Mehmet Ali Paşa duysa kemikleri sızlar....</b></span><br />
<span style="color: blue;">Meğer eşit değilmişiz haberim yokmuş, ben yıllarca eşitiz sanıyordum Lale Mansurun sayesinde eşit olmadığımızı öğrendim, Türkler sırça köşklerdemi yaşıyordu, kürt bildiğim komşum, kürt değilmiydi, askerde aynı karavanaya kaşık salladığımız, aynı yerde silah çattığımız asker arkadaşım kürt değilmiydi, yolda Emniyet kontrolü yapan aracımızı sağa çektirip ehliyet ruhsat suran polis kürt değilmiydi, 550 milletvekilinin içinde kürt yokmuydu, bakanların içinde, cumhurbaşkını kürt yokmuydu bu ülkede hepsi türkmüydü? </span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.objektifhaber.com/lale-mansurdan-ihanet-itirafi-140580-haber/" target="_blank"><img border="0" height="211" src="http://img03.blogcu.com/v2/images/orj/k/a/a/kaanil/kaanil_135062899158.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<span style="color: blue;"> <span style="color: black;">http://www.biyografi.info/kisi/lale-mansur sitesinde <b>Lale Mansur</b>' un <b>Mehmet Ali Paşa</b>’nın soyundan geldiği yazıyor. Lale Mansur, 1956 yılında, İstanbul’da dünyaya geldi. . <b>Babası emekli korgeneral Daniyel Yurdatapan</b>, annesi Suzan Hanım’dır. <b>Abisi müzisyen Şanar Yurdatapan</b>’dır. “Oktay Tuğrul Bağcı” ve Onur adlarında iki abisi daha vardır. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde uzun yıllar baş balerin olarak görev yapan sanatçı, ilk olarak 1992 yılında, BBC için çekilen Childhood belgeseli ile oyunculuğa başladı. James Runcie tarafından yönetilen Childhood, ünlü yazar Yaşar Kemal’in hayatını konu alıyordu. <br /><br /><b>Vikipedi, özgür ansiklopedi' de</b> <b>MEHMET ALİ PAŞA</b> Hakkında yazılanlar<br />Mehmet Ali Paşa ya da Ludwig Karl Friedrich Detroit (d. 1827 Brandenburg – ö. 7 Eylül 1878 Gjakova, Kosova) Alman kökenli bir Osmanlı generaliydi. 93 Harbi'nin ilk aylarında Tuna Cephesinin komutanıydı. Şair Nazım Hikmet'in annesinin dedesidir.<br /><br />Ludwig Karl Friedrich Detroit 1827 yılında o zamanlar Prusya Krallığı'nın sınırları içinde yer alan Brandenburg an der Havel kasabasında doğdu. 12 yaşında Hamburg'tan kalkan bir gemide çalışırken gemisi İstanbul limanında demirlediği sırada kaçarak Osmanlı Devleti'ne sığındı[1]. Osmanlı Devletinin önde gelen devlet adamlarından biri olan Mehmed Emin Âli Paşa'nın himayesine girdi. Harbiye'ye girerek Mehmet Ali adını aldı.<br /><br />1853 yılında Osmanlı ordusuna katıldı ve Kırım Savaşı'nda savaştı[2]. 1865 yılında generalliğe (paşa) yükseldi. 18 Temmuz 1877 tarihinde Müşir olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın Tuna Cephesi komutanlığını Çırpanlı Abdülkerim Nadir Paşa'dan devraldı. Bu görevi 2 Ekim 1877 tarihine kadar sürdürdü ve Süleyman Hüsnü Paşa'ya devretti. Savaşın bitiminde Aleksandros Karatodori Paşa ve Sadullah Paşa'yla birlikte Berlin Kongresi'nde Osmanlı Devleti'ni temsil eden 3 kişiden biriydi. Kongrenin kararlarından memnun olmayan Müslüman halkı yatıştırmak için Arnavutluk'a gönderildi. Kosova'nın Gjakova kasabasında halk tarafından linç edilerek öldürüldü.<br /><br />Mehmet Ali Paşa'nın Hayriye Hanım, Leyla Hanım, Adviye Hanım ve Zekiye Hanım adlarında 4 kızı vardı. Bu kızlarından olan torunlarının ve torun çocuklarının arasında Nazım Hikmet, Mehmet Ali Aybar, Oktay Rifat ve Ali Fuat Cebesoy gibi kişilikler bulunmaktadır[3].<br />http://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_Ali_Pa%C5%9Fa </span></span><br />
<span style="color: blue;"></span><br />
<span style="color: blue;"></span><br />
<span style="color: blue;"></span><br />
<span style="color: blue;"></span><br />
<span style="color: blue;"></span><br />
<br />
<span style="color: blue;"> <span style="color: #4c1130;">Geçtiğimiz günlerde Milat Gazetesi, "Hepimiz Ermeniyiz" kampanyasını başlatan isimlerden sanatçı Lale Mansur'la konuştu. </span></span><br />
<span style="color: blue;"><span style="color: #4c1130;"><br /> <b>Siz Kürtlerle Türkler kardeştir sözünü eleştirip aslolanın eşitlik olduğunu ifade ediyorsunuz. Eşitlik nerede başlamalı?</b><br /><br />-Türkiye’deki zenciler onlar, bunu artık itiraf ediyoruz. Bunca yıldır yapılmayan kalmamış, onlara da Ermenilere de, her kesime de. Ama Kürtler çok büyük bir çoğunluktalar. Ben bugün hala Uludere’nin olabilmiş olmasına inanamıyorum, hala zorluk çekiyorum. Onlar bizim vatandaşımız ve onları bombalayan da Ordu. Çıkıp Başbakan Genelkurmay Başkanına teşekkür edince ben dondum kaldım, kulaklarıma inanamadım. Biz onun savaşı bitireceğini ümit ediyorduk. Ben ümitliydim. Kaçakçılık deniliyor. Devlet olarak oraya ne yapıldı da bu insanlar ekmek parası için buna muhtaç. Orada gencecik çocuklar, 34 insan öldü. Ondan sonra da hoppidi zippidi yılbaşı kutlandı, bayraklar yarıya inmedi. Düşünebiliyor musunuz, geride kalan kurtulan insanlar da şimdi kaçakçılıktan yargılanacaklar. Açılım yapmak isteyen bir hükümet yüzde elli oy aldıktan sonra, 34 vatandaşı bombalandıktan sonra böyle mi davranır.<br /><br /><b>*Nasıl düzelir ortam?</b><br /><br />-Giden gitti ama bu emirleri verenler ortaya çıkar, yargılanır, ceza alır durum şeffaflaşırsa.<br /><br /><b>*Bejan Matur Kürt meselesinin çözümünün kadınlarla olabileceğini, onların ortak bir dil kurabileceğini söylüyor, katılır mısınız?</b><br /><br />-Burada herkesin üzerine düşen bir şeyler var. Ben de bu konuda üzerime düşeni yapıyorum. Mesela Leyla Zana’nın dediği gibi özerklik de gayet tabi isteyebilirler. Olur veya olmaz ama onlar bunu elbette isteyebilirler, haklarıdır. İstiyorum diyebilmeliler. Beni de ezseler, köyümü yaksalar, ailemin bir kısmını faili meçhulde kaybetsem, ötekine dışkısını yedirseler ben de istemeyebilirdim. Bir sürü model var, bunlar istenebilir ve tartışılabilir şeyler olmalı. (</span></span><span style="color: blue;"><span style="color: #4c1130;"><span style="color: blue;"><span style="color: #4c1130;"><b>12.06.2012 -</b></span></span> </span></span><span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;">Nil Gülsüm - Milat Gazetesi ) http://www.milatgazetesi.com/Ataturku-herkes-kullaniyor/30198#.UV9dmjdurTo</span></span><br />
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://medya.aksiyon.com.tr/aksiyon/1999/08/07/45.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://medya.aksiyon.com.tr/aksiyon/1999/08/07/45.jpg" /></a></div>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #0c343d;"><b><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;">Müzisyen abisi Şanar Yurdatapan Aksiyon İnternet sitesinde </span></b></span><br />
<br />
<span style="color: #0c343d;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: arial; line-height: 20px;"><b>Genler apolet dinlemeyince</b></span></span></span><br />
<span style="color: #0c343d;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;">7 Ağustos 1999 / CEMAL A. KALYONCU<br /><b>Şanar Yurdatapan</b>; babası, dedesi, dedesinin babası, annesinin babası, babaannesinin babası, daha doğrusu bilebildiği yere kadar herkesin asker olduğu bir aileye mensup.<br />Ama bugün yaptığı çıkışlarla en çok askerleri karşısına alıyor. Ailede birçok apoletli olmasına rağmen genlerin apolet dinlemediğini ortaya koymaya çalışıyor sanki. Yurdatapan, 1980 öncesini bilenler için müzisyen bir isim olarak hatırlanabilir. Bugün ise düşünce özgürlüğü için mücadeleler verirken, bu mücadelesinde daha çok Apo ve PKK'lılara da yer ayırması sonucu Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin müdavimleri arasında yer alanlardan biri oldu, olmaya da devam ediyor.<br /><br />2. Abdülhamid karşıtı olduğu için Erzurum'a sürülen Mehmet Ali Paşa ile yine aynı sebepten Van'a sürülen Ferik Hüsnü Paşa'nın torunu olan Şanar Yurdatapan son yılların gündem şehri Susurluk'ta 1941 yılında doğar. Şimdi artık kullanılmayan albaylıkla tuğgenerallik arasında bir rütbe olan Tuğbay rütbeli dedesi Servet Bey Erzurum'daki Mehmet Ali Paşa'nın kızı Mevhibe Hanım'la evlenerek 'paşa babanın paşa damadı' unvanını alır. Servet Paşa, Çanakkale Savaşı'nda Atatürk'ün yanında savaşmaktadır. O savaşta yaşanan meşhur saat hikayesinin anlatıcısı ve o hikayenin tarihe not düşülmesini de sağlayan kişidir Servet Bey. Bilindiği gibi kurşun Atatürk'ün göğsündeki saate isabet ederek onun hayatta kalmasını sağlamıştı. Servet Bey'in beş çocuğu olur bu evlilikten. Şanar'ın da babası olan en büyük çocuğu Daniyel'in dışında büyük mason üstadı Can Arpaç'ın da annesi olan Danende, Dâna, şarkıcı Alpay'ın annesi Daime ve Daniş, Servet Bey'in diğer çocuklarıdır. Şanar Yurdatapan'ın babası Daniyel de askeri okula yazılır. Ancak tam da Sakarya Savaşı öncesinde Daniyel kardeşi ile birlikte Kuleli'den kaçarak Ankara'daki talimgahta, 1015 günlük bir eğitimden geçirilip subay olarak savaşa yollanırlar. Cumhuriyet sonrasında ise, 1960 İhtilali öncesinde Daniyel Yurdatapan Diyarbakır'daki 7. Kolordu'nun Komutanı'dır. 3. Ordu Komutanlığını ise Ragıp Gümüşpala yapmaktadır. 27 Mayıs'la Gümüşpala Hava Kuvvetleri'ne gelince 3. Ordu'ya da Korgeneral Daniyel Yurdatapan vekalet eder. Daha önce tanıdığı ve arkadaşı olan Cemal Gürsel Paşa ise ona Genelkurmay Başkanlığı vaad etmiştir. Plana göre 30 Ağustos'taki şûrada üst kadro emekliye sevk edilerek ona yol açılacaktır. Korgeneral Yurdatapan da bunu beklerken, 30 Ağustos gelmeden kendisini Milli Birlik Komitesi'nin kararıyla Bursa'ya askeri vali tayın edilmiş olarak bulur. Yurdatapan bu olay karşısında gönül koyar arkadaşlarına. Çünkü, Yurdatapan kendisinden alt rütbeye sahip İçişleri Bakanı Tümgeneral Muharrem İhsan Kızıloğlu'nun emrine gireceği Bursa'da bir yıl süreyle askeri vali ve belediye başkanlığı yapar. Anayasa oylamasına Bursa'dan red çıkınca Yurdatapan da kalp spazmı geçirir. Sonra merkez valiliğine alınır, oradan emekli olur.<br /><br />Şanar Yurdatapan'ın ailesindeki askerler bununla da sınırlı değildir. Babasının dayısı Hüsrev Gerede, Atatürk'ün silah arkadaşıdır. 50'li yılların ortalarında Genelkurmay İkinci Başkanlığı yapan ve askeri üslerin NATO'ya açılmasına karşı gelerek DP ile zıtlaşan Zekai Okan da babasının kuzenidir. Onun kardeşi Sezai Okan da 1960 İhtilali'nde Milli Birlik Komitesi üyesidir.<br /><br />Daniyel Bey ile Suzan Hanım'ın dört çocuğundan (diğerleri Oktay Tuğrul Bağcı müstear ismiyle tanınmış besteleri var, Onur ve sinema sanatçısı Lale Mansur) ikincisi olan Şanar işte böyle apoletli ortamda büyür. Babası o ve kardeşlerine asker olması konusunda 'birisi bu mesleği sürdürürse sevinirim' demekle yetinir. O da babasının bu isteği yerine müziğe ilgi duyar: "Genler apolet falan dinlemiyor galiba. Onlar kendi bildiklerini okuyorlar". O da kendi bildiğini okur, babasının vazifesi dolayısıyla Susurluk'ta doğan Yurdatapan, ilkokula Bursa'da başlar, liseyi ise çok yer dolaştıktan sonra Ankara Atatürk Lisesi'nde bitirir. 'Hiç bir şeye hevesim yoktu' dediği lise yıllarından sonra abisi Oktay'ın üniversitede müzik yapmak için bir grup oluşturması ve onun da bu gruba girebilmek için puanı düşük jeolojiyi tercih etmesi ile üniversiteye adım atar. Daha sonra yatay geçişle jeofizik bölümüne geçecektir ama asıl hedefi Nejdet Bulut ve abisi Oktay ile birlikte kurdukları Kuyruklu Yıldız adlı grupta müzikle uğraşmaktır. Üniversiteye kayıt yaptırır ama o daha çok 'kantin üniversitesine' devam eder. Kuyruklu Yıldız'da 1958'lerin sonlarında başlayan amatör müzik hayatı 1960'ta Caddebostan Dağ Club'de profesyonel olarak sahne almasıyla devam eder. Bu arada üniversite hayatını üçüncü sınıfta noktalamasına rağmen, engel olur korkusundan bunu babasına açıklayamaz, babası onu hâlâ öğrenci zanneder. Aynı yıllarda Sevim (Balkır)'la evlenir (Bu evlilikten Arda Kardeş diye ünlenen Arda 1967'de, Meriç de 1972'de doğar. Daha sonra sanatçı Melike Demirağ'la bir evlilik daha yapan Şanar Yurdatapan'ın 1979'da Zeynep, 1989'da Almanya'da da Can adıyla iki çocuğu daha olur. Yurdatapan Melike Hanım'dan boşanmıştır şimdi.)<br /><br />Üniversite yılları onun içinde 'düzene aykırılık' genlerini de harekete geçirir. 1960 öncesi yıllarda gazeteleri tersten okuyanlardan olan Yurdatapan'ın, özellikle sosyalizmin dünyaya yayılmaya başlandığı kuşağın bir ferdi olarak okuduklarının da tesiriyle düşünce yapısında değişmeler başlar. 1965'te Marks ve Engels'in kitaplarıyla tanışır. Gel gör ki bunlardan birşey anlamaz, okuduğunda düş kırıklığına uğrar ama olsun o artık düzeni sorgulayan birisi olmuştur. Hatta baba mesleğini bile sorgulamaktadır artık: "Bir keresinde babam arkadaşların mı bu fikirleri sokuyor kafana demişti. Bu çok ağırıma gitmişti. 71 askeri cuntası sırasında bayağı tartışmalar olmuştu. Bir şey diyemiyordu babam artık. İçinde yetiştiği askerlik camiasına toz kondurmak istemiyordu ama gerçekler de ortadaydı." Yurdatapan'ın etkisinde kaldığı bir başka fikir ortamı da Yön'cülerdi. İdolü ise Çetin Altan. 1965'in sonunda 24 yaşında iken Türkiye İşçi Partisi (TİP)'e girer: "Dünyanın bütün sorunlarıyla birden karşılaşınca neye uğradığımızı şaşırdık. Köklü bir eğitim almadığımız için, bunları tartışa tartışa geliştirme yerine, bir de baskı ile karşılaşınca kendi sloganımızı ortaya çıkarıp kümelendik onların etrafına. Bir kere kümeye girince artık düşünmeyi de donduruyorsunuz." TİP'in merkezinden gelen kararları beğenmediği de olurdu ama o kitle psikolojisi ile hareket edince 'sol birisi olarak zaten marjinalsiniz, bir de grup içinde marjinal olursan hepten aç kalırsınız' korkusuyla hareket eder ve susar 1970'lere kadar. Ama zaman onu doğrulayacaktır. Bu arada arkadaşlarından dağlara çıkıp vurulanlar olduğunda bunalımlar geçirir: "Bir ses tuzağa düşürülüyorsunuz diyor, öbür ses acaba kendini mi kandırıyorsun?" Çankırı'daki yedek subay askerliği dönüşünde TİP'teki arkadaşları Aydınlıkçılar, Milli Demokratik Devrim Grubu ve Sosyalist Devrim Grubu diye ikiye ayrılır. Sonunda da partilerden uzak kalmaya karar verir. Vurdulu kırdılı hadiselere karışmıştır ama söylediğine göre kendini korumak içindir bunlar. Bu yıllardan tanıştığı Doğu Perinçek'i bir gün söylediği ile diğer gün söylediği birbirini tutmayan birisi olarak tanımlayan Yurdatapan, onu izafi bulur: "Doğu çok izafi bir şey. Hep Doğu'ya gidersen batıya varırsın!"<br /><br />Yurdatapan, 1970'lerden sonra 'yapılacak tek şeyin, başkasına muhtaç olmayacak kadar ayaklarını yere basıp, mesleğinde başarılı olmak' olduğuna karar verir. 1972'de Atilla Özdemiroğlu ile Şat Yapım'ı kurar. Prodüksiyon işi yaparlar 1979'a kadar. İlk olarak Arda Kardeş diye anılan kendi oğlu Arda'yı sürerler piyasaya. Sonraki yıllarda Fusün Önal, eski eşi Melike Demirağ, Cici Kızlar Grubu, Esmeray, İskender Doğan'a 45'likler yaparlar. Sezen Aksu kendi ayağı ile gelir onlara. "Tatlı bir Yahudi kadın, kendi şivesiyle 'Burraya geleceksin sana birr şey dinleteceğim.' Gittim süklüm püklüm bir kız. Nilüfer."Nilüfer'in de çıkışından itibaren uzun süre müzikleri Şat Yapım tarafından yapılır. Bu dönemde biri TRT Denetim Kurulu'na karşı 'müziğe denetim olmasın', diğeri de telif hakkını savunan boykota önayak olurlar. Sonuç, boykot başkaları tarafından delinince Şat Yapım iflasa sürüklenir. 1980'deki Eurovision Şarkı Yarışması'nda onun bestesi birinci olur, ama ödülü kabul etmeyince Aziz Nesin onu Yazarlar Sendikası'na üye alır.<br /><br />1980'de ise 24 Ocak kararlarının alınması Yurdatapan tarafından 'yeni bir darbenin habercisi' olarak algılanır: "Sanıyorum susup otursak hiçbirşey olmazdı. Ama susup oturmaktansa mücadeleyi konuşabileceğimiz yerden veririz. Burası da Avrupa'dır." Ve Yurdatapan ailesi ile birlikte Almanya'nın yolunu tutar. Almanya'ya onların ardından başkaları da gelecektir bunların tanınan kişiler olduğunu söyleyerek isimlerini vermek istemiyor ama onlar gelmezler. Yurdatapan, Almanya'da iken, düzenlenen bir TürkYunanKıbrıs filmleri haftasında Türk aleyhtarı propagandaya alet oldukları düşüncesiyle vatandaşlıktan çıkarılır 1981'de. 1990'ın sonlarında ise Alman pasaportu alan Yurdatapan, hakkındaki davalar askeri mahkemeden sivil mahkemelere geçince ve ağır cezadaki davaların bir kısmından da beraat edince Türkiye'ye gelir. Hakkında yedi dava daha vardır, havaalanından her an alınmayı bekleyerek 1992'de gelir Türkiye'ye ama beklediği gerçekleşmez. Başvurur yine TC vatandaşlığına girer. Döndükten sonra müzik piyasası çok değiştiği için bu piyasada yer bulamayan Yurdatapan, yaptıklarından dolayı PKK taraftarı birisi olarak tanımlanır toplumda: "Öyle takdim ediyorlar. Ben savaşa karşıyım." Apo'ya suikast girişimini kınayan bir metne imza koyar, ardından iki PKK itirafçısını sahte pasaportla yurtiçine sokmaya çalışırken yakalanır. Müziğini hazırladığı bir program Med TV'de yayınlanır. Bunların sonunda hep DGM'lik olur. Şırnak'ın Güçlükonak beldesinde 11 kişinin öldüğü katliamın askerler tarafından gerçekleştirildiğini iddia edince dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir'in şikayeti üzerine bu sefer yargılanır, 10 ay hapis cezası alır.<br /><br />Yurdatapan, şimdilerde ise, 1995'te aralarında yazılarından dolayı hüküm giymiş birçok kişinin de bulunduğu Düşünce Suçuna Karşı Girişim adlı bir faaliyetin içindedir. Bu girişim, hüküm giymiş yazıları bir bröşür halinde süreli yayınlayarak onlara destek olmayı amaçlıyor. Mustafa İslamoğlu, Tayyip Erdoğan ve Yaşar Kaplan'ın hüküm giydiği yazıları da yayınlayan Yurdatapan salı günü Kaplan'ın bir yazısından dolayı Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. Bugün daha çok yerel televizyonlar için belgeseller hazırlayan Yurdatapan, basının kendisi hakkında askerlerce uyarıldığını iddia ediyor: "Aldığım suçlamaları birinci sayfadan, beraat ettiğimde ise en arka sayfadan giriyorlar. Gazetelerin tepelerinde konuşuluyor, oradan biraz kenara sızıyor ve o arkadaşlar sayesinde bize ulaşıyor. Mesela, bir asker kişi telefon açmış. 'Bu haberler bizi çok üzüyor, böyle devam ederse biz daha fazla üzülürüz. O zaman başkaları da üzülür' diyor." Yurdatapan, TC, asker ve kurumlarla mücadele halinde. Haklı mı haksız mı? Buzlu camın arkasında neler oluyor, ben de bilmiyorum.<br />http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-4670-37-genler-apolet-dinlemeyince.html</span></span><br />
<span style="color: #0c343d;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<br />
<br />
<br />
<span style="color: #4c1130;"><span style="font-family: arial; font-size: 14px; line-height: 20px;"> </span>
</span><br />
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
<br />
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
<br />
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130;"><br /></span>
romeohttp://www.blogger.com/profile/16512277449460623084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-16381431536451344342013-03-28T17:37:00.003-07:002013-03-28T17:37:49.338-07:00Fotoğraftakini öğrenince çok şaşıracaksınız !<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj24OS-UwSI4xg3zjYy1R3ewlTkd-gK4FWU0F4765xMNxnERCOLsPktl_WmxNqREzaqCDQ-rKpWOXqL1nwkrJ929Y_jefIvUgFhgWZqavnh5YM0CgINP4jMmi-2NvytMAxJjF6tr2GUbK8a/s1600/oktay_vural.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="188" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj24OS-UwSI4xg3zjYy1R3ewlTkd-gK4FWU0F4765xMNxnERCOLsPktl_WmxNqREzaqCDQ-rKpWOXqL1nwkrJ929Y_jefIvUgFhgWZqavnh5YM0CgINP4jMmi-2NvytMAxJjF6tr2GUbK8a/s400/oktay_vural.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
Bu fotoğraf yıllar önce Diyarbakır' da çekilmiş, kırmızı çember içindeki kişinin kim olduğunu öğrenince şaşıracaksınız. Siyaset dünyasının farklı sesi zaman zaman haberlerde, alanlarda, dinlediğimiz Türk siyasetçilerinden bir isim... O zamanlar Diyarbakır' da top koşturuyormuş.<br />
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın lise yıllarında Diyarbakır Karacadağspor‘da top koşturduğu fotoğraf ortaya çıktı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.haberler.com/yerel-resimler/022/mhp-grup-baskanvekili-oktay-vural-2047022_b.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="http://www.haberler.com/yerel-resimler/022/mhp-grup-baskanvekili-oktay-vural-2047022_b.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Diyarbakır'da top koşturan MHP'li</b><br />
<br />
İbrahim Ateşoğlu'nun ‘Yeşil-Kırmızı, Şarkın-Yıldızı Diyarbakırspor' isimli kitabında, Ziya Gökalp Lisesi'nde okuyan Vural'ın iyi bir orta saha futbolcusu olduğu anlatılıyor.<br />
<br />
Oktay Vural, muhalefet partisi MHP'nin, terör sorunu çözüm sürecinde hükümete karşı en sert politika izleyen siyasetçileri arasında yer alıyor.<br />
Aslen Siirt Tillolu olan Vural, Arap kökenli Hasan Vural'ın oğlu olarak 1956 yılında Diyarbakır'da dünyaya geldi.<br />
Haber7<br />
<br />
<h4>
<b><span style="font-size: large;">MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural' dan çarpıcı kareler</span></b></h4>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.haberfedai.com/image/orjinal/oktay-vural-akp-abdullah-ocalan-evlendir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://www.haberfedai.com/image/orjinal/oktay-vural-akp-abdullah-ocalan-evlendir.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/resimler/1361392889.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/resimler/1361392889.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.adanahilal.com/wp-content/uploads/2013/03/OKTAY-VURAL-MHP-300x204.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="272" src="http://www.adanahilal.com/wp-content/uploads/2013/03/OKTAY-VURAL-MHP-300x204.png" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://cdn.internethaber.com/news/580x385/29459.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://cdn.internethaber.com/news/580x385/29459.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.haberfedai.com/image/orjinal/oktay-vural-mhp-bulent-arinc-akp-atisma.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://www.haberfedai.com/image/orjinal/oktay-vural-mhp-bulent-arinc-akp-atisma.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.habername.com/images/news/81909.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="227" src="http://www.habername.com/images/news/81909.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
TavizsizBloghttp://www.blogger.com/profile/11512455834270775542noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-60748916140258033002013-03-26T17:44:00.000-07:002013-03-26T17:44:12.072-07:00Online Bedava Fotoğraf Düzenleme Siteleri<br />
Nette seçtiğim bedava fotoğraf düzenleme sitelerini sizlerle paylaşmak istedim<br />
İnternetten fotoğraflarınızı düzenliyebilirsiniz fotoğraf üzerinde istediğiniz işi yapabilirsiniz.Hemde bedava.. Fotoğraflarınızı profesyonelce düzenleyebilir ve istediğiniz gibi oynamalar yapabilirsiniz.<br />
<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://www.befunky.com/" target="_blank">BeFunky</a></span></b><br />
<br />
Bu fotoğraf sitesinin özelliği basitliği. Fotoğrafları yükleyip indirebiliyor, yazdırabiliyor ya da başka sosyal ağlarla paylaşabiliyorsunuz. Kesme, yeniden boyutlandırma, renkleri değiştirmek, resim formatını değişterme, efektler eklemek bu sitenin özelliklerinden yalnızca bazıları.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdXL3NrUPhjZYQ747PQe1mXKYmItQwadcNkFAbd_SdsD6IdMFKKAys7CFqylwHO_986VTbfqvEejbHabFUHkfOFKAPHzhC1efT6dYtwJmazRtcZPEceOQbXI2ncu89_w0nJca8JbnAJ6k/s1600/befunky02.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="188" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdXL3NrUPhjZYQ747PQe1mXKYmItQwadcNkFAbd_SdsD6IdMFKKAys7CFqylwHO_986VTbfqvEejbHabFUHkfOFKAPHzhC1efT6dYtwJmazRtcZPEceOQbXI2ncu89_w0nJca8JbnAJ6k/s320/befunky02.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://www.befunky.com/">http://www.befunky.com/</a></div>
<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://fotoflexer.com/" target="_blank">FotoFlexer</a></span></b><br />
FotoFlexer. Fotoğraflarında alışılmışın dışında efektler kullanmayı sevenlerin oldukça hoşuna gidecek FotoFlexer, ilk bakışta çok tatmin etmesede içerisine girdiğinizde içine girince gerektiği kadar tatmin oluyorsunuz. Sabit diskinizden isterseniz sosyal resim sitelerinden Flickr, Facebook, Picasa gibi siteler üzerinden fotoğraflarınızı yükleyerek işe başlıyabilirsiniz. Fotoğrafınızı seçtikten sonra görüntü editörü yükleniyor ve oldukça basit arayüzle fotoğraflarınızı istediğiniz gibi düzenliye bilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeSgVM8OybFtfPlPEAZBOWWdk9-kf4vvr91_9hQPvv9z9eht1Ed-nWPKcu7_EM4dGf8prblibpnitvnXUF8-b0XLhgHhBjVRKG-agMLvUeIPpJ_vICPJGFwQqjzMn9M5p3Wt6oHA-nDiA/s1600/fotoflexer.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeSgVM8OybFtfPlPEAZBOWWdk9-kf4vvr91_9hQPvv9z9eht1Ed-nWPKcu7_EM4dGf8prblibpnitvnXUF8-b0XLhgHhBjVRKG-agMLvUeIPpJ_vICPJGFwQqjzMn9M5p3Wt6oHA-nDiA/s320/fotoflexer.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://fotoflexer.com/">http://fotoflexer.com/</a></div>
<br />
<br />
Online fotoğraf editörlerini sunmaya devam ediyoruz....<br />
<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b><a href="http://rsizr.com/" target="_blank">Resizr </a></b></span><br />
Pek fazla özellik yok ancak benimde çok fazla fotoğrafla işim yok şöyle bir düzenleyip çıkacam diyorsanız işinize yarar. Kesme kırpma çevirme boyutlandırma, büyütme , küçültme gibi acil işlemler için kullanılabilir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRSl76T5_dOe5czZcvOREFk7aFs2GfI22c5lrXP08zXXXDYtbrlgFeobxn_51jTRxh5P5FINtexl6qj6G2-X72zX_uq4jX2X2Fz9R6Y8fT1__BHEURTH-LgfVMXvqQIrG2ME4QMUdtWxw/s1600/rsizr04.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="203" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRSl76T5_dOe5czZcvOREFk7aFs2GfI22c5lrXP08zXXXDYtbrlgFeobxn_51jTRxh5P5FINtexl6qj6G2-X72zX_uq4jX2X2Fz9R6Y8fT1__BHEURTH-LgfVMXvqQIrG2ME4QMUdtWxw/s320/rsizr04.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://rsizr.com/">http://rsizr.com/</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><a href="http://pixlr.com/editor/" target="_blank">pixlr</a></span></div>
<div>
Geniş kapsamlı bir resim online resim düzenleme sitesi bence çok işinize yarar, üstelik daha girer girmez sizi türkçe özellikleriyle karşılıyor, rahat kullanabilir fotoğraflarınızı online düzenliyebilirsiniz. Yapmadığı iş yok gibi bir çok ücretli siteden daha iyi gibi geldi bana. Siteye girer girmez başka sitelerdeki gibi türkçe özelliği varmı yokmu aramınıza gerek yok türkçe olarak kullanılması büyük avantaj. Kesme, yeniden boyutlandırma, renkleri değiştirmek, resim formatını değişterme, efektler eklemek bu sitenin özelliklerinden bazıları zaten kullandıkça fark edeceksiniz ne kadar iyi olduğunu.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7Ta5sUdn92SNyAY0wAux182TRuoxdz0vhGStcvG5JEksvcB7snqykXqwmA1X7nE5I7JtdXHkSSafwciGiODgYWIuLV6-j4lppJseh3jO2oI1hg6JA_TUK99EOloi-M-1qAyAt48uI7sg/s1600/pixlr.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="228" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7Ta5sUdn92SNyAY0wAux182TRuoxdz0vhGStcvG5JEksvcB7snqykXqwmA1X7nE5I7JtdXHkSSafwciGiODgYWIuLV6-j4lppJseh3jO2oI1hg6JA_TUK99EOloi-M-1qAyAt48uI7sg/s320/pixlr.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://pixlr.com/editor/">http://pixlr.com/editor/</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<div>
<span style="font-size: large;"><a href="http://www.online-image-editor.com/" target="_blank">online-image-editor</a></span></div>
<div>
Fotoğraflarınıza çeşitli efektler yapabileceğiniz bir online resim düzenleme sitesi, Neler yapabilirim diye sorarsanız hareketli gif resimler yapabilirsiniz, kar, yağmur yağdırabilir, çerçeve içine alabilirsiniz, renklerini değiştirebilirsiniz, yazılar yazabilirsiniz. Girip kendiniz inceleseniz daha iyi olur</div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1fWmmzhD6OAtwGCVUibE1zVT4yWAyeezZ6nTM7k_AZSH6qjslLF4oBZQb0X52DNsbsDHWj1prYF_87RNclu35Q2iV20uJeC6kcwgm-fX8BQwEkvrgd6I2m85qsD7zcVaTFzbh6oWMCCg/s1600/OnlineImageEditor.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1fWmmzhD6OAtwGCVUibE1zVT4yWAyeezZ6nTM7k_AZSH6qjslLF4oBZQb0X52DNsbsDHWj1prYF_87RNclu35Q2iV20uJeC6kcwgm-fX8BQwEkvrgd6I2m85qsD7zcVaTFzbh6oWMCCg/s320/OnlineImageEditor.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://www.online-image-editor.com/">http://www.online-image-editor.com/</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://www.onlinephototool.com/" target="_blank">onlinephototool</a></span></b></div>
<div>
Java destekli çalışan resim düzenleme sitesi, fotoğraflarınızı düzenleyebileceğiniz bir online foto editör sitesi</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9-5uKvACyMvYob7GTz8br3jyURCO3S6Kt8rq50ftF-9lGRdNF8Fzgenjl76a5VatVQndUVnERZb-P_yvjnH12Hv3GQJ2ZNfpPg-P77YdvMPXS5Mkejb-NAZ6BMV5rBLMGHG95UPLW1I4/s1600/online_photo_editor.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9-5uKvACyMvYob7GTz8br3jyURCO3S6Kt8rq50ftF-9lGRdNF8Fzgenjl76a5VatVQndUVnERZb-P_yvjnH12Hv3GQJ2ZNfpPg-P77YdvMPXS5Mkejb-NAZ6BMV5rBLMGHG95UPLW1I4/s320/online_photo_editor.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://www.onlinephototool.com/">http://www.onlinephototool.com/</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<div>
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://www.splashup.com/" target="_blank">splashup</a></span></b></div>
<div>
En büyük özelliği birden fazla fotoğraf resminizi aynı anda düzenlemenize izin veren bir site. Öteki onli resim düzenleme siteleri gibi bundada çok amaçlı düzenlemeler yapabiliyorsunuz.</div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhItFq1N0ZkrTZr8g5fWEA3O4oJ5ZbFm1-WTjEfeOU8FMulM44zvYUZMs8hVRw62Px7j8g7kwOMeygu_YnM1GDsOLU-bLPFkAuZk5ceCics4qY0lk7d9Nga_6OKvrhzXlnXKLL5dG8D8KU/s1600/splashup.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhItFq1N0ZkrTZr8g5fWEA3O4oJ5ZbFm1-WTjEfeOU8FMulM44zvYUZMs8hVRw62Px7j8g7kwOMeygu_YnM1GDsOLU-bLPFkAuZk5ceCics4qY0lk7d9Nga_6OKvrhzXlnXKLL5dG8D8KU/s320/splashup.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://www.splashup.com/">http://www.splashup.com/</a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://www.writeonit.org/" target="_blank">writeonit</a></span></b></div>
<div>
Bu fotoğraf düzenleme sitesinin en büyük ve esas özelliği eğlence amaçlı olması, yani resimlerinizden dergi kapakları, şakalar, kartlar, fotomontajlar gibi bir çok özellik var.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDH4JurwxpMR3xwH67ZukQPR5w4zm-KqPCGnbj-83rkz_X2rVg9VLlz0hZngBgDWgNQt-cNR1fKZp4WmeRbukKgNmbDTFSqdTyDifOL3hTcIp1jiEqvj-OEdaPton3j3I4nqGJZB2gsPk/s1600/writeonit.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="209" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDH4JurwxpMR3xwH67ZukQPR5w4zm-KqPCGnbj-83rkz_X2rVg9VLlz0hZngBgDWgNQt-cNR1fKZp4WmeRbukKgNmbDTFSqdTyDifOL3hTcIp1jiEqvj-OEdaPton3j3I4nqGJZB2gsPk/s320/writeonit.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
http://www.writeonit.org/</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<div>
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://photofunia.com/" target="_blank">photofunia</a></span></b></div>
<div>
Fotoğraflarınızı eğlenceli animasyonların içine yerleştirebilir,hazır şablonlardan birini seçerek resminizi yerleştirebilir, alttaki resim bir örnek ve bunun gibi daha bir çok çeşit var.</div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4eG7dBSxKF-wmrG7r4WXtlKiSxk1xPjfEhTYAHLzbx-l4g4dQv5bDgx_6fI8iPS6qvPh6XfFrKewIdPESD5fLag18oJYOYILODweQTA444X-2f838TLRnaZDQ2t6Mciod6nmK_JXEGGs/s1600/photofunia.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="195" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4eG7dBSxKF-wmrG7r4WXtlKiSxk1xPjfEhTYAHLzbx-l4g4dQv5bDgx_6fI8iPS6qvPh6XfFrKewIdPESD5fLag18oJYOYILODweQTA444X-2f838TLRnaZDQ2t6Mciod6nmK_JXEGGs/s320/photofunia.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
http://photofunia.com/</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-1631514689437678792013-03-05T08:49:00.000-08:002013-03-05T08:49:00.747-08:00Seksin Yolu Karanlık<div class="ikaz27"><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6VejWeLwbmsBQmzTPOX92ymAx3Z4vmB_TkyMWuI85903B-66puNmdakgcT5Q-FhEee2AbczO3zISWR1nYTA5Ajr1cYudbUKLbmcQNBv6tSVkstR2KMn-R0c126t65osmlvSRK4lhgZnUx/s1600/tantric-massage-women-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6VejWeLwbmsBQmzTPOX92ymAx3Z4vmB_TkyMWuI85903B-66puNmdakgcT5Q-FhEee2AbczO3zISWR1nYTA5Ajr1cYudbUKLbmcQNBv6tSVkstR2KMn-R0c126t65osmlvSRK4lhgZnUx/s320/tantric-massage-women-1.jpg" width="307" /></a></div>Björn Borg'un uluslararası seks anketinden karanlık sonuçlar çıktı: Çiftlerin yarısından fazlası sevişirken ışıkları kapatıyor; erkeklerin üçte biri, kadınların üçte ikisi karanlıkta sevişmeyi tercih ediyor.<br /><br />Erkek iç giyimi sözkonusu olduğunda seksi olmaya çalışan hemen hemen her deneme trajikomik bir biçimde son buluyor. Popüler iç çamaşırı markası Björn Borg böyle bir hataya düşmemiş ve dünya çapında bir seks anketi düzenleyerek işini garantiye almayı seçmiş. Karanlıkta çiftler arasında neler olup bittiği konusunda pek kafa yormayan anket soruları daha çok neden karanlık, nasıl karanlık ve neyle karanlık gibi merakları gidermek için sorulmuş. Çıkan sonuçlarsa enteresan:<br /><br />Tüm dünyada çiftlerin yüzde 56'sı karanlıkta sevişiyor.<br /><br />İspanyollar karanlıkta epeyce ateşliler. İspanyolların yüzde 75'i karanlıkla seksi bağdaştırırken İsveçlilerin yüzde 55'i ve Almanların yüzde 61 karanlıkta televizyon izlemekten bahsetmiş.<br /><br />Kadınlar seksin karanlık tarafında duruyorlar. Erkeklerin üçte ikisi aydınlıkta, kadınların üçte ikisiyse karanlıkta sevişmeyi tercih ediyor.<br /><br />Amerikalılar, Almanlar ve İsveçlilerin yüzde 20'si kendi görüntülerinden memnun olmadıkları için ışığı kapattıklarını söylüyorlar. Çinliler ise eşlerinin görünümünden en memnuniyetsiz olanlar.<br /><br />Dahası fazlası?<br /><br />Çinlileriin yüzde 58'i ve Hollandalıların yüzde 54'ü romantik müziğin afrodizyak etkisine inanıyorlar. Amerikalıların müzikal tercihi R&B. Almanlar yüzde 44 üstünlükle oyuncaklar konusunda rakipsizler. İspanyolların dörtte biri ayna karşısında sevişmekten memnun.<br /><br />Gelelim en önemli sonuca: Ankete katılan çiftlerin dörtte biri karanlıkta parlayan iç çamaşırlarının seks hayatlarını renklendireceği konusunda hemfikir. Hatta Çinliler, Fransızlar ve Amerikalılarda bu oran üçte bire kadar yükseliyor.<br /><br />Toplumdaki bu açlığı bilimsel olarak tespit eden Björn Borg tabii ki üzerine düşeni yapmış ve yeni koleksiyonunda karanlıkta parlayan detaylara sahip iç çamaşırlarına yer vermiş. Evet, dünyanın en seksi iç çamaşırı değil ama komik olmadığını da kabul ermek gerek. Özellikle eğer partnerinizin karanlıkta sevişme gibi bir huyu varsa, aradığını kolayca bulması için bunlardan birini giymek iyi bir fikir olabilir.<br /><div style="text-align: center;"><a href="http://www.facebook.com/sharer.php?u=http%3A%2F%2Fvideo.mynet.com%2Faskmen%2FSeksin-Yolu-Karanlik%2F1450615%2F&t=Seksin+Yolu+Karanl%C4%B1k" target="_blank"><img border="0" src="http://img3.mynet.com/sinema/facebook-paylas.gif" style="padding-bottom: 3px;" /></a><br /><iframe allowfullscreen="allowfullscreen" class="mynetVideoEmbed" frameborder="0" height="360" scrolling="no" src="http://video.mynet.com/video.embed/1450615/" width="640"></iframe><br /><a href="http://video.mynet.com/askmen/Seksin-Yolu-Karanlik/1450615/" target="_blank" title="Seksin Yolu Karanlık">Seksin Yolu Karanlık</a> | <a href="http://video.mynet.com/" target="_blank" title="http://video.mynet.com">video.mynet.com</a></div><br /><br /><br />İlgili Aramalar: </div><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-34855577964441754182013-03-05T08:48:00.000-08:002013-03-09T18:24:35.194-08:00İSLÂMDA KÖLELİK -2<div class="ikaz27">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp1KQNGhdU_8bTwE2-Pj0x1dIQYPC28OSoDOSQPNYMl45VRkr-X2OwzHDhhw18eEBEz5oDOUWaxQIN1fEoOcohXYOuQRGPnv-yefG2T6ft5qPYN9ezB0XX96Mifw9aVs583VakUzg93ouX/s1600/k%C3%B6le.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp1KQNGhdU_8bTwE2-Pj0x1dIQYPC28OSoDOSQPNYMl45VRkr-X2OwzHDhhw18eEBEz5oDOUWaxQIN1fEoOcohXYOuQRGPnv-yefG2T6ft5qPYN9ezB0XX96Mifw9aVs583VakUzg93ouX/s320/k%C3%B6le.jpg" width="230" /></a></div>
Sayfa: 288 Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz<br />
<br />
"Islâmiyetin, eski bir Arap müessesesi olup, tarih-i mukad- desin ihtiva ettiği âlemde de meşruiyeti kabul edilen, kölelik mü- essesesini muhafaza ettiği malûmdur, islâmiyet islâm devletine tâbi veya onunla müttefik olmayan memlekederin kâfir halkını, müslümanların kendi istifadeleri için, temellük etmelerine cevaz vermiştir; bu sebeptendir ki, müslüman memleketlerinde köle ticareti uzun müddet mühim bir mevki tutmuş ve köleler, umumî nüfusun mühim bir unsurunu teşkil etmiştir. Erkek köleye Arapça "abd (cem. abid) yahut mamlûk, ka- dın köleye de emeh yahut câriya denilir.<br />
<br />
Peygamberin Arap kabileleri ile yaptığı gazvelerde, kadınlar ve çocuklar dahi dahil olmak üzere, ele geçirdiği harp esirleri, fid- ye-i necat vermedikleri takdirde, eski Arap âdetine göre, köleliğe düşerlerdi. Bu veçhile Beni Mustalik'a karşı yapılan gazvede, Müslümanların eline birçok kadın geçmişti. Bunlardan biri olan Cüveyriye b. al-Haris'sahabeden Sabit b. Kays'in hissesine düş- müştü. Bu kadın maruf bir aileye mensuptu ve kendisini kurtar- mak için, fidye verileceğini biliyordu. Hürriyetini iade için, 9 ya- hut 10 miskal altın verilmesi hususunda Sabit ile anlaşmıştı. Bu karardan sonra Peygamberin yanına giderek, muavenetini dile- mişti. Cüveyriye çok güzeldi; bu sebeple Peygamber fidyesini ödemiş ve ona talip olmuştu. Bu hal müslümanlann kendi elleri- ne düşen diğer kadınlara da hürriyetlerini iade etmelerine sebep olmuştu; zira, Peygamberin karabet kesbettiği bir kabileye men- sup kadınların bizim elimizde esir olmaları münasip olamaz, de- mişlerdi. Arabistan'da satm alma veyahut eşkıyalık yolu ile de köleler elde edilirdi. Mesela Peygamberin kölesi olan ve islâmiyeti birin- ci olarak kabul etmiş bulunan Zeyd, asalet ve necabet sahibi Beni Kelb kabilesinden idi. Günün birinde Zeyd'in anası, kendi kabi- lesini ziyarete gittiği vakit, yanma henüz çocuk olan oğlunu da beraber almıştı. Fakat yolda önünü kesen birtakım atlılar anası- nın elinden Zeyd'i kapmışlardı. Bu eşkiya Zeyd'i satmak için, 'Ukaz'a götürmüşlerdi; orada Zeyd'i satın almış olan Hadice, Peygamber ile izdivacından sonra, onu kocasına hediye etmişti, Zeyd'in babası, oğlunun ziyanını işittiği vakit, çok kederlenmişti; bir türlü müteselli olamıyordu. Bir müddet sonra, Beni Kelb'den bazı kimseler Zeyd'i Mekke'de görmüşler ve bunu babasına bil- dirmişlerdi. Bunun üzerine bu zat Mekke'ye koşmuş ve Peygam- bere: —"vereceğimiz fidyeye mukabil onu azad ediniz"— demiş- ti; fakat Zeyd çağrıldığı vakit, Peygamberin yanında kalmayı ter- cih etmişti.<br />
<div>
İslam ansiklopedisi (M.E.B) </div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.yenidenergenekon.com/wp-content/uploads/2008/06/image015.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="211" src="http://www.yenidenergenekon.com/wp-content/uploads/2008/06/image015.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Besinci Kısım Sayfa: 289<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
O zamanlar, esirler arasında birçok Araplar dahi vardı. Fa- kat daha cahiliyet devrinde bile Afrika'dan ve şimal memleketle- rinden gelmiş beyaz ve siyah esirler bulunuyordu, (kr,. G. Jacob, Abtarab. Beduinenleben, 2. tab., s. 137; Antara, Muallaka, beyit 27, nşr. Arnold., s. 153). ister satın alınarak, ister harpte yakalanmak suretiyle olsun, hiç bir arabın köle olamayacağı esasını, umumî bir kaide olarak, ilk defa halife 'Ömer'in vazettiği söylenir. Buna göre, yalnız ya- bancılar köle olabilecekti, (kr,. A. von Kremer, Culturgesch. des Orients unter den Chalifen, 1.104) Herhalde şeriat, müslümanla- ra dindaşlarını esaret altına almayı menetmiştir; bundan dolayı çocuklarını satmaları ana ve babalarına memnudur, (fakat krş. E.W.Lane, Modern Egyptians, I, bab VII: Domestic life; the lower orders). Roma kanunlarında caiz olduğu gibi, bir müslüman ala- caklı borçlusunu esir gibi satamaz. Bununla beraber, köleler, ço- ğunlukla geçerli olduğu gibi, İslâm dinini kabul ederlerse, bun- dan dolayı kölelikten her zaman kurtulmuş olmazlar. Köle ticareti Orta Çağda, Arapların diğer kavimlerle ihtilât ve imtizaçları hususunda, pek mühim bir rol oynamıştır; zira; ge- rek siyah ve gerek beyaz, binlerce esir her sene müslüman mem- leketlerine ithal olunuyordu. Her sene Bagdad pazarına Orta As- ya'dan (Türkistan, Fergana ve başka yerlerden) sayısız Türk esir- leri getirilmekte idi; bunlan zenginlere ve hususiyle saraya satar- lardı. "Hilafetin şark hududu ülkeleri Bagdad sarayına vergi ma- kamında insan vermekle mükellef olduğu gibi, islâm Devletinin garp ucunda kâin vilâyetler, Afrika ve Magrib (Muritania) için de o mükellefiyet vardı... Afrika'nın içinden, yani asıl Sudan'dan, Ak- deniz sahillerinde Araplann ellerinde bulunan şehirlere doğru ol- mak üzere, büyük mikyasta köle ihracatı yapılırdı." Frenk ve Yu- nan memleketlerinden dahi birçok beyaz köleler gelirdi. Kezalik Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz İspanya'da ve İtalya limanlarında, hususiyle Civita-vecchia iskele- sinde dahi köle ticareti ilerlemişti. Venediklilerin VIII. asırda Ro- ma'da bir esir pazarları vardı; bu pazar ancak 748 senesinde papa Zacharias tarafından kapatılmıştır. (A. von Kremer, göst. yer., I. 234; II, 152-153). Son asırlarda Mekke, birtakım siyasi hadisat ve ahvalin ikası ile köle ticaretinin merkezi olmuştu. Bu köleler oraya bilhassa Afri- ka'dan ve Kafkasya'dan getirildi. C. Snouck Hurgranje (Mekka, II. u v.dd) derki; —"Çerkeş köle ve cariyeleri istanbul yolu ile Mekke'ye ge- lirler; bunların kıymetleri yüksek olduğu için.... nadir bulunur ve Mek- ke'de açık pazarda asla satılmazlar... Afrika'dan gelen köleler ise, hem çok alınıp satılır, hem de nüfûsunda mühim yer tutar, inanılmayacak birşey gibi görünse bile, Mekke'nin köle pazarında, zaman zaman İngi- liz Hiııdistanı'ndan ve Felemenk Hindistanı'ndan ithal edilmiş bazı esirler satıldığı da vâkidir. Menşeleri Hindistan olan birçok genç köle- leri bizzat gördüm... Onları o memleketlerden kapıp kaçırdılar mı, yok- sa babalan mı sattı, bunu anlamağa muvaffak olamadığım gibi, o köle- lerin asıl hangi mıntıkadan olduklannı da keşfedemedim." Singapur'da hâlâ carî köle ticaretine ve çinli köle kadınların istifraşına ait fetva için bk. C.Snouck hurgronje, Ein arabischer Beleg zum heutigen Sklaven- handel in Singapore (Zeitschr. d. Deutsch. Morgenl. Gesellsch., XLV, 395-402,) 13u müellif diyor ki (göst yer., s. 401): — "Mekke'de ikame- tim esnasında Singapur'dan birtakım çinli cariyelerin mübarek beldeye getirilmesinin nadir birşey olmadığını müşahade etmiştir." <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img440.imageshack.us/img440/8706/zz5e.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://img440.imageshack.us/img440/8706/zz5e.jpg" width="227" /></a></div>
<br />
<b>ŞERİATE GÖRE KÖLELERİN HUKUKİ VAZİYETİ İSTİFRAŞ VE NİKÂH</b><br />
<br />
Nazarî olarak, köleler kanunî hiçbir mal ve mülke sahip olamazlar, islâm hukukuna göre, onlar eşya makulesinden ve sa- - Efendisinin cariyeyi kendine helal sayıp, onunla yatağa girmesi demektir. Beşinci Kist m 291 hiplerinin mutasarrıf oldukları meta cinsindendir; esirin sahibi onları, kendi keyfîne göre, isterse satar, dilerse, hibe ve cihaz ola- rak veya başka suretle vererek elinden çıkarabilir. Esirlerin bir mukavele akdine kanunen ehliyetleri yoktur; esirler ne ferağ ede- bilirler ne de bir taahhüde girebilirler; vasiyet de edemedikleri için, ne vâsi ne de nâzir olamazlar; onların kazancı, sahiplerinin malıdır. Esir mahkeme huzurunda şahadet dahi edemez. Bunun- la beraber, sahibinin namına ve onun emri ile meselâ bir dükkân- da çalışan kölenin, mukaveleler akdine veya kanunî tasfiye-i he- saba tevessül etmesi caizdir (böyle olan köleye İslâm fakihlerinin kullandıkları ıstılâh ile me'zun-lehu denilir.) Şeriat ahkâmına göre, kadm köleler ile sahipleri arasında ni- kâha lüzum yoktur, sadece istifraş kâfidir. Fakat diğer ahvalde şeri- at köleler arasında nikâhın meşruiyetini kabul ettiği için, sahipleri- nin izni ile (hür veya gayr-i hür) iki kadınla nikâh akdedebilir; bir- çok fakihlerin reyleri böyledir, yalnız mâlik! fakihlerine göre, köle- ler de dört kadın ile evlenebilir. Evlenen köleler dahi, hür insanlar gibi, evleneceği kadma mehrini vermekle mükelleftir ki, bunu çalı- şarak öder; fakat bir cariyeye verilecek mehir, o cariyenin sahibine aittir. Zira cariye hiç bir şeye tasarruf edemez. Bir köle zevcesini iki defadan fazla boşayamaz; köle karısını birinci defa boşadığı vakit, 'iddet (bekleme) müddeti içinde o kadını tekrar alabilir; fakat onu ikinci defa boşarsa, talâk kat'i olur. Köle veya hür kadınların iddet- leri hakkında aynı kaideler câridir; şu fark ile ki, cariye kocasını ölüm sebebiyle kaybederse, ancak iki ay beş gün bekler; eğer koca- sını ölümden gayri bir sebeple kaybetmiş olursa, bu müddet, üç kur' (kadınların ay başısı) yerine yalnız iki kur* olarak hesap edilir.1 Evli bir cariyenin çocukları, köle olarak sahibine aittir. Bir 1 Kölelerin sosyal sorumlulukarı ve görevleri yarım olduğundan mükellefiyetleri de yarım olmuştur. 292 _Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz hür adamın başkasının cariyesi ile evlenmesi caizdir. Bu işin mah- zuru şudur ki, bu izdivaçtan doğan çocuklar analarının sahibinin malı olurlar. Bundan dolayı fukahanın ekserisi hür bir erkeğin bir cariye ile evlenmesini, ancak aşağıdaki dört şart ile kabul ederler: 1. erkeğin hiç evlenmemiş olması; 2. hür bir kadına verecek mehri olmaması; 3. şayet evlenmezse, dayanamayarak fişka düşe- ceğinden korkması; 4. evlenmek istediği cariyenin müslüman ol- ması (krş. Kur'ân, IV, 29-39) Yalnız hanefiler hıristiyan ve yahudi bir cariye ile evlenmeği de tecviz ederler ve 2. ile 3. şartı saymaz- lar. "Hür erkek ile cariye arasında evlenme, zannedildiğinden da- ha sık vukua geliyor." (Mekke, 11.136) Eğer bir adamın cariyesinden çocuğu olursa, çocuk, baba- sının medenî haline tâbi sayıldığı için, hür olur. Bu esası ilk defa huhuka ithal eden, İslâm dinidir. Eski Araplar partas sequitur ventrem (çocuk batna çeker, yani çocuk annenin medenî vaziye- tine tâbidir) kaidesine riayet ederlerdi. Şair 'Antara'nın vaziyeti buna bir misaldir; habeş bir cariyeden olduğu için, köle idi; baba- sı ona, şecaatine mükâfaten, sonradan hürriyetini bahşetmişti. Is- lâmın bidayetinde cariyelerin "kendi efendilerini", yani hür ço- cukları, hatta halifeleri doğuracakları düşüncesi, hakiki /jj^Jhis- lerini rencide etmekte idi. (bk.J. Wellhausen, Die Ehe be ^ ı al- ten Arabern, Nachr, d. Kgl. Gesell. d. Wiss. zu Göttingı afhil.- hist. KI., 1893, s. 440; A. von Kremer, göst. yer., II. 106; Lancob, göst. yer., s. 213; Agani, IW, 149; krş. J.L. Burckhardt, on the Bedouins and Wahabys, London, 1831,1,182). Sahibinden bir çocuğu olan cariye "ümmül- veled" (çocuk anası) olur ve bu cariye sahibinin vefatında hür olur. Bundan do- layıdır ki, o cariyenin sahibi kendi ûmm veıed'ini ne satmak ve ne de rehin etmek hakkına sahibtir. Kölelerin sahibi ancak kendi müslüman, hıristiyan ve musevi esirlerini istifraş edebilir, müş- Beşinci Kısım 293 rikler bundan hariçtir. Bundan başka Şâfıî mezhebine göre, bu- günkü hıristiyan ve yahudilerin ellerinde bulunan Mukaddes Ki- taplar muharref olduğundan, hıristiyan ve yahudi kadınlar dahi istifraşı caiz olmayan müşriklere mümasil tutulur. Satın alma ve- ya başka bir suretle bir cariye edinmiş olan kimse, cariyenin gebe olmadığına emin olmadıkça, onu istifraş edemez; bundan mak- sat, doğacak çocuğun nesebinde şüphe vukuunu önlemektir. Bu- na Arapçada istibrâ" (beklemek yahut cariyenin rahmi boş olup olmadığını araştırmak manasına) derler. Şeriat bu maksatla bir bekleme mühleti tayin etmiştir. Şayet cariye gebe ise sahibi ona, çocuğunu doğuruncaya kadar yaklaşamaz.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicbw9BHQ6UUXViYNtthzaCVoGwI57SQ9JpPmefEyFrT03B1Iy3EOfZ3OrswfnexQ1omSb3ljGvBOM_RIx5mka6-vZxec4uF7ft6xBOtoa8rNGvza1S2k1DC_qgbQw9ZXvTkfFPH40hAJc/s400/Boulanger_Gustave_Clarence_Rudolphe_The_Slave_Market.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicbw9BHQ6UUXViYNtthzaCVoGwI57SQ9JpPmefEyFrT03B1Iy3EOfZ3OrswfnexQ1omSb3ljGvBOM_RIx5mka6-vZxec4uF7ft6xBOtoa8rNGvza1S2k1DC_qgbQw9ZXvTkfFPH40hAJc/s320/Boulanger_Gustave_Clarence_Rudolphe_The_Slave_Market.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>AZAT ETME VE KÖLESİNİ AKRABA EDİNME</b><br />
<br />
Islâmda kul azadı, salih amel (kurba) ve ahirette ecri mucip bir fiil telâkki edilir. Peygamberin "Bir müslüman köleyi azat eden, cehennem azabından kurtulur" dediği rivayet olunur. Tabi- idir ki, bir kulu yalnız onun meşru sahibi azat edebilir. Fakat bir kulun müteaddit sahipleri olur ve bunlardan biri o kulu azat ederse, kul tamamiyle hür olur; şu kadar ki, azat eden kimsenin diğer hissedarlara hisselerinin kıymetini ödemesi lazımdır; aksi takdirde, kul kısmen hür olur. Böyle bir köleye "muba'az" yani hisseli denir. Yukarıda zikredildigi gibi, Ümmül-veled, sahibi öl- düğü vakit, hür olur. Kezalik yakın akrabasından birisi tarafından temellük edilen esir de kendiliğinden hür olur. Şafiî mezhebine göre, bu imtiyazdan istifade eden esirler yalnız sahiplerinin usûl ve furu'undan olanlardır. Mâlikîler bunlara kız ve erkek kardeşle- ri, Hanefiler ise, kendilerine nikâh düşmeyen bütün akrabayı (zu'l-mahram) da ilave ederler. Eğer bir kimse kendi kuluna "öldüğüm vakit sen hürsün" derse, bu tarzdaki azada tedbir denilir. Birçok fakihlerin (hanefı 294 _Kadın ve Hayal Hakkında Bilmediklerimiz ve mâliki) reylerine göre, tedbır'den rücu caiz değildir ve mudeb- ber (bu suretle azat edilmiş) olan kulun mülkiyet! başkasına dev- redilemez. Şâfiîlere göre, kul sahibi herhangi bir vasiyet şartım değiştirebildiği gibi, tedbir'i de feshedebilir. Mesela mudebber ı satarak, tedbir'i ilga etmiş olur. Herhalde kul sahibi öldüğü vakit, tedbir'e bir vasiyet hükmü nazariyle bakılması lazım geldiğinde reyler müttefiktir. Şayet mudebber'in kıymeti mirasın üçte bınnı geçerse, kul, yalnız bir hissesi itibariyle, hür olur; arta kalan his- sesi ise, yine kul kalır. Kitâbe kulun kendi nefsini satın almasıdır; bu usul eski Arap örfünden İslâm Şeriatine geçmiştir, (kr,. yukarıda hikayesi geçen Cüveyriye misali ve Kur'ân XXIV. 33) Kitâbe, mukaveleye dayanan bir azattır; bu mukaveleye göre, esaretten kurtulmak is- teyen kul, Şâfıîlerin kavline göre, sahibine, hiç olmazsa ıkı veya uç taksitte, hürriyetinin muadil kıymetini ödemelidir. Bu mukave e kul sahibi (mukâtib) tarafından feshedilemez. Fakat kul (mukâ- teb) isterse, mukaveleyi feshedebilir. Köle kendi bedelini verme- ği taahhüt ettiği takdirde, efendisi onun mal sahibi olmasına mü- saade etmeğe mecburdur. Mukâteb satılamaz ve son taksiti öde- diği vakit, hürriyetini elde etmiş olur. Hürriyetini elde etmek isteyen bir kula yardım etmek büyük sevaptır. Şâfiîlere göre, kul sahibinin bedel üzerinde tenzilât yapma- sı lâzımdır. Zekâtın bir kısmı da mukâteb'lere tahsis edilmelidir. Bir kul kitâbe istediği vakit, rıza göstermek kul sahiplen için se- vaptır; fakat, eski fakihlerden bir çoğunun müdafaa ettiklen gibi, bu mecburî değildir. Hürriyetten tamamen mahrum olan, ne mukâteb, ne mu- debber, ne ümmül-veled ve ne de muba'az olmayan kula, kınn derler. Velâ, 'itk'ın hukukî bir neticesidir. Azat olan köle eski sahibinin Beşinci Kısım 295 mevlâsıdır; bu mevlâ şayet vârissiz ölürse, sahibi, o da ölmüşse, onun erkek vârisleri ('asabât) azatlının mirasını alırlar. Filhakika kulu azat edenin vefan halinde, velâ vârislikten başka bazı haklar daha iktisap eden 'asabât'a intikal eder. Bundan dolayı velâ' sahibi azatlı cariyenin nikah velisi de olur. Yine böylece azatlıyı öldüren tarafından tediye edilen diyeti de alır v.s. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://yenisafak.com.tr/resim/site/615x326/untitled6a142020c.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="169" src="http://yenisafak.com.tr/resim/site/615x326/untitled6a142020c.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
ŞİMDİKİ MÜSLÜMANLARDA ESARET, ESİRLERE YAPILAN MUAMELE <br />
<br />
<br />
Kur'ân (IV, 40) "Allaha ibadet ediniz ve kullarınıza dahi iyi muamelede bulununuz.." diyor. Bir çok bitaraf şahitlere göre, ls- lâmda köleler hukuktan mahrum olmakla beraber, kendilerine umumiyetle fena muamele edilmez. Krş. E. W. Lane, The tho- usand and one nights (bab J.not 13. On slaves): — "Peygamber, esirlere iyi muamele edilmesi hususunda kuvvetle ısrar etmiş ve kö- lelere yediğinizi yediriniz, giydiğinizi giydiriniz ve onlara kudretle- ri fevkında bir şeyi emretmeyiniz— diye buyurmuştu. Bu düstur- lara tamamen yahut geniş ölçüde riayet olunmaktadır. Köle sahi- bi, evlendirmemiş bulunduğu cariyelerini istifraş edebilir... Bu odalıkların çoğu kendi hallerinden memnundurlar... Diğer bütün erkek veya kadın kölelere de, umumiyetle, iyi muamele ediliyor,,. İşleri ekseriya hafiftir... Şarkta seyahat edenlerin ifadeleri, Müslü- manların ekserisinin esirlerine insanî muamele ettiklerine şehadet ediyor." C. Snouck Hurgronji (Über meine Reise nach Makka, Ver- handl. d. Gesellsch. f. Erdk zu Berlin, XIV, 1887, s. 150 v.d.) şöyle diyor: — "Avrupalılar, Islâmda kölelik hakkında, Amerika ile Şarktaki şartları birbirine karıştırmaktan dolayı, hatalı hükümler vermişlerdir. Bundan dolayı İngilizlerin, esir ticaretini men' için, koydukları nizamlar hakkındaki sitayişler pek yerinde değildir.<br />
<br />
Afrika kabileleri hayat ve hürriyetin kıymetini anladıkları gün esir ticareti nihayet bulacaktır. Bugünkü şartlar içinde onlar için, köle olmak bir saadettir. Denemek için, kendilerine benimle birlik- te yurtlarına dönmelerini teklif ettiğim esirlerin hemen nepsi, bu teklifimi, ancak kendilerini tekrar Mekke'ye getirmekliğim şartı ile kabul ediyorlardı. Bu köleler, umumiyetle, sahiplerinin aileleri içi- ne giriyorlar, birkaç sene hizmetten sonra da, hür insanlar gibi, ce- miyet içine kabul ediliyorlardı; hatta bu esaret sayesinde adam sıra- sına geçtiklerine inanmış bulunuyorlardı... Velhasıl vaziyeti yakın- dan gökdükten ve meseleyi etrafı ile mütalaa ettikten sonra, şu kanaate vardım ki, kölelik aleyhinde yapılan propagandalar hiç de beğenilecek şeyler değildir." Krş. bir de Snouck hurgroji, Bijdr.tot de Taal., Land-en Volkank. v. Ned.-Indie, 5. seri, II, 375 v.dd.; J.F. Keane, Six months in Mecca, s. 94-100; L.Stross, Sklave- rei und Sklavenhandel in Ostafrika und im roihen Meere (Oes- terr. Monatsschr. fur den Orient, 1886, nr. 12, s. 211-215) Snouck Hurgronje (Über meine Reise, göst. yer.) diyor ki: — "Bilhassa habeş odalıklar, bir çok sebepten dolayı, Mekkeliler nezdin- de kendi hür zevcelerinden daha ziyade makbûldür. Bu vaziyeti Şeri- at de örf ve adet de kabul etmiştir." Aynı müellife (Mekke, II. 136 v. dd.) göre: — "Bir veya birçok Mekkelinin anası sıfati ile ümmül- ve- led, her ne kadar ismen hâlâ cariye ise de, Mekke cemiyetine fi'len hür bir uzuv gibi mensuptur... Nazari bakımdan onun çocukları hür ana- lardan doğmuş çocuklarla tamamiyle müsavidir. Fi'liyatta babaların cariyeden doğmuş çocuklarını, hür zevcelerinden doğmuş çocukları- na, tercih ettikleri çok defa görülmüştür; umumiyetle denilebilir ki, hâli ve vakti yerinde olan ailelerde iki sınıf anadan, yani hürler ile ca- riyelerden oğullar vardır ve bir yabana, zahirde bunların vaziyederin- de ve aralarındaki münasebetlerde hiç bir fark göremez." Beşinci Ktsım 297 San'at sahibi, işçi ve hizmetçi gibi kullanılan kölelerin vazi- yeti için bk. Mekke, II. u v.dd. Bu esirlerin umumiyetle hayat şart- lan ağır değildir; yemekleri boldur, "işçi köleler, azat edildikten sonra, ücretli olarak iş ararlar; hizmetçilik, sakalık v.s. gibi; çok defa, bilhassa sahipleri evlenmelerine müsaade etmiş ise, velaye- tin devamını tercih ederler...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.turksolu.org/172/foto/kole.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.turksolu.org/172/foto/kole.jpg" /></a></div>
<br />
Hizmetçi köleler hemen daima yirmi yaşlarında azat edilirler. Bunun bir sebebi de vazifelerinin on- ları hür ve cariye kadınlarla her gün temasa getirmesidir. Hâl ve vakti yerinde olan köle sahibi, mümkün olduğu takdirde, sadık hizmetkârını ev bark sahibi etmek mecburiyetini hisseder; bir esirin azat edilmesi hadd-i zatında sevaplı bir iş telakki edilir. Azattan sonra aile bağı da, eskisi gibi kuvvetli kalır." "Azatlılar için hemen her iş ve mevki açıktır. Hür doğmuş- larla müsavi şartlar dahilinde, hayata atılırlar ve neticede, bu mü- cadele için, diğerlerinden daha az mücehhez olmadıklan görülür; çünkü en nufuzlu şehirliler, emlâk sahipleri ve tacirler arasında birçok azatlılar bulunmaktadır." (göst. yer., II. 13-14) "Velhasıl müslüman esirin vaziyeti Avrupalı hizmetçi ve işçi- ninkinden ancak şekilce farklıdır." (göst. yer., II., 19). J.L. Burekhardt (göst. yer, I., 181-183-357) diyor ki: — "Çölde bir hayli erkek ve kadın siyahî köle görülür. Kendilerine lûtufla muamele edilir, zira fena muamele kendilerini kaçmağa sevkeder; bir müddet geçtikten sonra, azat olunurlar. Bedevilerin yaşama tarzı, zenci kölelerin kendi memleketlerindeki yaşayış tarzlarına çok benzer; bu suretle bu zenci köleler bedevilere ko- layca bağlanırlar ve nihayet adeta kabilenin efradından olurlar. Bununla beraber köleler ve onların nesli ancak kendi aralarında evlenebilirler. Hiç bir vakit hür bir bedevi, bir zenci kadınla ev- lenmez." Krş. bir de C.M. Doughty, Travels in arabia deseria, I, 553-555: —<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img03.blogcu.com/v2/images/orj/w/o/m/womanofthecampaignbeat/womanofthecampaignbeat_1325321143177.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="197" src="http://img03.blogcu.com/v2/images/orj/w/o/m/womanofthecampaignbeat/womanofthecampaignbeat_1325321143177.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
"Bu yerlerde zenci kanı bahsine gelince her kabile ve şehirde kadın ve erkek zenci köleler olduğu gibi, hür zenci aileler- de de vardır... Arabistan'da kölelerin vaziyeti daima tahammül edileme- yecek gibi değildir ve kendisi ekseriyetle mes'uttur... Eğer kölenin sahibi Allah'tan korkarsa, esiri azat etmek için, uzun senelerin geçmesini beklemez ve azat ettiği zaman da eli boş göndermez. Arabistan yaylalarında —ki, oralarda yalnız vakti ve hali yerinde olanlar köle sahibidir— hayır sahipleri azatlı köle ve cariyeler ev- lendirir ve kendi mallarından onlara ya deve veya hurma ağacı gi- bi şeyler verirler... Bu Afrikalıların gönüllerinde, köle edildikle- rinden dolayı, hiç bir kin yoktur. Onlar ekseriyetle kendi araların- daki muharebelerde esir olmuşlardır. Para ile kendilerini satın alanlar onları kendi aileleri içine sokmuşlar ve erkekleri sünnet etmişlerdir... Allah onlara felâketlerinde lütfetmiştir; onlar: — "Bu Allah'ın lutfudur" diyebilirler; çünkü onlar bu sayede hak di- nine girmişlerdir. Esirlerin yeni vatanları onlara eskisinden daha güzel görünür. Orada onlar Allah'ın hür kullandır, orası onlar için daha yüksek bir medeniyet diyarıdır... Bu cihetle, esarete düş- tüklerinden dolayı, Allah'a şükrederler." (TH. W. JUYNBOLL.) [Zenci esir ticaretinin eski Osmanlı İmparatorluğu dahilin- de dahi, kat'i bir surette, ilgası Abdülmecid zamanında karar altı- na alınmış ve bu hususta Trablusgarp, Bağdad ve Basra vâlileri ile Akdeniz ile Basra körfezindeki Osmanlı donanmaları kuman- danlarına kat'i talimat verilmiş olduğu gibi, o vakit Mısır vâlisi bulunan Said Paşa'ya da, Sudan ve Habeşistan'dan çıkarılıp Mı- sır'a getirilen zencilerin satılmasına nihayet verilmesi ve bu tica- rete devam edenlerin şiddedi bir surette te'dip edilmesi hakkın- da, emr-i âli (bk. Duştur, IV, 368-370) gönderilmiştir.)<br />
<br />
<b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;">Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz kitabından alınmıştır. </span></b><br />
<b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;"><br /></span></b><b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;">Daha fazlası için kitabı alıp okumanız tavsiye edilir.</span></b><br />
<div class="separator" style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; clear: both; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px; text-align: center;">
<a class="pirobox single_fix" data-pirobox="gallery" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9AOGFVdC8Rh3jZmcw-KSjyhmxgi9uwienGdiAFxI5SwpVFLv1JhUbeZWG1XLR4GyOaAoPlYVkAVbTMPW7Rn4AqMcKidXavcSXMvwa_6wAMUyudXLd-sAkLSGnr-j-NvcRC6Y62-iug34X/s1600/kad%C4%B1n+ve+hayat_0001.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: all 0.4s ease 0s; box-sizing: border-box; color: #077091; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: initial;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9AOGFVdC8Rh3jZmcw-KSjyhmxgi9uwienGdiAFxI5SwpVFLv1JhUbeZWG1XLR4GyOaAoPlYVkAVbTMPW7Rn4AqMcKidXavcSXMvwa_6wAMUyudXLd-sAkLSGnr-j-NvcRC6Y62-iug34X/s320/kad%C4%B1n+ve+hayat_0001.jpg" style="border-width: 0px; box-sizing: border-box; height: auto; max-width: 100%;" width="216" /></a></div>
<br />
<b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;">Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz kitabından alınmıştır.</span></b><b><span style="background-color: #e6e6e6; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; line-height: 17.59375px;">Yazarı: Bahaeddin Sağlam</span><span style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red;"> </span></span></b><br />
<b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;"><br /></span></b><b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;"><a href="http://endandik.blogspot.com/2013/01/islamda-kolelik-1.html">Devamı: İSLÂMDA KÖLELİK -1 Konumuza bakabilirsiniz</a></span></b><br />
<b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;"><br /></span></b><b style="background-color: #e6e6e6; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 17.59375px;"><span style="background-color: #d9ead3; box-sizing: border-box; color: red; font-size: xx-small;"><br /></span></b>İlgili Aramalar: </div>
gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-67102511805927659102013-02-25T18:25:00.001-08:002013-02-25T18:25:27.766-08:00Kız isteme kanlı bitti: 2 ölü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgr8rBekhkjTMraWewOCGJADrZ78u-rlXDxkwZNGcnZiylGMX16kn57VOrYYxB9UOY3bZ041XqQjOneEdCbfrXfPlrQjnvF-LGqhPlejKw35irhg8g4tRqWeAUcNXeEzf-QawnZq2PdJg8/s1600/bartinkizisteme.hlarge.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="183" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgr8rBekhkjTMraWewOCGJADrZ78u-rlXDxkwZNGcnZiylGMX16kn57VOrYYxB9UOY3bZ041XqQjOneEdCbfrXfPlrQjnvF-LGqhPlejKw35irhg8g4tRqWeAUcNXeEzf-QawnZq2PdJg8/s320/bartinkizisteme.hlarge.jpg" width="320" /></a></div>
<br />Bartın'da kız isteme yüzünden çıkan kavgada pompalı tüfekle vurulan kızın babası ve amcası ölürken, iki aileden 4 kişi yaralandı.<br /><br />BARTIN - İki aile arasında kız isteme meselesi yüzünden çıkan tartışma kanlı bitti.<br /><br />İddiaya göre, merkeze bağlı Terkehaliller köyünde ikamet eden Hakan Çelikkıran (52), oğlu Yusuf Çelikkıran için dün akşam kent merkezi Çayırlar Mahallesi'nde oturan Demirkıran ailesinin evine kız istemeye gitti.<br /><br />Demirkıran ailesinin lise 1. sınıfa giden 17 yaşındaki kızı T.D.'yi oğlu için isteyen baba Hakan Çelikkıran'ın talebine olumsuz cevap veren kızın babası Atilla Yaşar Demirkıran (42), kızının küçük olduğunu ve okula gittiği için evlendirmek istemediğini söyledi.<br /><br /><br />Bunun üzerine baba Hakan, anne Gülay ve oğlu Yusuf Çelikkıran kız evinden ayrılarak evlerine döndü.<br /><br />Baba Hakan Çelikkıran, oğluna kız verilmemesine sinirlenerek aynı gece Demirkıran ailesinin evine giderek Atilla Yaşar Demirkıran'ı darp etti.<br /><br />Bugün sabah saatlerinde kızın babası Atilla Yaşar, amcasının oğlu Hüseyin (42) ve yeğeni Emrah Demirkıran'ı (20) yanına alarak Çelikkıran ailesinin Terkehaliller köyündeki evine gitti.<br /><br />Burada baba Atilla Yaşar Demirkıran ve yanındaki akrabaları ile Çelikkıran ailesi arasında yeniden tartışma başladı.<br /><br />Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Atilla Yaşar ile amcasının oğlu Hüseyin ve yeğeni Emrah Demirkıran pompalı tüfekle vuruldu.<br /><br />Olayın ardından yaralanan Atilla Yaşar, amca Hüseyin ve kuzeni Emrah Demirkıran kendilerine ait kamyonetle yakınları tarafından, Hakan ile çocukları Yusuf (19) ve Günay Çelikkıran da (28) 112 Acil Servis ekiplerince Bartın Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.<br /><br />Kızın babası Atilla Yaşar Demirkıran ve amcası Hüseyin Demirkıran, kaldırıldıkları Bartın Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybederken, kuzeni Emrah Demirkıran ile kız isteyen baba Hakan Çelikkıran ve çocukları Yusuf (19) ve Günay (28) yaralandı.<br /><br />Olayın ardından büyük kalabalığın oluştuğu Terkehaliller köyünde jandarma, Bartın Devlet Hastanesi acili girişinde de polis geniş güvenlik önlemi aldı.<br /><br />kaynak: ntvmsnbc.comAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/07484464811053917868noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-58307875311375948902013-02-14T08:57:00.000-08:002013-02-15T15:35:47.521-08:00Seyir halindeki şoföre uçan tekme!<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/4vvBgGf5020" width="420"></iframe><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/4vvBgGf5020/0.jpg" width="0" /><br />
<div class="ikaz27">
<br />
<br />
Seyir halindeki otobüsün şoföre uçan tekme!<br />
<br />
<br />
<br />
Seyir halindeki otobüsün şoförü, yolcuyu aynayı kapatmaması için uyarınca kavga çıktı. Yolcu, direksiyondaki şoföre uçan tekme attı!<br />
<br />
İstanbul Anadolu yakasında seyir halindeki halk otobüsünün şoförü, dikiz aynasını kapatmaması yönünde uyardığı yolcudan uçan tekme yedi. Otobüste bulunan yaklaşık 150 kişi, şoförün manevrasıyla kazaya kurban gitmekten kurtuldu. Öfkeli yolcu ise diğer yolcular ve şoför tarafından yakalanıp polise teslim edildi.<br />
<br />
"ASABİYİM BEN"<br />
<br />
Otobüsteki güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, bir yolcu otobüse bindikten sonra dikiz aynasının görüş alanını kapatıyor. Otobüs şoförü ise aynayı göremeyince yolcuyu çekilmesi için uyarıyor. Yolcu “Sinirliyim. Benimle uğraşma!” diye tepki gösteriyor. Bir süre sonra yolcu yeniden dikiz aynasının önüne geçiyor. Otobüs şoförünün uyarısı üzerine öfkelenen sürücü, tutacaklardan tutunarak şoföre uçan tekme atıyor.<br />
<br />
MANEVRASI FACİAYI ÖNLEDİ<br />
<br />
Tıka basa dolu olan otobüsün şoförü aldığı darbeyle bir an direksiyon hakimiyetini kaybediyor ancak kısa sürede toparlanıp otobüsü durduruyor. Yolcu ile şoför arasında başlayan arbedeye diğer yolcular da karışıyor. Öfkeli yolcu, birkaç kişinin çabasıyla yakalanıp polise teslim ediliyor. CİHAN<br />
<br />
İlgili Aramalar: </div>
gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-31551198363456152662013-02-12T09:46:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.505-08:00Erkeklerin Hayalinde Ne Var?<div class="ikaz27"><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil-sP6e1GZ9xjzDH3vB3nHFJA0CXeg-a1y5YSIDFpESCal9l-TqKy2lTTo5ErPcW3eRxL49kWgWOMl4p9XEz5URRIuzG0VC8VmbrUgYgSVJOE9ebseg4HhqlGii2K-AlA92e8qLJqalg3C/s1600/wallpaper97.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil-sP6e1GZ9xjzDH3vB3nHFJA0CXeg-a1y5YSIDFpESCal9l-TqKy2lTTo5ErPcW3eRxL49kWgWOMl4p9XEz5URRIuzG0VC8VmbrUgYgSVJOE9ebseg4HhqlGii2K-AlA92e8qLJqalg3C/s320/wallpaper97.jpg" width="320" /></a></div><br />Birlikte olduğunuz erkeği seviyor ve onu her açıdan mutlu etmek mi istiyorsunuz?<br />İnsanın sevdiği kişiyi mutlu etmeye çalışması ve onu her açıdan tatmin etmek istemesi elbette harika bir şey, ancak bu onun istediği ama sizin istemediğiniz şeyleri yapmak ve kendinizi mutsuz etmeniz anlamına gelmiyor.<br /><br />"Erkekler konu seks olduğunda zaman zaman kadınlardan çok daha rahat davranabiliyorlar. Bunun yanında erkeklerin fantazi dünyası kadınlarınkine göre biraz daha özgür" diyor konunun uzmanları.<br /><br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPJnd75IvCNIpvDcIiemwTv8jW-TsLz7eCXc7xXC7Mai_FfRx6g9nzRCF4MftZsq4R4kvzL2tlUvp963z6lK-Ls4I_syLpjtyz-2oNdRuINsARjReh8mAz2rJlzA2FNzB65-WolYY3zbzD/s1600/tumblr_lhi5drrYTQ1qh262so1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPJnd75IvCNIpvDcIiemwTv8jW-TsLz7eCXc7xXC7Mai_FfRx6g9nzRCF4MftZsq4R4kvzL2tlUvp963z6lK-Ls4I_syLpjtyz-2oNdRuINsARjReh8mAz2rJlzA2FNzB65-WolYY3zbzD/s320/tumblr_lhi5drrYTQ1qh262so1_500.jpg" width="218" /></a></div><br />Ve ekliyorlar; "Herkes için en sağlıklı olan erkek veya kadın hiç fark etmez, cinselliği en haz aldığı şekilde yaşamaktır. Bu yüzden ilişkide olduğunuz kişi ile "yanlış anlaşılma" korkusunu bir tarafa bırakarak mutlaka arzu ve istekleriniz hakkında konuşmalısınız!"<br /><br />İsteklerinizi Söyleyin<br /><br />Erkekler yatakta sınırsız olmayı seviyor. Zaman zaman kendinizi rahatsız hissediyor olabilirsiniz ancak birlikte olduğunuz kişi onunla istek ve fantazilerinizi açıkça konuşmanızdan çok hoşlanıyor bunu bilin.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8jEuu3bXo0b8pSE86vPoThGjOWsfM6pQlkngkVTn3hLQ8MzGhIgjzrft5qNUqRShIMLVtxj38gOGvoXy30KlYEQ-dMw0KA4ZMP5DycaR4vBPW6XHvmc_GXZId79dOTgF0idhJPPmScow7/s1600/187_1000.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8jEuu3bXo0b8pSE86vPoThGjOWsfM6pQlkngkVTn3hLQ8MzGhIgjzrft5qNUqRShIMLVtxj38gOGvoXy30KlYEQ-dMw0KA4ZMP5DycaR4vBPW6XHvmc_GXZId79dOTgF0idhJPPmScow7/s320/187_1000.jpg" width="213" /></a></div><br />Gücünü Hissettirin<br /><br />Erkekler için cinsel güce sahip olduğunu hissetmek oldukça önemli. Ondan zevk aldığınızı, yaşadığınız şeyden mutlu olduğunuzu, gücünü hissettiğinizi göstermek onu oldukça baştan çıkartacaktır.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3cnrtfPLGpRD1A3Rkbi5IOI1OlUiTrSGrqaFm_H3VyzJ9tt6HGUdiA1nFSUTF4AJP2NfrSaQLcWG53-EtTgRjy0c1Hp9dj38uutVFzONNjZTwufgwo-RmoCZ1L83eBLcM7RdRkMTZgqDL/s1600/61980676_0a11290ae9d17931629112be38dd1ae3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3cnrtfPLGpRD1A3Rkbi5IOI1OlUiTrSGrqaFm_H3VyzJ9tt6HGUdiA1nFSUTF4AJP2NfrSaQLcWG53-EtTgRjy0c1Hp9dj38uutVFzONNjZTwufgwo-RmoCZ1L83eBLcM7RdRkMTZgqDL/s320/61980676_0a11290ae9d17931629112be38dd1ae3.jpg" width="320" /></a></div><br /><br />Net Olun<br /><br />İlişkiye girmek istememenize rağmen sırf o istiyor diye birliktelik yaşıyorsanız bu hem ona hem kendinize karşı adil davranmadığınız anlamına geliyor. Ona kırıcı olmadan istemediğinizi belirtmenizi orgazm taklidi yapmanıza tercih edecektir.<br />mynet<br /><br /><br />İlgili Aramalar: </div><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-1065171687627902412013-02-10T16:57:00.000-08:002013-03-01T18:22:52.506-08:00Lastik Kızlar- 4<div class="ikaz27">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCw69FhmZvuj2ny0msTHb95Jpje_DdOGPSA24-PzH9lxQTc66JF4rGV4guH73W8JRSXdMhIuPyKD6KdC6zvKxA7MAyPCiMPgDLmfapsqfCYXbpayYSXARqB3OZJozSUTBuyJB31h775Iru/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0010.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCw69FhmZvuj2ny0msTHb95Jpje_DdOGPSA24-PzH9lxQTc66JF4rGV4guH73W8JRSXdMhIuPyKD6KdC6zvKxA7MAyPCiMPgDLmfapsqfCYXbpayYSXARqB3OZJozSUTBuyJB31h775Iru/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0010.jpg" width="320" /></a></div>
Her şekli giriyor bu kızlar bunlar lastik kızlar hayretle bakacağınız fotolarıyla işte lastik kızlar<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuyMR8n8Wt4ldMErBBJqRCaY5L52YBjSfEN1Yy3jm5oKjmq0z28N_E7mC34aoPvZ-R-CfU6FVXOZ1TSfA-qUGu8Bke5BIj5Vlz-5iQVr4ePKaRy7IBUZGZF2LhFDpaTs2CHby2L0FBOZHc/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0020.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuyMR8n8Wt4ldMErBBJqRCaY5L52YBjSfEN1Yy3jm5oKjmq0z28N_E7mC34aoPvZ-R-CfU6FVXOZ1TSfA-qUGu8Bke5BIj5Vlz-5iQVr4ePKaRy7IBUZGZF2LhFDpaTs2CHby2L0FBOZHc/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0020.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5JUre-KdSTw9FEXw_Bj4k-zkhmFA7FbJjYpN5mf2DDbElZR-cnuI4ZVAGH4q6V6zhl-S-MzerOnuV6lj1KwYXR9wclU30_FushBhyphenhyphenOzYm90rjZGld4wOKsID_4T5U3fkS1JpZ_iYRKF-t/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0030.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5JUre-KdSTw9FEXw_Bj4k-zkhmFA7FbJjYpN5mf2DDbElZR-cnuI4ZVAGH4q6V6zhl-S-MzerOnuV6lj1KwYXR9wclU30_FushBhyphenhyphenOzYm90rjZGld4wOKsID_4T5U3fkS1JpZ_iYRKF-t/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0030.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKDLy_G7gsgl8EgltpK6-QPINnaOrgLA27AXI49mWBrNMzW5QkIlClcudrXgzCiRdjql8jGcAfTA8Ya3uxsIMGdTe83yW80lOR5MAL5W0Bu4EUYDG6j4MLjdvWyDZM8-JTh_XC-CWfaBDH/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0040.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKDLy_G7gsgl8EgltpK6-QPINnaOrgLA27AXI49mWBrNMzW5QkIlClcudrXgzCiRdjql8jGcAfTA8Ya3uxsIMGdTe83yW80lOR5MAL5W0Bu4EUYDG6j4MLjdvWyDZM8-JTh_XC-CWfaBDH/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0040.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilguNT5YXe6XiXilk0MabRsFYF5Y-S9VanNVjVNbjhj_-vfGLhpvsuT9itE1Qw_cp5IQSyqQQV-kqTuWjYEhz3QkIiQcy6tlj3Jpwc7wjpW_p_9G9MJVppWTih3pCEiFEO2OXluWGNrX5N/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0050.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilguNT5YXe6XiXilk0MabRsFYF5Y-S9VanNVjVNbjhj_-vfGLhpvsuT9itE1Qw_cp5IQSyqQQV-kqTuWjYEhz3QkIiQcy6tlj3Jpwc7wjpW_p_9G9MJVppWTih3pCEiFEO2OXluWGNrX5N/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0050.jpg" width="212" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiRzAuCUvXL0DbBkKn0OakDuABrZ3Hs2JsbFz4Jxb14SZMsumQ0C658MTlO_t1nHzAUck88odX6f1C4nDeOMLv65sKmfmmbYnknvbgb5eD7JbDJJo0Bf-OtTUcvet4beYEQtaVl-2AvNNs/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0060.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="217" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiRzAuCUvXL0DbBkKn0OakDuABrZ3Hs2JsbFz4Jxb14SZMsumQ0C658MTlO_t1nHzAUck88odX6f1C4nDeOMLv65sKmfmmbYnknvbgb5eD7JbDJJo0Bf-OtTUcvet4beYEQtaVl-2AvNNs/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0060.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
İlgili Aramalar: </div>
gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-1411840024801226532013-02-10T09:23:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.242-08:00Aksak Demir'in Devlet Politikası - Mahmut Esat Bozkurt<div class="ikaz27"><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY88xXikEOEbMy60tDey5AqJNa0qLAbsfLwoKmJ7VQ9bAHYit007N6e-rkWbwEXP9MzTk8Wu-aO_OTq_Y1wsbi501XIo1aO7y5D0E345hxljaId2cSA2fz7fn2hKmwk-HwfrAXX8SfG0Ow/s1600/Aksak+Demirin+Devlet+Politikasi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY88xXikEOEbMy60tDey5AqJNa0qLAbsfLwoKmJ7VQ9bAHYit007N6e-rkWbwEXP9MzTk8Wu-aO_OTq_Y1wsbi501XIo1aO7y5D0E345hxljaId2cSA2fz7fn2hKmwk-HwfrAXX8SfG0Ow/s320/Aksak+Demirin+Devlet+Politikasi.jpg" width="217" /></a></div><br />Mahmut Esat Bozkurt, elinizdeki kitapta Timur'u, "dünyayı yenmiş bu Türk oğlu Türk'ü içyüzüyle, gerçek çehresiyle" tanıtmaya çalıştığını söylüyor. Timur, bazı tarihçilerin yazdığı gibi "dünyayı ateşe veren bir kan dökücü değil", "politikalarını ahlaka dayandıran bir cihan fatihidir"; "hayatını bir halk çocuğu olarak geçirmiş ve bununla övünmüştür." Mührünü de şöyle kazdırmıştır: "Men Timur, Tanrı kulu." Timur zamanında "Avrupa, Asya'nın bir baronlar ve esirler vilayetinden başka bir şey değildi. Orada şehirler, köylerden; ve hayat, sefaletten ibaretti. Timur, Avrupa eşiğinde göründüğü zaman, Avrupa kralları, Türklerin Hakanı Büyük Timur'a mektuplar ve elçilerle saygılarını sundular." Bizans İmparatorluğu'nu vergiye bağlayan, Beyoğlu'na bayrağını çektiren Timur'un ele geçirdiği Herat kentinin "yüzlerce mektebi, hamamı, 10 bin dükkânı, 250 bin nüfusu, birçok yeldeğirmeni vardı. Oysa ne Londra, ne Paris'in o tarihte 60 binden fazla halkı yoktu. Tarih onlarda hamam olduğundan ise bahsetmez."<br /><br />Bozkurt, kitabında Timur'un lider kişiliğini, devlet yönetme anlayışını ayrıntılarıyla ele alıyor. Ancak bu, basit bir aktarım değil, bazen "nasıl olması gereken"e gönderme, bazen de "neden bugün böyle"ye yanıttır. Timur'dan kalkarak Kemalizmin devlet teorisinin ve devlet yönetiminin inşası ve açıklaması yapılmakta, hatta bazen eleştirilere yanıt verilmektedir. Osmanlı'yla Timur'un karşıtlığı çizilerek farklar vurgulanmaktadır.<br /><br />Bağlantı:<br /><br /><a href="http://www.mediafire.com/file/5vm1g58un4175rg/Mahmut_Esat_Bozkurt_-_Aksak_Demirin_Devlet_Politikasi.pdf">http://www.mediafire.com/file/5vm1g58un4175rg/Mahmut_Esat_Bozkurt_-_Aksak_Demirin_Devlet_Politikasi.pdf</a><br /><br />İlgili Aramalar: </div><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-91045775656753353002013-02-09T16:26:00.000-08:002013-02-09T16:44:56.070-08:00Bollywood’dan ülkemize kıyak…<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://tollfreeportal.com/wp-content/uploads/2012/11/Race-2-Saif-Ali-Khan-Wallpaper.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://tollfreeportal.com/wp-content/uploads/2012/11/Race-2-Saif-Ali-Khan-Wallpaper.jpg" width="320" /></a></div>
Dünyanın en fazla sinemaya giden ulusu Hindistan halkıdır. Tıpkı 70’li yıllardan önce Kıbrıslı Türklerde olduğu gibi, Hindistan halkı için sinema bir yaşam biçimine dönüşmüştür. Hintliler, yaz – kış, sinemayla yatıp sinemayla kalkarlar. Amerika’nın Hollywood’u varsa Hindistan’ın da Bollywood’u var sinemanın başkenti olarak… Ve Bollywood, Hollywood’u birkaç kez içine alacak kadar da büyük. Hindistan halkının sinema tutkusuna yanıt verebilme adına Bollywood harıl harıl film üretir.<br />
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/9CwQ9PClSWk" width="560"></iframe></div>
Kalite düzeyi yüksek Hint filmleri artık Hindistan için ihraç ürünü de olabilmektedir. Bu filmler içinde çeşitli uluslararası ödülleri, hatta Oscar ödüllerini kazananlar da var. Bunun en yankılı örneği, çeşitli ödüllerle donatılan “Milyoner” filmi... Amerikan sermayesiyle çekildiği için Amerikan dağıtım şirketlerinin listesine alınan bu filmi biz de kendi sinemalarımızda izleyebilme şansını yakalayabilmiştik. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://media1.santabanta.com/full1/Bollywood%20Movies/Race%202/race-2-7v.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://media1.santabanta.com/full1/Bollywood%20Movies/Race%202/race-2-7v.jpg" width="320" /></a></div>
Ulusal sinemayla dünyaya açılmak söz konusu olunca kimi Hint filminin dış çekimlerinin yabancı ülkelerde yapılmasına başlandı. Ne kadar güzel bir olay ki, bu Hint açılımından bizim ülkemiz de nasibini aldı. Bugünlerde gösterime giren ve kısa sürede on milyonlarca izleyiciyle buluşan “Race 2” (Yarış 2) adlı filmin yüzde elliye yakını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çekildi. Filmin diğer çekim yerleri İstanbul, Antalya ve Hindistan… Yazık ki, bizim izleyemeyeceğimiz bu 150 dakikalık film, şu anda dünyanın her yanındaki sinemalarda gösterimdedir. Filmi ilk gösterim haftasında 39 milyon kişi izledi. Biz neden izleyemiyoruz bu filmi? Çünkü Türkiye’nin büyük kentlerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de sinema salonları Amerikan dağıtım şirketlerinin programladığı filmleri göstermek zorundadırlar. Amerikan sinema tekeli kendi programının dışına çıkan salonları filmsiz bırakabiliyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://worldmoviepark.com/wp-content/uploads/2013/01/Race-2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://worldmoviepark.com/wp-content/uploads/2013/01/Race-2.jpg" width="320" /></a></div>
“Race 2”, kaderini büyük ölçüde turizme bağlamış olan ülkemizin tanıtımı için büyük şans. Bu şansı değerlendirecek planlamayı yapabilecek miyiz? Filmin bazı bölümlerini izledim. Kuzey Kıbrıs’tan nefes kesen görüntüler var. Bu görüntülerle dünya sinemaseverleri ilk kez karşılaşıyor. Enfes görüntülerden etkilenecek olan insanları ülkemize nasıl çekebiliriz? Bunların düşünülmesi ve gereğinin profesyonelce yapılması gerekmez mi?.<br />
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/UJpjx0ssWHE?list=PL444B6876A3CDEB75" width="560"></iframe></div>
Hindistan’ın en büyük film yapım şirketi olan “Tips Films Pvt. Ltd., UTV Pictures” tarafından çekilen filmin kadrosu da yine Hindistan’ın en ünlüleri arasından seçildi.Yönetmen koltuğunda Abbas ve Mastan Burnawala kardeşler var.14 milyon 560 bin dolarlık bir bütçeyle çekilen “Race 2”, adından da anlaşılacağı gibi bir devam filmi. İlkinin gördüğü büyük ilgi üzerine ikincisinin de bu kez daha büyük bir prodüksiyonla çekilmesinde tereddüt gösterilmedi. Başrol oyuncuları Saif Ali Khan, Deepika Padukone, John Abraham, Jacqueline Fernandez ve Anıl Kapoor.<br />
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/EgF7N_HoloA" width="560"></iframe></div>
Kıbrıs’ta çekilen ilk Hint filmi olma özelliğini de taşıyan “Race 2”nin konusu kısaca şöyle: Genç iş adamı Ranveer (Saif Ali Khan) nişanlısı Sonia’nın (Bipasha Basu) bir çete tarafından öldürülmesi üzerine yasa boğulmuştur. Artık intikam için yaşamaktadır..Sonia'nın katillerinin izini yakalayabilmesi için uzun bir yolculuğa çıkması gerekir.Türkiye’de ilk ize ulaşır. Ve bu iz takibinde yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne düşer. Nişanlısının katili olan kişiler, Türkiye’de yeraltı dünyasının en tehlikeli mafyasının adamlarıdır. Bunların bir kolu da Kuzey Kıbrıs’a ulaşmıştır.Kıbrıs’taki hesaplaşma başladığında, birbirinden ilginç olaylar ardı ardına gelmeye ve film Kıbrıs dekorlu bir aksiyon fırtınasına dönüşmeye başlar…<br />
<br />
<b><span style="color: orange;">Yazar: Ahmet Tolgay / Kıbrıs Gazetesi</span></b><br />
ahmettolgay@kibrisgazetesi. com<br />
Kaynak: http://www.gundemkibris.com/bollywooddan-ulkemize-kiyak-4898yy.htm#ixzz2KRu3iHOc<br />
Follow us: @GundemKibris on Twitter | GundemKibris on Facebook<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<b>Movie Detail</b><br />
<b>Movie: Race 2</b><br />
<b>Directer : Abbas-Mustan</b><br />
<b>Producer : Ramesh S. Taurani</b><br />
<b>Starcast: Saif Ali Khan, Deepika Padukone, John Abraham, Jacqueline Fernandez, Anil Kapoor & Ameesha Patel.</b><br />
<b>Release date: 2013 (initial release)</b><br />
<b>Genre: Thriller</b><br />
<b>Music: Yo! Yo! honey Singh and Pritam</b><br />
<br />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-41421747657065389812013-02-08T09:16:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.638-08:00Brezilya'yla 146 yıl önce tanıştık<div class="ikaz27"><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSkE4eRWgpSmuZ6BXCY0cUzycmvr-5zC7TZBy2qZ0mo_MXpBSfXF9yuK-FLsQAjvQ6mLfbysQ50WpRv3kLtuivSt34WN8JYb4fYzUTGtVa3uVsjaDhk4F7KswvHhtlJD6T1nvDPLisFBwj/s1600/brezilya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSkE4eRWgpSmuZ6BXCY0cUzycmvr-5zC7TZBy2qZ0mo_MXpBSfXF9yuK-FLsQAjvQ6mLfbysQ50WpRv3kLtuivSt34WN8JYb4fYzUTGtVa3uVsjaDhk4F7KswvHhtlJD6T1nvDPLisFBwj/s320/brezilya.jpg" width="320" /></a></div><br />1858'de ilk resmi teması kurduğumuz Brezilyalılar'la 1866'da iki gemimizin yolunu kaybetmesiyle tanışmıştık<br /><br />İsmi futbolla özdeşleşen Brezilyalılar Türkler'in en fazla sempati duyduğu milletlerdendir. Alex'le birlikte bu sempatimiz daha da arttı. Büyük kaptanı uğurlarken Brezilya'yla bir buçuk asır önceki temaslarımız aklıma geldi.<br /><br />Yolunu kaybeden gemilerimiz<br /><br />Kaymakam Ali Bey kumandasındaki Bursa ve İzmir korvetleri Eylül 1865'te İstanbul'dan ayrıldılar. Akdeniz'i aşarak, Cebelitarık Boğazı'nı geçip, Atlas Okyanusu'nda Afrika sahillerini takip ederek Ümit Burnu'nu dolaşıp Basra'ya gideceklerdi. Ancak İzmir korvetinin çark ve kazanlarında ağır hasarlar meydana gelince, İstanbul'dan gelen emir üzerine tamir için İspanya'nın Kadis limanına gidildi. 30 Ekim'de İspanya'ya varan gemilerimiz ancak 30 Nisan'da Kadis'ten ayrılabildiler. Okyanustayken 19 Mayıs'ta yakalandıkları fırtına yüzünden yollarını kaybettiler. 17 gün süren belirsiz sürükleniş gemilerimizi hiç bilmedikleri bir dünyanın sahillerine getirdi. Burası Brezilya'nın Rio de Janeiro şehriydi. Brezilyalılar limanlarında ilk defa bir Osmanlı gemisi görmüşlerdi. Osmanlılar da ilk defa Brezilya'daydılar. Kitabevi'nin yayınmladığı Bağdatlı Abdurrahman Efendi'nin "Brezilya'da İlk Müslümanlar (Brezilya seyahatnamesi)" ve Mühendis Faik Bey'in "Türk Denizcilerin İlk Amerika Seferi (Seyahatname-i Bahri Muhit)" isimli eserlerde bu ilginç yolculuk anlatılır.<br /><br />Brezilya yönetimi, Osmanlı denizcilerinin karaya çıkmamasını istedi. İhtiyaçlarını kayıklarla alışveriş yaparak hallettiler. Merakla gemilerimizi izleyen Brezilyalılar arasında Müslüman siyahiler de vardı. Bunlar ilk defa beyaz Müslüman görmüşlerdi. Geminin imamı Abdurrahman Efendi en çok ilgilendikleri insan oldu. Siyahilerin ilgisi ve daveti üzerine Abdurrahman Efendi gemiden ayrıldı. Kaptan, durumu Brezilya hükümetine bildirdi. Hükümet yetkilileri Abdurrahman Efendi'yi buldu fakat onun burada kalmak istemesi üzerine Brezilya yasalarına göre orada kalmak isteyenleri teslim etmek bir yana, üstüne para ve toprak verdiklerini söylediler. Gemilerimiz yollarına devam ederken Abdurrahman Efendi Brezilya'da kaldı.<br /><br />Brezilya'da kalan din âlimi<br /><br />Mühendis Faik Bey, Abdurrahman Efendi firar etti derken, Abdurrahman Efendi, "Brezilya'da yaşayan Müslümanlar'a İslam'ın temel bilgilerini öğretmek amacıyla gemileri terk ederek orada kaldım" diye kendini savunur.<br /><br />Abdurrahman Efendi Brezilya'daki Müslümanlar'ın kendilerini görünceye kadar, dünyada mevcut tüm beyazların Hıristiyan olduğunu ve yalnız siyahilerin Müslüman olduğunu sandıklarını ve kendilerini gizlediklerini söyler. Gizleme sebeplerini ise şöyle anlatır: "Hıristiyanlar'la Müslümanlar arasında savaş olmuş. Hıristiyanlar galip gelmiş. Savaşa Müslümanlar sebep olduğundan, daha sonra korkularından inançlarını gizlemek zorunda kalmışlar. Çünkü birisinin Müslüman olduğu anlaşılırsa ya hemen öldürülüyor ya sürülüyor ya da ömür boyu hapsediliyordu. Bunu gördükçe kahroluyordum."<br /><br />Abdurrahman Efendi Brezilya Müslümanları'nın dinimize uymayan âdetlerini değiştirmek için mücadele etti. Bir yıl kaldığı, Salvador'da Müslümanlar evlenmek istedikleri kızı alır evine götürür, birlikte olur ve kadın çocuk doğurup, sevgisini ve itaatini ispat edince nikâhlanırlarmış. Abdurrahman Efendi bunun yasak olduğunu öğretmiş. Hatta örnek olsun diye bir ikisini mihr karşılığında evlendirmiş.<br /><br />Brezilyalı Müslümanlar içkiyi mubah, tütünü ise haram sayarlarmış. Abdurrahman Efendi, bir gün sofrada şarap görünce, bu haramdır deyince bölge Müslümanlar'ı içkiyi bırakıp, tütüne başlamışlar. İlginç bir âdetleri de bıyık bırakanlara kâfir gözüyle bakmaları ve bıyıklılarla tüm ilişkilerini kesmeleriymiş. Birkaç yıl burada kalan Abdurrahman Efendi, bölge halkının davranışlarından usandığı ve ülkesini özlediği için Osmanlı topraklarına döndü<br /><br />Tesadüfen bulunan ülke<br /><br />15. yüzyılın en önemli devletlerinden biri Portekiz'di. Denizcilikleri sayesinde dünyanın birçok yerinde sömürgeler oluşturarak zenginleşmişlerdi. Portekizli amiral Vasco da Gama 1498'de Ümit Burnu'nu dolaşıp, Hindistan'a ulaştı. Portekizliler ilk Hindistan seferlerinden iki yıl sonra ülkelerine döndüler. Talihli Manuel diye anılan Portekiz Kralı ikinci Hindistan seferinin komutasını Pedro Alvares Cabral'a verdi. Ancak tesadüfen Hindistan yerine Güney Amerika'ya vardılar. 1500 Nisan'ında denizin üzerinde bir dağ gördüler ve onu Paskalya Dağı diye adlandırdılar. Portekizliler, büyük bir ada karşısında olduklarını zannetmişlerdi. Ama burası ada değil Brezilya'ydı. Karşılarında siyahileri değil Kızılderililer'i görünce şaşırdılar. Buraya, daha sonra aynı ismi taşıyan kırmızı boyayı temin eden ağaçlardan dolayı Brezilya dendi.<br /><br />Brezilya'nın bulunmasıyla birçok serüvenci bu ülkeye akın etti. Tupinamba yerlileriyle evlenmeleriyle melez çocuklar doğdu. Cizvit papazları da yerlileri Hıristiyanlaştırdılar. Portekizliler yerlileri köleleştirip, çalıştırdılar, ancak yerlilerden istedikleri verimi alamadılar. Bunun üzerine 1530'dan itibaren Afrika'dan siyahi köleler getirdiler. Sahillerdeki şekerkamışı tarımı zenginlik kaynağıydı. Bu işletmelerde siyahi köleler büyük işkenceler edilerek, çalıştırıldılar. Şeker ticaretin hacmi arttıkça köle ticareti de büyüdü. Her yıl Afrika'dan binlerce köle getirildi. Altın bulunmasıyla birlikte ülkenin iç bölgelerine akın başladı. Bandeirantes adı verilen altın arayıcılar yerli topluluklarına saldırdılar. 1763'te başkent Bahia yerine Rio de Janeiro oldu.<br /><br />Napolyon'un İngiltere'nin müttefiki Portekiz'i işgal etmesiyle birlikte kraliyet ailesi Brezilya'ya kaçtı. Rio artık Portekiz'in yeni başkentiydi. Portekiz 1814'te bağımsız olmasına rağmen VI. Joao Brezilya'dan ayrılmadı. VI. Joao 1821'de Brezilya'dan ayrılarak ülkesine dönerken yerine oğlu Pedro'yu bıraktı. Bir süre sonra Portekiz'le çatışan Pedro, 7 Eylül 1822'de bağımsızlık ilan edip, imparatorluk tacını giydi. II. Pedro'nun 1889'da devrilmesiyle cumhuriyet dönemi başladı.<br /><br />İlk temas<br /><br />Sultan Abdülmecid döneminde Osmanlı devletinin Londra elçisi Kostaki Musurus Paşa ile Brezilya'nın Londra elçisi Francisco Sgnacio de Carvalho Moreira arasında 5 Şubat 1858'de Londra'da imzalanan ticaret anlaşması iki ülkenin ilk temasıydı. Brezilya padişaha Kroçira nişanı, Osmanlı devleti de imparatora Mecidiye nişanı verdiler.<br /><br />100 bin Osmanlı Brezilya'da<br /><br />Brezilya imparatoru 1876'da İstanbul ve Kudüs'ü ziyaret etti ve bu seyahatindeki ilgisinden dolayı Osmanlı yönetimine teşekkür etti. Nüfus artırmak ve kahve tarımına işçi bulmak isteyen Brezilya'nın teşvikleriyle özellikle Ortadoğu bölgesinden 100 bin civarında Osmanlı vatandaşı bu ülkeye göç etti.<br /><br />ERHAN AFYONCU - BUGÜN GAZETESİ <br /><br />http://gundem.bugun.com.tr/brezilya-yla-146-yil-once-tanistik-haberi/208587/<br /><br /><br /><br />İlgili Aramalar: </div><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" />gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-49284829695255105942013-02-06T16:56:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.640-08:00Lastik kızlar- 3<img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" /><br /><div class="ikaz27"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1PlxwvYjJGhPI2sPspIuCTQpYrbwhB23HLyw4rYNd9RoH2TMgFsw_2guKeHSElcn6Vg0wETfS0uTvdQ26zREleIJ69mzAlZ6YkAoCbhBZ8qD-4wmQzIsZyU7UHtaiT8_ATRxGBxrcvTfs/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0120.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1PlxwvYjJGhPI2sPspIuCTQpYrbwhB23HLyw4rYNd9RoH2TMgFsw_2guKeHSElcn6Vg0wETfS0uTvdQ26zREleIJ69mzAlZ6YkAoCbhBZ8qD-4wmQzIsZyU7UHtaiT8_ATRxGBxrcvTfs/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0120.jpg" width="320" /></a></div> Bu kızlar lastik gibi şekilden şekile giriyor, ilgi çeken görüntüler ve hareketleriyle lastik kızlar<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMZNcKVTsT5Bgc_EeDFaBEB_Ps3F4FqOZTGxxSZqV4KbZhyphenhyphenYh1L7dfk8z3Jj-R7IO5ijlxYCyeLpUu0pnTb6mJhuVuSSxru-SkYNtslibg_9Poi1hmoApJZpUreBS-Q4JUycD1oImEGWoY/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0110.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="217" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMZNcKVTsT5Bgc_EeDFaBEB_Ps3F4FqOZTGxxSZqV4KbZhyphenhyphenYh1L7dfk8z3Jj-R7IO5ijlxYCyeLpUu0pnTb6mJhuVuSSxru-SkYNtslibg_9Poi1hmoApJZpUreBS-Q4JUycD1oImEGWoY/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0110.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnJJl0tZ7q3Lcql48ob_KevfK6gZim0KPy2Or65-pgFIDCOsNuSPiVvhmrUjyicvpuL6qjrOucc5dK0XEGis1D8AKXiTbGgSDKG8fFIP6aUygjgTskFB6ZB1imOy6pT3dmMCQ41eie-NZa/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0100.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnJJl0tZ7q3Lcql48ob_KevfK6gZim0KPy2Or65-pgFIDCOsNuSPiVvhmrUjyicvpuL6qjrOucc5dK0XEGis1D8AKXiTbGgSDKG8fFIP6aUygjgTskFB6ZB1imOy6pT3dmMCQ41eie-NZa/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0100.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPdGCW1v-ig9YA_RSTMociX-zuBkbotE9z_RK1PA4AVzcux7T0qjau_faDBcwhV9QlRqtNvRJ3LGJ5ncBDmIOQFlApuCHbEF7tL0VPoGW0ZxnbUkD4Qb1j3_Ur8yEb6rnH7SwK9D2YawJz/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0090.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPdGCW1v-ig9YA_RSTMociX-zuBkbotE9z_RK1PA4AVzcux7T0qjau_faDBcwhV9QlRqtNvRJ3LGJ5ncBDmIOQFlApuCHbEF7tL0VPoGW0ZxnbUkD4Qb1j3_Ur8yEb6rnH7SwK9D2YawJz/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0090.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgI2TusyLys1ZxIEw8RK456SNs3HeLk2clg88LO8yu-_l7iHiW7lWSeQivE4IhRJKpl857c8hflkRPES95IHwsDjqkJBB3jA8LYT3sM5vSokZn7_idB3tpl8HtG3z44jiK_S4rfVllV8m1/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0080.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgI2TusyLys1ZxIEw8RK456SNs3HeLk2clg88LO8yu-_l7iHiW7lWSeQivE4IhRJKpl857c8hflkRPES95IHwsDjqkJBB3jA8LYT3sM5vSokZn7_idB3tpl8HtG3z44jiK_S4rfVllV8m1/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0080.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFSoVJYwF_oUCftjoHfV0-yskQkQeI4rZA7c7bXo2OolcHU7NwRAQGC9_hsAabxOqYgGN5wXAFMxSBI09nywjQikUjUGYmFD8ZLYVoRMeFQTOxHZdj2-tqB-kr8FqCMQbABgQRi_lBBxVN/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0070.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFSoVJYwF_oUCftjoHfV0-yskQkQeI4rZA7c7bXo2OolcHU7NwRAQGC9_hsAabxOqYgGN5wXAFMxSBI09nywjQikUjUGYmFD8ZLYVoRMeFQTOxHZdj2-tqB-kr8FqCMQbABgQRi_lBBxVN/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0070.jpg" width="320" /></a></div><br /><br />İlgili Aramalar: </div>gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-65865551395661612762013-02-05T14:46:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.644-08:00Vajinal duş sağlıklı mıdır ?<img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" /><br /><div class="ikaz27"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGiS2JuSQJevzr4DEIliJGgSexDINsB_SssED25s20z7qORkVXVPra614wiEOss9YgvTGDtwHBKsddrutIlRmlDxzcCEUcsNr-xWTCbLoxg3-xDRNGuSMEk3cu5sxjvvHCon2SUrx31hc/s1600/Erotik+siyah+beyaz+foto%25C4%259Fraflar+Erotica5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGiS2JuSQJevzr4DEIliJGgSexDINsB_SssED25s20z7qORkVXVPra614wiEOss9YgvTGDtwHBKsddrutIlRmlDxzcCEUcsNr-xWTCbLoxg3-xDRNGuSMEk3cu5sxjvvHCon2SUrx31hc/s320/Erotik+siyah+beyaz+foto%25C4%259Fraflar+Erotica5.jpg" width="227" /></a></div><br /><b>Vajinal Duş Nasıl Yapılır ?</b><br /><br />Vajinal duş kadının vajinadaki kimyasal dengesini bozarak enfeksiyonlara neden olur.<br />Adet kanaması sonrası vajinada kalan kanı temizlemek için<br />Cinsel ilişki sonrası hamile kalmamak ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korunmak için (vajinal duş ne gebelikten korur ne de cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar)<br /><br />Vajial kokuları azaltmak için. Vajina bölgesinde kötü koku olan kadınlar mutlaka jinekologlarını ziyaret etmelidirler. Vajinal duş durumu düzeltmek yerine daha da kötüleşmesine neden olur.<br /><br />Bazı kadınlar düzenli olarak vajinal duş yapmadıkları taktirde kendilerini temiz hissetmezler.<br />Kronik vajinal mantar enfeksiyonu, ya da kronik bakteriyel enfeksiyon varlığında tıbbi olarak içerisinde bazı özel solüsyonlar ile vajinal temizlik önerebilirler. Bu amaçla yapılacak olan vajinal duş yalnızca doktorunuzun önerisiyle ve onun reçete edeceği solüsyonlar ile yapılmalıdır.<br /><br /><b>Vajinal duş sağlıklı mıdır ?</b><br />Bu sorunun tek ve kesin bir cevabı vardır: HAYIR<br /><br />Özellikle gebelikten korunmak için vajinal duş uygulaması son derece etkisiz bir yöntemdir. American Journal of Public Health dergisinde yer alan bir araştırmaya göre vajinal duş bir kadının hamile kalma olasılığını sadece yüzde 30 oranında azaltmaktadır.<br /><br />Düzenli yapılan vajinal duş kadının vajinadaki kimyasal dengesini bozarak enfeksiyonlara eğilimli hale gelmesine neden olur. Duş sırasında yeni mikroorganizmaların vajinaya girişine neden olunabilir. Bu mikroplar rahim ağzı, rahim ve tüplere ulaşarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler. Yapılan araştırmalar düzenli vajinal duş yapan kadınlarda bakteriyel vajinozis başta olmak üzere çeşitli vajinal enfeksiyonlarla cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha fazla rastlanıldığını ortaya koymaktadır.<br /><br />Daha ciddi bir komplikasyon ise pelvik iltihabi hastalıktır (PID). Düzenli olarak avjinal duş yapan kadınlarda pelvik iltihabi hastalık geçirme riski %78 daha fazladır. PID uzun dönemde kısırlık ve hatta tedavi edilmediği taktirde hayati tehlikeye neden olabilen bir durumdur.<br /><br /><br />Bu nedenle rutin temizlik için düzenli vajial duş yapılması sağlıklı değildir ve günümüzde kesinlikle önerilmemektedir. Vajinayı temizlemenin tek güvenli ve sağlıklı yolu vajinanın kendi kendini temizlemesine izin vermektir. Vajinadaki kimyasal denge çok hassastır ve bu dengedeki küçük sapmalar ciddi olumsuz etkilere neden olabilmektedir.<br /><br /><b>Vajina kendi kendini nasıl temizler ?</b><br />Vajina kendi mukus salgısı ile kendi kendini doğal olarak temizleme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle ilişki sonrası, tuvaletten sonra ya da yıkanırken vajina içini yıkamamaya özen gösterin. Dış bölgeleri temizlemek için ılık su ve parfümsüz beyaz sabun kullanabilirsiniz. Doktorunuz önermedikçe kadın hijyenine yönelik sabun, sprey, pudra türü maddelerin kullanımı yeterli bir vajinal temizlik için gerekli değildir. Üstelik bu tür maddeler vajinada irritasyon ve alerjik reaksiyona neden olabilir.<br /><br />Aşağıdaki durumların varlığında jinekoloğunuzla görüşmelisiniz:<br />Vajinada ağrı<br />Vajinada yanma hissi<br />Vajinada kaşınma<br />Vajinadan kötü koku gelmesi<br />İdrar yaparken yanma<br /><br />Normal akıntıdan daha farklı türde ve renkte içinde peynir kesiği ya da kireç benzeri parça içeren akıntı<br />Muayeneye gitmeden önce asla vajinal temizlik yapmayınız. Bu tür bir temizlik vajinal akıntıyı uzaklaştırarak jinekoloğunuzun tanıya ulaşmasını güçleştirir.<br /><br />Vajinal duş bir doğum kontrol yöntemi değildir ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir.<br /><br />http://www.bayan24.net/cinsellik2.asp?id=229<br />İlgili Aramalar: </div>gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-36516980141740994862013-02-05T08:50:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.635-08:00Yeni keşfedilen 4 zevk noktası !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtcZdAbmaf_ruM6S4NfVSKaMopFmqCjikygUwd6XkHY70n8X62rB391eMyFiGzFlaT4n8xLoncMQwbV4qhzjlsMazZdYUMLPE6R3g85Z5UhE_g4zJdk7ApASVAZ9VsSK1TGERPaNaaqaM/s1600/09-1305734868.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="241" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtcZdAbmaf_ruM6S4NfVSKaMopFmqCjikygUwd6XkHY70n8X62rB391eMyFiGzFlaT4n8xLoncMQwbV4qhzjlsMazZdYUMLPE6R3g85Z5UhE_g4zJdk7ApASVAZ9VsSK1TGERPaNaaqaM/s320/09-1305734868.jpg" width="320" /></a></div><br />Pek çoğumuz yerini bile bulamamışken, orgazmın ve sekste zevkin kilit noktası gösterilen G noktası out oldu bile... Yalnız ve tek değildi. Uzmanlar yepyeni 4 haz noktası daha keşfettiler!<br /><br />G noktası, yıllarca orgazma giden tek yol olarak gösterildi hepimize; dergilerde yayımlanan makalelerde G noktamızın yerini aradık durduk ki orgazm olabilelim. Ancak ne okursak okuyalım, ne yerini tam tespit edebildik bu G noktasının, ne de uyarıldığında şak diye orgazm olmayı başarabildik. Tez çürümüştü... Orgazm çok yönlüydü ve orgazma ulaşmamızı sağlayan tek nokta, kesinlikle G noktası değildi de, neydi?<br /><br />NEREDESİN G NOKTASI?<br /><br />İşte, asırlardır net olarak anlaşılamayan bir mevzu daha: G noktasının yeri! Aranızda, bu noktanın yerini tam olarak bilen var mı emin değiliz ama cin fikirli doktor Grafenberg'in tarif ettiği noktanın koordinasyonunu biliyoruz.<br /><br />G noktası, vajina girişinin ortalama dört santimetre sonrasında, biz kadınlarda bulunan ve minimal ölçekteki bir prostat bezine benzeyen noktadır. Kılcal damarların bolluğu sayesinde, bölge, vajinanın iç kısmının diğer noktalarına oranla bir nebze daha hassastır ve iddialara göre bu noktaya temas edildiğinde kadın daha çabuk orgazma ulaşır.<br /><br />Prostat bezi tezini, erkeklerin anüs bölgesinden uyarıldıkları savıyla özdeşleştirebiliriz. Bu gerçeği, sokakta heteroseksüel erkek bulmamızın giderek güçleşmesiyle de açıklamak mümkün tabii...<br /><br />NEREDEN ÇIKTI BU G NOKTASI?<br /><br />G noktasının hikâyesi, günümüzden neredeyse 70 yıl kadar önceye dayanıyor. Alman asıllı jinekolog Dr. Ernest Grafenberg, Journal of Sexology dergisinde yayımlanan makalesinde, "G noktası" terimini ilk kez kullanır. Kadınların sadece klitoris yoluyla uyarlamayacağını, asıl orgazmın G noktasının uyarılması sonucu gerçekleşebileceğini; G noktası uyarılmış bir kadının kontrolden çıkmışçasına saatlerce coşkun bir biçimde seks yapabileceğini iddia eden Grafenberg, böylece bu netameli noktaya isim babalığı da yapar. Haliyle, G noktasının G'si, Grafenberg'in soyadından gelmektedir.<br /><br />Vajinanın ön duvarı boyunca uzanan ve uyarıldığında ciddi bir haz doğuran bu noktanın günümüzdeki popülerliğine ulaşması ise, 1982 yılında Amerikalı ünlü seks terapisti Alice Ladas tarafından, Grafenberg'in makalesine atfen kullanılmasıyla gerçekleşir. G Noktan (G Point) adında bir kitap yazarak konuyu yeniden gündeme getiren Ladas, başımıza bela olacak bu erojen noktayı aklımıza böylece sokmuş olur. O tarihten sonra, modern kadın için kadınlığın onuru, G noktası üzerinden orgazm olmaktan geçmeye başlar...<br /><br />KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN 4 NOKTA<br /><br />Konunun özüne dönersek, G noktasının biz kadınların cinsel hayatında ne derece önemli olduğu hâlâ tartışma konusu. Bazı uzmanlar bu noktanın iddia edildiği kadar etkili olmadığı konusunda son derece ısrarlı. Ortalıkta G noktasını bulmak için canını dişine takan ve yine de bir türlü orgazm olamayan bu kadar kadın varken, bu iddiaya hak vermemek de pek mümkün değil açıkçası.<br /><br />Dolayısıyla, biz de bu ısrarı destekliyor ve G noktası kâbusuna sonsuza dek dur diyecek yeni noktalar öneriyoruz sizlere. İşte başımızın belası G noktasını hayata küstürecek iddialı rakipleri ve onların seks hayatımızı değiştirecek akıl almaz etkileri...<br /><br />A NOKTASI:<br /><br />Noktaların şahı olarak anılmaya aday yepyeni bir nokta. AFE (Anterior Fornix Erotic) bölgesi olarak bilinen bu bölge, rahim boynunun üstünde yer alan ve seks hayatınıza gerçekten renk katacak çok özel bir nokta. Desmond Morris'in Çıplak Kadın (The Naked Woman) adlı kitabında A noktası, vajinanın en dibinde yer alan ve hassas dokulardan oluşan bir bölge olarak tarif edilir. Bu bölgeyi doğrudan uyarmanın orgazma bağlı şiddetli büzülmeler oluşturduğunu belirten Dr. Morris, aynı zamanda bu bölgeye basınç uygulamanın kişiyi ilişkiye hazır hale getireceğini belirtiyor. Yani pek çoğumuzun muzdarip olduğu ve orgazm olmamıza çoğu zaman ket vuran kuruluk problemini A noktası çözüyor.<br /><br />A noktası, mesanenin ve rahim boynunun arasında, vajinanın en dip noktasına doğru, hassasiyeti son derece yüksek bir doku parçasıdır. Bu noktayı uyarmak için, uzun ince ve ucu yukarıya doğru kıvrık bir vibratör alabilirsiniz. Çünkü partnerinizin bu noktaya ulaşması biyolojik olarak pek de mümkün görünmüyor. Bu tür bir oyuncak istiyorsanız internetten araştırma yapmanızı tavsiye ediyoruz. Keyif almak için, bazen kendi kendimize çaba göstermemiz gerektiğini de unutmamaya çalışın.<br /><br />C NOKTASI:<br /><br />Adının havalı durduğuna bakmayın; bildiğimiz klitoristen söz ediyoruz. Şükür ki erkekler de klitorisin ne olduğunu biliyorlar. Ancak hem onların hem de bizlerin bilmediği temel nokta, klitorisin sanıldığından daha büyük olduğu.<br /><br />Klitoris, vajinanın derinlerinde bulunan bir bölge. Pek çok kadın orgazma ulaşmak için klitorisinin uyarılmasını tercih ediyor. Bu konuda son derece haklılar; zira bu uyarım, orgazma daha keyifli ulaşmayı sağladığı gibi, bir görüşe göre seksi daha tatmin edici kılıyor.<br /><br />Tam bir koordinat vermemiz gerekirse; klitoris, vajina girişinin üst kısmında bulunur ve vajinanın dış dudaklarının bir parçasıdır. Unutmadan belirtelim, vajina girişi de klitorisin bir parçasıdır.<br /><br />Seks sırasında, klitorisinizi kendi kendinize uyarmanız da son derece keyifli bir gece geçirmenizi sağlar. Üstelik partnerinizin de daha istekli ve ateşli olmasını tetikler.<br /><br />P NOKTASI:<br /><br />İşte gerçekten yepyeni bir nokta; uyarılması kolay, hazzı büyük. Keşfedilmeye açık bakir topraklar gibi. Perineum denilen; vajina ve anüs arasında, pek çok sinir ucunun yer aldığı bir bölge olan P noktası, bulunması ve uyarılması en kolay olan bölgelerden biri.<br /><br />Vajina girişinin sonuyla anüs başlangıcının arasında bulunan bu özel nokta ya da bölge, hem erkekler hem de kadınlar için son derece erojen ve uyarıcı bir yer.<br /><br />Derisi, vajinanın dış yüzeyini kaplayan diğer bölgelere oranla çok daha yumuşak olan P noktası, doğru uyarıldığında sizi hazzın doruğuna taşıyabiliyor. O doruğa çıkmanız için tek yapmanız gerekense, partnerinizden bu bölgeye kuvvetli bir biçimde bastırmasını istemek. Eğer doğru yere dokunmayı başarırsa, bunun sizde yarattığı haz tarif edilmez olacaktır.<br /><br />Bu nokta her kadının farklı hissettiği bir bölgedir. Sizin için hangi dokunuşun daha uygun olduğunu partnerinize ifade etmeyi unutmayın.<br /><br />U NOKTASI:<br /><br />Adını uretradan yani idrar yolundan alan bu nokta, farklı deneyimler yaşamak için yeni bir çıkış noktası olabilir. Tam olarak tanımlamak gerekirse; idrar yolu girişinin iki yanında bulunan duyarlı doku parçalarıdır.<br /><br />Bu bölgeye, herhangi bir şekilde dokunulması tahmin edilemeyecek kadar çok zevk verir. Bu noktayı tam olarak tespit etmek için, vajina girişinizin hemen üst kısmına bakmanız gerekir.<br /><br />U noktasını en iyi şekilde uyarmak içinse, o bölgenin etrafında parmağınızla küçük daireler çizmeniz yeterlidir. Bundan, kadınların büyük bir kısmı zevk alır. Ancak Ateşli Seks (Hot Sex) adlı kitabın yazarı olan Tracey Cox’a bakacak olursak, bazı kadınlar, bu noktalara temas edilmesinden hiç hoşlanmayabiliyor.<br /><br />Bir diğer grup kadınsa, U noktasına temas edildiğinde hiçbir şey hissetmiyor. Yine de Cox, U noktası doğru biçimde uyarılan çoğu kadının zevkten çılgına döneceğini söylüyor.<br />http://www.bayan24.net/cinsellik2.asp?id=242gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-51524094290106022412013-02-05T08:49:00.000-08:002013-02-25T18:29:08.642-08:00Lastik Kızlar- 2<img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" /><br /><div class="ikaz27"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTxu5JNMEh493iH7TEIAx5tXE7puPQb1RPoazbPYaReIU1e83Vrw752lO-6S3rs0QCHywQEcRz_0gnuVb-5oqFO78xNDDxY-WYE3z0DQq1HiAUuNRjTC_MdsBGhnuNbSIO9yYuEngjD3B0/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0200.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTxu5JNMEh493iH7TEIAx5tXE7puPQb1RPoazbPYaReIU1e83Vrw752lO-6S3rs0QCHywQEcRz_0gnuVb-5oqFO78xNDDxY-WYE3z0DQq1HiAUuNRjTC_MdsBGhnuNbSIO9yYuEngjD3B0/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0200.jpg" width="212" /></a></div> Çok farklı ilginç bir okadarda harika atletik hareketlerle lastik kızlar<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpvZ94WZrn3Q7t6KF16t4fqaCUvyjGErEWtMvzrITjInFpxaRMwawjTd-0SXIxKT2HuTfEgU2i084oEe3PLY9v2x9bxMj4luAfNqRh03g5bMrwEpoSAAKK1t-3fFXNHVfnjCo1cnukFV2C/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0190.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpvZ94WZrn3Q7t6KF16t4fqaCUvyjGErEWtMvzrITjInFpxaRMwawjTd-0SXIxKT2HuTfEgU2i084oEe3PLY9v2x9bxMj4luAfNqRh03g5bMrwEpoSAAKK1t-3fFXNHVfnjCo1cnukFV2C/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0190.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_k0d-0Zg2YKqLNCuCHhfqczQih5ZgsZY1lI7snXAJu_3RBYO-P7SUXuu-za363EeNEodspHUMqzNRY71SkBQKBfIjPXKvcXIx7LezB6wqwWpzAn_YmIJJTXqphp3ylsuZatIGqQW3vwVL/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0180.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_k0d-0Zg2YKqLNCuCHhfqczQih5ZgsZY1lI7snXAJu_3RBYO-P7SUXuu-za363EeNEodspHUMqzNRY71SkBQKBfIjPXKvcXIx7LezB6wqwWpzAn_YmIJJTXqphp3ylsuZatIGqQW3vwVL/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0180.jpg" width="212" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBP8Z3hN8opFiEi2KuV1rDqcyYWDIOMTVoBSuu0BBls3VmbOL0uZK6D6RwqAnq4otIhzS-eyJeCj4iluZ_rlPnTdsyFnHJLlPAzQINN9kNyVULhD6kZmDE1hyTNnh5wEOimTaePVPHYCxF/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0170.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBP8Z3hN8opFiEi2KuV1rDqcyYWDIOMTVoBSuu0BBls3VmbOL0uZK6D6RwqAnq4otIhzS-eyJeCj4iluZ_rlPnTdsyFnHJLlPAzQINN9kNyVULhD6kZmDE1hyTNnh5wEOimTaePVPHYCxF/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0170.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhb-nfyKZNWhWqz7brEm4VUYfZUISdtcG9JaSgOJ_TxWocBtTIlHMyj2yuVtJEl7KkdfWrEwzrKnA4gkQzlA8YtZtOxxQl5mfxLEJPoihPZHVY0hms5wYAk_WirK_F60FaIbvaGUICj6JpY/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0160.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhb-nfyKZNWhWqz7brEm4VUYfZUISdtcG9JaSgOJ_TxWocBtTIlHMyj2yuVtJEl7KkdfWrEwzrKnA4gkQzlA8YtZtOxxQl5mfxLEJPoihPZHVY0hms5wYAk_WirK_F60FaIbvaGUICj6JpY/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0160.jpg" width="212" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk3lqOahZYfNKv1sBdruOaUI_9TicEsRYtyUrz2yVyo7jvrP6tFeWvdGcyGzbvKWgqjpwqeX4sbBriir8Ba8wfbaEjWHN6wRf4HoeE0oFCF8om765muTeqle4k7iU-pUQtl-4ELErDsp9M/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0150.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk3lqOahZYfNKv1sBdruOaUI_9TicEsRYtyUrz2yVyo7jvrP6tFeWvdGcyGzbvKWgqjpwqeX4sbBriir8Ba8wfbaEjWHN6wRf4HoeE0oFCF8om765muTeqle4k7iU-pUQtl-4ELErDsp9M/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0150.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp9U2T98DtHw4rORccDYtU3QFus2hZvvJ_TEaFk3Qxg9UTUFJbuWELvZ8_kIwZ6hlPysuauOi4gY-PMUEQ5goQYrXSIDOSc9ywiRy27PYwy4UOvvk5kT1_nB3esvPkRUGFFxqQPCnG1-nr/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0140.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp9U2T98DtHw4rORccDYtU3QFus2hZvvJ_TEaFk3Qxg9UTUFJbuWELvZ8_kIwZ6hlPysuauOi4gY-PMUEQ5goQYrXSIDOSc9ywiRy27PYwy4UOvvk5kT1_nB3esvPkRUGFFxqQPCnG1-nr/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0140.jpg" width="212" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPWOHF4BZW9nEYPo4sngOyPPrNYcPKvGjweBIIBL4PLZl87nQHmnYkDkmUToTuZdx4gSRY2ukgfbiuJ0UvBupXQYS3zgQOnkbXt0ORRwL69u4UyFHJz2XEWfQ2kUfeW1N36SFeP_dg56Zl/s1600/lastik_k%25C4%25B1zlar_0130.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPWOHF4BZW9nEYPo4sngOyPPrNYcPKvGjweBIIBL4PLZl87nQHmnYkDkmUToTuZdx4gSRY2ukgfbiuJ0UvBupXQYS3zgQOnkbXt0ORRwL69u4UyFHJz2XEWfQ2kUfeW1N36SFeP_dg56Zl/s320/lastik_k%25C4%25B1zlar_0130.jpg" width="212" /></a></div><br />İlgili Aramalar: </div>gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-18030282445312733592013-02-05T08:47:00.002-08:002013-03-09T17:24:52.750-08:00 Üç cihanda dört çeken beylik! Turkcell’lioğulları<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/hcvg5fYzYrA?rel=0" width="560"></iframe><img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/hcvg5fYzYrA?/0.jpg" width="0" /><br /><div class="ikaz27"><br /><span style="background-color: #141414; color: #aaaaaa; font-family: 'Segoe UI', 'Open Sans', 'Trebuchet MS', sans-serif; line-height: 19.5px; text-align: justify;">Turkcellin yeni reklamı Turkcell'lioğulları ile fark attı, reklam filmleri içinde en çok izlenenlerden oldu.</span><br /><span style="background-color: #141414; color: #aaaaaa; font-family: 'Segoe UI', 'Open Sans', 'Trebuchet MS', sans-serif; line-height: 19.5px; text-align: justify;">Bu teknoloji bize atamızdan yadigâr! Kafası rahat beylik Turkcell'lioğulları, soluk soluğa izleyeceğiniz heyecan dolu maceralarıyla şimdi Turkcell reklamlarında!</span><br /><br style="background-color: #141414; color: #aaaaaa; font-family: 'Segoe UI', 'Open Sans', 'Trebuchet MS', sans-serif; line-height: 19.5px; text-align: justify;" /><span style="background-color: #141414; color: #aaaaaa; font-family: 'Segoe UI', 'Open Sans', 'Trebuchet MS', sans-serif; line-height: 19.5px; text-align: justify;">İşler Güçler ekibinden yeni reklam filmi... Turkcell, “yüzyıllar önce insanlar Turkcell’in mobil iletişim hizmetlerinden faydalansaydı ne olurdu” konseptiyle yeni bir reklam çekmiş. 36 bin metrekarelik alanda 470 kişilik ekiple çekilen lansman filminin yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak yapmış.</span><br /><br /><br />Turkcell’lioğulları geliyor!<br /><br />Turkcell’in yeni reklam kampanyası teknolojiyi yüzyıllar öncesine taşıyor: Turkcell’lioğulları geliyor!<br /><br /><br />Turkcell, “yüzyıllar önce insanlar Turkcell’in mobil iletişim hizmetlerinden faydalansaydı ne olurdu” konseptiyle yeni bir reklam kampanyası başlatacağını duyurdu. Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz, Ayşe Tolga ve Cahit Berkay’ın rol aldığı reklam kampanyası, oyuncuların da katıldığı renkli bir basın toplantısı ile tanıtıldı.<br /><br />36 bin metrekarelik alanda 470 kişilik ekiple çekilen lansman filminin yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak yaptı. Turkcell teknolojilerinin hayatı nasıl kolaylaştırdığını anlatan film, Anadolu’daki hayalî Turkcell’lioğulları Beyliği’nde geçiyor.<br /><br />Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, içeriği ve oyuncularıyla gündeme damgasını vuracak yeni bir reklam kampanyası başlatıyor. Absürd mizah anlayışıyla hazırlanan kampanyanın kurgusu, 15. yüzyılda Anadolu’daki hayalî bir beylikte geçiyor. Turkcell’lioğulları adını taşıyan bu beyliğin özelliği, günümüzün Turkcell teknolojisine sahip olmaları.<br /><br />Turkcell’lioğulları reklam kampanyasında; İşler Güçler dizisinin sevilen oyuncuları Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz, son dönemde 80’ler dizisi ile bir kez daha gönülleri fetheden Ayşe Tolga ve Moğollar grubundan efsane müzisyen Cahit Berkay rol alıyor.<br /><br />Kampanya lansmanı için gerçekleştirilen, oyuncuların katıldığı ve çekimlerin kamera arkası görüntülerinin paylaşıldığı basın toplantısı, renkli anlara sahne oldu. Reklam konsepti ile dekore edilen toplantı mekânında, doğal ve sempatik tavırlarıyla dikkat çeken oyuncular ile Turkcell yetkilileri arasındaki sıcak iletişim, kampanyanın uzun soluklu olacağının ipuçlarını verdi. Oyuncular, önümüzdeki 1 yıl boyunca reklam kampanyası çerçevesinde çok sayıda filmde rol alacak.<br /><br />Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Emre Sayın, basın toplantısında şunları söyledi:<br /><br />“Turkcell ürünlerini, hizmetlerini, teknoloji vurgusunu ön plana çıkaracak, uzun soluklu olabilecek, tekrar tekrar izlenme isteği yaratacak, reklam kuşağında fark edilecek, ayrışacak bir konsept geliştirmek için yola çıktık. Alışageldiğimiz günlük koşturmaca içerisinde, teknolojinin bize kazandırdıklarının belki de çok farkına varamıyoruz. Turkcell’lioğulları kampanyası ile Turkcell’in bugün sunduğu ürün ve hizmetleri hayatın daha yalın olduğu bambaşka bir döneme taşıyarak insanların hayatında nasıl fark yarattığımızı daha iyi gösterebileceğimizi düşünüyoruz. Kampanya için bir araya geldiğimiz sevgili Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz, Ayşe Tolga ve değerli müzisyen Cahit Berkay’ın bu farkı anlatmak ve Turkcell markasını temsil etmek için çok doğru isimler olduğuna inanıyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz.”<br /><br /><br /><br />“Üç cihanda dört çeken beylik!”<br /><br />Kampanyanın kahramanı olan Turkcell’lioğulları, tüm iletişim ihtiyaçlarını Turkcell ürün ve servisleri ile karşılayan ve Turkcell avantajlarıyla gelen kalite ve teknolojiyi her zaman yanlarında hissettikleri için kafaları son derece rahat olan, mutlu, pozitif, eğlenceli, layık oldukları bir hayatı yaşayan bir topluluk.<br /><br />Az, öz, doğrudan mesaj<br /><br />“Yüzyıllar önce insanlar Turkcell’in mobil iletişim hizmetlerinden faydalansaydı ne olurdu…” fikrinden yola çıkılarak tasarlanan konsept için, oldukça kapsamlı bir çalışma yürütüldü. Reklam filminin yanı sıra oudoor, afiş ve poster gibi farklı mecralar da sinema fragmanı esprisiyle hazırlandı. Absürt mizahın yoğun olarak kullanılacağı kampanyada, Turkcell’in iletişimde sadeleşme ve odaklanma stratejisi doğrultusunda mesajların az, öz ve doğrudan anlatılması hedefleniyor.<br /><br />470 kişilik dev ekip<br /><br />Turkcell’lioğulları kampanyasının ilk iki reklam filmi için, 36.000 metrekarelik alanda 11 ayrı set kuruldu. Son teknoloji ekipmanlarla çekilen filmlerde 350 kişilik yardımcı oyuncu kadrosu ve 120 kişilik teknik ekip görev aldı.İki filmin çekimi 3 günde tamamlandı. Reklamlarda pek çok at, keçi ve kümes hayvanı da kullanıldı.<br /><br />Reklam Ajansı görevini Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi’nin üstlendiği kampanyada prodüksiyon Böcek Yapım’a ait. Ömer Faruk Sorak’ın yönetiminde çekilen reklam filmlerinde Görüntü Yönetmeni olarak Veli Kuzlu görev alıyor. Reklam müzikleri ise, deneyimli müzisyen Cahit Berkay ve Ömer Ahunbay’ın imzasını taşıyor.<br /><br />Reklamda kimi hangi rolde göreceğiz?<br /><br />Ahmet Kural: Yiğit Bey-Turkcell’lioğullarının beyi<br /><br />Murat Cemcir: Lokman Hekim- Yiğit Bey’in en yakın dostu. Teknoloji uzmanı, mucit.<br /><br />Sadi Celil Cengiz: Ferhat - Yiğit Bey'in yardımcısı ve sağ kolu.<br /><br />Ayşe Tolga: Ayşe Hatun - Yiğit Bey'in hanımı<br /><br />Cahit Berkay: Halk ozanı<br /><br /><br /><br />Kaynak: haberimport.com<br />Share this article :<br /><br /><br /><br />İlgili Aramalar: </div>gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3617274323115969073.post-7107674877546367192013-02-05T08:47:00.001-08:002013-03-09T17:24:52.788-08:00İSLÂMDA KÖLELİK -1<img border="0" height="0" src="http://i2.ytimg.com/vi/buraya youtube video seri no yaz/0.jpg" width="0" /><br /><div class="ikaz27"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCbJ872vAdmSYwoqBIdxjPVK0D4Gr06EWSXXRgkSHf718rt0S2tOhGKzCDAgB6bSqm2CwXav7eUrFATOznQZMKgFnlqCqeVnZj0oQW_gW3GGjMAwBAjsyCGjX55s_P6-QAYps8wbedv5tn/s1600/kad%C4%B1n+k%C3%B6leler-kad%C4%B1n+k%C3%B6le+pazar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCbJ872vAdmSYwoqBIdxjPVK0D4Gr06EWSXXRgkSHf718rt0S2tOhGKzCDAgB6bSqm2CwXav7eUrFATOznQZMKgFnlqCqeVnZj0oQW_gW3GGjMAwBAjsyCGjX55s_P6-QAYps8wbedv5tn/s320/kad%C4%B1n+k%C3%B6leler-kad%C4%B1n+k%C3%B6le+pazar%C4%B1.jpg" width="320" /></a></div> Kitabın adı: Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz Sayfa 280<br />Yazarı: Bahaeddin Sağlam<br /><br /> Dördüncü Parça<br /> [İLGİNÇ BİR FOTOĞRAF] <br /><br /><b>KÖLELİK TARİHİ VE HUKUKU </b><br /><br />GİRİŞ Kölelik, kelime olarak Farsça asıllı olup işçilik ve zihnen geliş- memiştik manasına gelir. Bu dilde "köle" ve "pak" kelimeleri de ba- ğımlı ve bağımsız işçi demektir. Arapçada "köle" manasına gelen "abd" kelimesi de, efendisine harfiyyen bağlı olan, eğitilmiş, iş ve üre- tim elamanı demektir. Türkçe'de de bu manaya gelen "Kul" kelime- si de efendisine bağlı işçi ve asker manasına gelir.1 Konuya girmeden önce; "Neden dünyada böyle bir kavram ve trajik bir gerçek var olmuştur?" diye kendi kendimize sorabiliriz. Bunun cevabı olarak dünyâ ilim literatüründe ciltlerce ki- tap yazılmıştır. Meselâ: şer ve kötülük problemi ve yorumu ile ilgili ondan fazla kitabın varlığını biliyorum. Ve meselâ: Diyalektik Felsefe ile ilgili yazılan kitapların he- men hepsi, sayfalarının yüzde ellisini bu ekonomik diyalektiğe ayırırlar. Hemen belirtelim ki; kölelik kavramını en çok kullanan sosyalistler, hem düşünce bazında hem anarşizme geçmek için 1 Bkz; Müncid... Kamus-ı Türki... Redhouse (Osmanlıca)<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://img833.imageshack.us/img833/8812/kle1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="217" src="http://img833.imageshack.us/img833/8812/kle1.jpg" width="320" /></a></div><br />Beşinci Kısım<br />Sayfa:281<br />seçtikleri stratejik yönden, ucu insanlık dünyasındaki sınıf farklı- lığına dayanan bu evrensel diyalektiğe muhtaçdırlar. Öyle kı de- nilebilir eğer diyalektik kutuplar olmazsa, evren ve dünyamız da var olmazdı. Ve hemen belirtelim ki; zaman zaman kötü kullanılmaya müsait olmayan, dünyada herhangi bir düşünce, din ve devlet var mıdır? Ki bazı zamanlarda kötüye kullanılan işçilik ve kölelik her yönüyle kötü olsun. Ve ontolojik hiçbir faydası bulunmasın. Bu- nu, en çok mutlak eşitiiligi savunan sosyalist kardeşlerime sormak isterim! Ve diyebiliriz ki; insanlık dünyasında eğer sınıf farklılıkları, altyapı-üstyapı gerçekleri olmasaydı, insanlık, hayvanlık seviye- sinden çıkamayıp mukadder sosyal ve bilimsel evriminden gen kalırdı. Çünkü kâinatta var olan herşey ancak zıddıyla var olabili- yor Meselâ, bütün teknolojik gelişmelere rağmen, işçi sınıfi ol- mazsa, sermaye düzeni ve bugünkü sosyal hayat diye bırşey ola- mazdı. Kadınlık olmazsa, insanlığın yarısı belki tümü yok olurdu. Dernek doğru seçim, zıtlıkları ve dualiteyi yok etmek yerine, onları dengelemek gerçeğindedir. Ve bilim adamları diyorlar ki: Bugün nasıl herkes bir iş bul- mak için can havliyle koşturuyor; tarihte de karınlarını doyur- mak ve dış saldırılardan kurtulmak için, çokları, evet çokları kö- le olmayı tercih ediyordu... Hekimoğlu İsmail'in dediği gibi; Amerika'da meşhur kölelik kaldırma yasasından sonra, köleler kendilerine bakamayınca, bu sefer onları beslemek için, efendiler bir nevi onlara köle oldular. Ve Julıyus Evola gibi dünya tarihçileri diyorlar ki: Hindis- tan'da ikili sınıf yerine beşli kast sistemi olmasına rağmen, orada yaşayan herkes ve bütün kastlar, 20. Asrın insanından daha mutlu oluyordu. Demek kâinattaki gerçeklerin yüzde doksanına yakını görecelidir. Evet, yüzlerce rahip, ulema, sosyolog bir araya gelse de 20. Asırdan işçiliği kaldıramayacağı gibi ve ancak belli sosyal haklan iş- çilere temin edebilecekleri halde, tarihte var olan dinler de, sınıf fark- lılıklannı kaldırmak yerine, onu ancak ıslah etmişler, köleleri de in- san saymışlar. Ve en son İslam dini, "Onlar kardeşlerinizde, yediğiniz- den onlara yedirin, giydiğinizden onları giydirin ve onlara eziyet etme- yin" demiştir. Ve "En büyük sevab, kendine bakabilecek bir köleyi azad etmektir"buyuruyor. Ve en büyük günah olarak, hiçbir sebep olmak- sızın hür bir insanı köleleştirmektir, diyor. (Bakınız: Kur'ân, 58/3) Bekâr cariyelerin efendi ve patronlarına cinsel yönden he- lal olması ise, onları hepten insanlık haklarından mahrum etme- mektedir. Yoksa asıl olan, onları sınıfdaşları olan diğer kölelerle evlendirmektir. (Bakınız: Kur an, 24/32) Ve en son olarak denilebilir ki, Romalıların ve Ortaçağdaki Avrupalıların kölelere yaptıkları vahşiyâne cinayetlerin sorumlu- su ne kilisedir ne de İslâm dinidir... Bilakis İslâm dini aşağıda gö- rüleceği gibi, kölelere mutluluk getirmiştir. Tıpkı diğer insanlara mutluluk getirdiği gibi... Ve Mısır'da köleler devlet bile kurdular. Onlann devletine "Memlukîler" devleti denilir. Son bir not olarak diyebiliriz ki, İslâm dini çevre ülkelerden köle alıp, kısa zamanda yetiştirip azad ettiği için çok kısa bir tarih diliminde medeni bir nüfus patlaması göstermiştir. Ve Anadolu- da, özellikle İstanbul'da müslüman nüfus kısa bir zaman içinde gayr ı müslim nüfustan çok çok fazla olmuştur. * * *<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNdUc3EiF8q9L68dfAY4SqtOEBLq0LAmuIBs3tyNBJ1TPaqGrqtepNqviwsEtjKGF9xxTuQph6-lAvex9C3ej0E3Nlg9szjRVLDWkIs3ghUin6hedmv6K7wPxYxrzrjcwzD3E-FRXp1CJA/s400/nuce_23052011-113242-1306143162.89.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNdUc3EiF8q9L68dfAY4SqtOEBLq0LAmuIBs3tyNBJ1TPaqGrqtepNqviwsEtjKGF9xxTuQph6-lAvex9C3ej0E3Nlg9szjRVLDWkIs3ghUin6hedmv6K7wPxYxrzrjcwzD3E-FRXp1CJA/s320/nuce_23052011-113242-1306143162.89.jpg" width="320" /></a></div><br />Beşinci Kısım Sayfa 283<br /><br /><b>KÖLELİĞİN TARİHÎ BOYUTU VE İSLÂMDAKİ HUKUKİ YAPISI</b><br /><br /> Bu iki konuda ayrı, özel iki bölüm yazmak isterdim. Fakat baktım; Avrupalılar tarafından yazılan Temel Brıtanica Kölelik Maddesini ve yine Avrupalılar tarafından 18. asırda yazılan İslâm Ansiklopedisi, "Abid" (köle) maddesini, yukarıda dediklerimiz için birer belge niteliğinde gördüm. İşte bu iki konu; tarafsız yazıldıklarından bu iki temel yazı- yı aynen alıyorum ve tarafsız değerlendirmeleri okuyucuya bıra- kıyorum! önemli Bir Uyarı Temel Britanicâ'daki madde hem üslûp, hem tercüme, hem kelime bazında yeterli olduğundan onu aynen aldık. Fakat İslâm An- siklopedisindeki "Abid" (köle) maddesini tercüme edenler, esir ile köle kelimelerini sıkça birbirine karıştırmışlardır. Halbuki, islam hu- kukunda esaretin ve köleliğin hükümleri farklı farklıdır. Mesela, bir esir i "dam edilebilirken, dini ve düşüncesi ne olursa olsun, hiçbir kö- le asla ve asla i'dam edilemez. Cinayet hali müstesna... Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan bu İslam An- siklopedisindeki Avrupa taklitliği o kadar çok ve barizdir ki, Arapça isimlerin yazılışı dahi Türkçe hurufata göre değil de yazıl- dığı Avrupa dillerinin alfabesiyle bırakılmıştır. Binlerce örnekte görüleceği gibi özel isim olan "Zeyd" kelimesini "Zayd" olarak yazmışlardır. Veled (çocuk) kelimesini "Valad" olarak yazmışlar. Bu Ansiklopedinin bu gibi zaaflarına rağmen, ilmî ve tarafsız git- tiği de, çoğu yerde görülür. (B.S.) <br /><br /><b>Sayfa 284 </b><br /><b><span style="background-color: #d9ead3; color: red; font-size: large;">Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz kitabından alınmıştır. Daha fazlası için kitabı alıp okumanız tavsiye edilir.</span></b><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9AOGFVdC8Rh3jZmcw-KSjyhmxgi9uwienGdiAFxI5SwpVFLv1JhUbeZWG1XLR4GyOaAoPlYVkAVbTMPW7Rn4AqMcKidXavcSXMvwa_6wAMUyudXLd-sAkLSGnr-j-NvcRC6Y62-iug34X/s1600/kad%C4%B1n+ve+hayat_0001.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9AOGFVdC8Rh3jZmcw-KSjyhmxgi9uwienGdiAFxI5SwpVFLv1JhUbeZWG1XLR4GyOaAoPlYVkAVbTMPW7Rn4AqMcKidXavcSXMvwa_6wAMUyudXLd-sAkLSGnr-j-NvcRC6Y62-iug34X/s320/kad%C4%B1n+ve+hayat_0001.jpg" width="216" /></a></div><br /><b><span style="font-size: large;">KÖLELİK</span></b><br /><br /> "Köle, bütünüyle başka bir insanın malı olan, herhangi bir eşya gibi alınıp satılabilen kişidir. Kölelik, eskiçağlardan 19. yüz- yıla kadar süren uzun bir tarih boyunca çeşitli biçimlerde var ol- muştur. Köleler, taşınır herhangi bir mal gibi görüldükleri ve onla- ra hiçbir hak ve özgürlük tanınmadığı için, kendilerinden istenen her türlü işi yapmakla yükümlüydüler. Efendilerinin kötü davra- nışları, ağır yaşam ve çalışma koşulları, insan sayılmayan binlerce kölenin ölümüne yol açtı. Bir köle için kölelikten kurtulmanın tek yolu, efendisince özgürlüğünün geri verilmesi, yani azat edil- mesiydi. insanlar tarih boyunca, içinde yaşadıkları topluma ve dö- neme göre çeşitli yollardan köleleştirildiler. Savaşta tutsak edil- mek, bir suç nedeniyle cezalandırılmak, borcunu Ödeyememek ya da köle ana babadan dünyaya gelmek, köle olmanın çeşitli biçim- lerindendi. insanların ancak kendi yaşamlarını sürdürebilecek kadar üre- tebildikleri eski çağlarda kölelik yoktu. Zamanla üretimde kullandık- ları araçlar geliştikçe, tüketebileceklerinden daha fazla üretmeye baş- ladılar. Bundan sonra, savaş tutsaklarını öldürmek yerine kendileri için çalıştırmaya başladılar ve onların ürettikleri fazla ürüne el koydu- lar. Böylece köleler ve kölelik doğdu. Sümerler'dc köleler ya ev hizmetlerinde ya da tarlalarda ça- lıştırılırdı. Kâr getiren bir mal olarak alınıp satılmaya başlamala- rı daha sonraki dönemlere rastlar. İlk olarak Eski Yunan'da köle- ler toplumun temel sınıflarından biri oldu ve ekonomi, ağırlıkla köle emeğine dayandı. Burada köleler daha çok ev hizmetlerinde ve tarımda çalıştırıldılar. Köleler yurttaş sayamadıkları için hiçbir hakka sahip değillerdi. Köle sayısı çok artan Roma imparatorlu- Beşinci Kısım 285 ğu'nda, köklerin bazıları madenlerde ve taşocaklarında çalıştırı- lırken, bazılan da halkı eğlendirmek amacıyla yırtıcı hayvanlarla ya da birbirleriyle ölümüne dövüştürülürdü. Daha şanslı olanlar ise çiftliklerde ve evlerde çalıştırılırdı. Bu dönemde, birçok köle, içinde bulunduğu koşullara baş- kaldırarak ayaklandı. Bunlann en önemlisi Spartaküs Ayaklan- ması'dır. t.ö. 73'te İtalya'da, Capua'da gladyatör olarak satılan Spartaküs, bazı kölelerle birlikte kaçarak Vezüv Dağı'na sığındı. Başka kaçak kölelerin de onlara katılmasıyla tüm İtalya'ya korku salan 100 bin kişilik bir ordu oluştu. İki yıl sonra Spartaküs bir çarpışmada öldürülünce, güçleri parçalandı ve ayaklanma sona erdi. (bak. SPARTAKÜS)<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://tr.qantara.de/files/14922/14770/4cb5aa21f0520_Asklavenhandel_Quelle_Leibniz_Universitaet_Hannover.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="161" src="http://tr.qantara.de/files/14922/14770/4cb5aa21f0520_Asklavenhandel_Quelle_Leibniz_Universitaet_Hannover.jpg" width="320" /></a></div><br />Roma lmparatorluğu'nun yıkılışından sonra kölelik geriledi, ama hemen ortadan kalkmadı.. 8., 9. ve 10. yüzyıllarda Almanya'da tarım işçilerine olan gereksinimin artması köleliğin canlan- masına yol açtı. Bu amaçla birçok savaş tutsağı Slav köleleştirıldı. 13. yüzyılın sonlarında Avrupa'nın birçok bölgesinde kölelerin yerini artık serfler almıştı. Serfler, toprağa ve beylerine bağlı üre- ticilerdi. Köleler gibi alınıp satılmaz ama efendilerini ve bulun- dukları yeri de terk edemezlerdi. Topraklar, üzerinde yaşayan serflerle birlikte alınır ve satılırdı. Ortaçağda serfler ekonominin belkemiğiydi. (bak. FEODALİZM) Hıristiyan kilisesi ve islam dini, modern çağa gelinceye ka- dar köleliğe karşı çıkmadı. Müslümanlar ile Hıristiyan Avrupa arasındaki uzun süren savaşlarda, her iki taraf da aldıklan savaş tutsaklarını köleleştirdi. Bununla birlikte Müslümanlar'm aldık- ları tutsakların çoğu ağır işçi olmak ya da ırgat olarak tarlalarda çalıştırılmak yerine, ev hizmetlerinde çalıştırıldı. Ayrıca, Muslu- manlık'ta köle azat etmek sevap olduğu için, kölelerin bir bölü- mü azat ediliyor ve islam dinini kabul ederek topluluğun bir üye- Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz si olabiliyordu, Osmanlılar'da genellikle savaşlarda ya da korsanlık yoluyla tutsak edilen kişileri köle olarak kullanmak, alıp satmak geleneği vardı. Bunun dışında başka ülkelerdeki pazarlardan satın alınarak ülkeye getirilen kölelere de rastlanırdı. Köle ticaretini yalnızca Müslüman tüccarlar yapabilir, Hıristiyanlar da köle satın alabilirdi. Müslüman köle kullanmak ise yasaktı. Köleleri tarımsal üretimde ya da zanaat üretiminde çalıştırmak Osmanlı Devleti'nde yaygın olmamakla birlikte rastlanan bir olguydu. Özellikle İstan- bul çevresindeki padişahlara ait has çiftliklerde ortakçı kullar adıyla; Bursa'da dokumacılıkta ve bıçak yapımında köle emeği kullanılmıştı. Ayrıca Hıristiyan tutsakların beşte birine devletin el koyması ve bunlan Türkleştirerek devlet hizmetinde kullanma- sıyla başlayan devşirme sistemi de Osmanlılar'a özgü bir tür kö- lelik sayılabilir. Osmanlılar'da esir ticaretine dayalı kölelik 1847'de resmen kaldırıldı. Devşirme sistemi ise fetihlerin durak- lamasına paralel olarak daha 17. yüzyılda önemini yitirmeye baş- ladı, 18. yüzyılın ortalarında da bütünüyle ortadan kalktı. Amerika'da Kölelik 1442'de bir grup Portekizli kâşif, Afrika'nın batı kıyısından getirdikleri köleleri Portekiz'de sattı. Bu, Avrupa uluslannca 400 yıldan fazla sürdürülen acımasız bir ticaretin başlangıcı oldu. İs- panyollar, Güney Amerika'nın büyük bölümünü ele geçirdikten sonra, köleleştirdikleri Yerliler'i gümüş madenlerinde çalıştırdılar, Ama Yerliler'in çoğu kötü çalışma koşullarına ve hastalıklara dayanamayarak yaşamını yitirdi. 1S17'de İspanya kralı Afrika'dan köle getirmeye karar verdi. Köleler gemilerle önce Batı Hint Ada- lan'na, oradan da plantasyonlarda (büyük çiftlikler) çalıştırılmak üzere anakaraya götürüldüler. Plantasyon köleliği, Amerika'daki Beşinci Kısım 287 ingiliz kolonilerince de sürdürüldü, (bak. AFRİKA) İlk İngiliz köle tüccarı Amiral Sir John Hawkins'dir. (1532- 95) Hawkins, köleleri gemilerle, Batı Afrika'dan Brezilya'ya ve Batı Hint Adaları'na götürüyordu. 18. yüzyılda İngiltere, Afrikalı kölelerin alım satımında en önde gelen Ülke oldu. 1680-1786 ara- sında 2 milyondan fazla Afrikalı, köle olarak Kuzey Amerika'daki ingiliz kolonilerine ve Batı Hint Adaları'na götürülerek satıldı. 150-600 köle taşımak üzere tasarlanmış özel gemiler, İngil- tere'den yola çıkar ve Afrika'ya giderdi. Burada, köle tüccarları ta- rafından ele geçirilen, bazen de Siyah kabile şeflerince tutsak edilerek beyazlara satılan erkek, kadın ve çocuklar gemilere bindirilirdi. Köle ticaretinin sürdürüldüğü 400 yıl boyunca Afrika 75 ile 90 milyon arasında genç erkeğini yitirdi. Bu dönemde Afrika'dan Amerika'ya 15 milyon köle getirildi. Aradaki fark, köleleştirilen Afrikalılar'ın yolda ölmesinden kaynaklanmaktadır..." (Temel Britanıca)<br /><b><span style="background-color: #d9ead3; color: red; font-size: large;">Kadın ve Hayat Hakkında Bilmediklerimiz kitabından alınmıştır. </span></b>Yazarı: Bahaeddin Sağlam<br /><b><span style="background-color: #d9ead3; color: red; font-size: large;"><a href="http://endandik.blogspot.com/2013/02/islamda-kolelik-2.html" target="_blank">Devamı: İSLÂMDA KÖLELİK -2 Konumuza bakabilirsiniz</a></span></b><br /><b><span style="background-color: #d9ead3; color: red; font-size: large;"><br /></span></b><br />İlgili Aramalar: </div>gölgehttp://www.blogger.com/profile/14844881826386894797noreply@blogger.com0